Kadınlar ‘kahveye’ giderse…
Mağusa Maraş bölgesinde, sadece kadınlara özel bir kahve…
Mağusa’da Minal Kadınlar Kahvesi’ni açan Keziban Çeltek, Kıbrıs’ta bir ilk olmanın gururuyla mutluluğunu paylaştı. Amacının kadın kadına sosyalleşme olduğunu anlattı.
Dila ŞİMŞEK
Mağusa Maraş bölgesinde, sadece kadınlara özel bir kahve açıldı.
Kahvenin yaratıcısı Keziban Çeltek, uzun zamandır hayalini kurduğu Kadınlar Kahvesini, kadınların sadece kendi aralarında sosyalleşebileceği bir yer olması adına açtığını anlatıyor.
Keziban Çeltek, Minal Kadınlar Kahvesi için iki kuralının olduğunu söylüyor, “Erkekler ve çocuklar giremez!”. Çeltek, bu kararı için “Yıllardır eşimiz, babamız sadece erkeklerin gittiği, bir şeyler içilip oyun oynanan, kadınlar ve çocuklar olmadan sosyalleşilen kahvelere gidiyor. Ben aynısını kadınlar için de istedim ve yaptım” diyor.
Keziban Çeltek: “Yıllardır eşimiz, babamız ‘ben bir kahveye gideyim’ diyerek sadece erkeklerin bulunduğu bir kahveye gidebiliyor… Aynısı neden kadınlar için de olmasın?”
“İnsanlar neden erkek ve çocuksuz bir Kahve diye soruyor…”
Keziban Çeltek, insanların kendisine sık sık ‘neden erkek ve çocukların giremediği’ bir kahve açtığını sorduğunu anlatıyor. Çeltek bunun için, “Yıllarca erkeklere sordunuz mu, bu kahvelere neden kadınlar ve çocuklar da gelmiyor diye? Piyasada bu şekilde gidilebilecek tonlarca kafe zaten mevcut, ben kadınların kendilerini rahatça ifade edebileceği, sohbet edip güleceği, oyunlar oynayacağı, çocuk bakma sorumluluğu olmadan arkadaşları ile eğlenebileceği bir mekan yaratmak istedim” diyor.
Çeltek, bir erkek kahvesine sadece soru sormak gibi bir sebep dışında kadınların veya çocukların da girmediğini belirterek, “Eskiden babalar, kocalar ‘ben bir iki saatliğine kahveye gidiyorum’ diyerek çıkar, arkadaşları ile sohbet edip dinlenebileceği yerlere giderdi. Şimdi aynısını biz de diyebileceğiz” diye anlatıyor.
“Kütüphanemiz, oyunlarımız, eğlence gecelerimiz var”
Çeltek, açtığı Kahvenin sadece gidip bir şeyler içilmesi dışında, kitap okuma, oyun oynama, bir şeyler izleyip sohbet etme gibi fırsatların olduğunu da dile getiriyor. Çeltek, “Kadınlarımız hep önce çocuğum, eşim diyerek yaşıyor. Ama ben burada, izleyeceğimiz bilinçlendirici kısa film ve slaytlarla, kadınlara bilmedikleri şeyleri öğretmeyi de hedefliyorum. Örneğin meme kanseri nedir, belirtileri nelerdir, ne yapılmalı… Yani kısaca kadına dair her şey” diyerek, aslında açtığı Kahvenin kâr amacı gütmekten ziyade, sosyalleşme ve öğrenme yeri olduğunu vurguluyor. Çeltek, toplumda kadınların hep ‘saçlarını süpürge ederek’, kendileri için hiçbir şey yapamadan yaşadığını, bunu değiştirmek istediğini kaydediyor. Çeltek, “Kadınlarımız yatağa düşmeden hastaneye gitmiyor, ben burada bunu değiştirmek adına, doktor arkadaşlarımızın da yardımıyla söyleşi düzenleyerek bilinçlendirme yapmayı hedefliyorum” diyor.
Çeltek, servis ettiği yiyecek ve içeceklerde çok cüzi bir ücret aldığını belirterek, “Elimden gelse hiçbir şey almazdım. Benim için sadece elektrik, su ve mutfak masrafları çıksın yeterli, kadınların mutlu olduğunu görmek bana yeter” diye hislerini ifade ediyor.
“Eşini kaybettikten sonra, yedi senedir sokağa çıkmayanı vardı”
Çeltek, kahveye gelen bir kadının, eşinin vefatından beri sokağa çıkmadığını anlatıyor… Keziban Çeltek, “Kadın, yedi senedir doğru düzgün bir yere gitmemiş, böyle bir şey olabilir mi?” diyerek şaşkınlığını ve üzüntüsünü belirtiyor. Çeltek, “Burayı açtığımdan beri neredeyse her akşam geliyor, senin sayende kabuğumdan çıktım diyor… Demek ki kadınlarımız bir şeyleri biliyor, ancak yaşadığı baskıdan eli kolu bağlı hissediyor” diye konuşuyor.
“Güneyden çok olumlu tepkiler geldi”
Çeltek, Derinya geçiş noktasına yakın olan Kahvesine, güneyden birçok kişinin de geldiğini, olumlu sözlerle destek çıktıklarını söylüyor. Çeltek, hem kuzeyde hem güneyde bir ilk yapmanın gururunu taşıdığını dile getirerek, emekliliğinden sonra açtığı bu kahvenin uzun süre devam etmesini umduğunu vurguluyor. Çeltek, önceden fotoğrafçı olan dükkanlarını Kahveye dönüştürdüğünü ifade ederek, “Eşyaların neredeyse hepsi elimizde olan şeylerdi… Dekoru rahmetli annemin eşyalarından da toplayarak tamamen kendim yaptım, iki ay boyunca sabah akşam uğraştım. Bir hayali gerçeğe dönüştürdüğüm için çok mutluyum” diyor.