İki çocuk annesiyken öğrenci olarak girdiği üniversitede şu an öğretim görevlisi olarak çalışan Dramaturg İsmihan Yorgancı, toplumda kadına yüklenen ev içi görevlerin arasında hayallerini gerçekleştirip üniversite okumanın zorluklarını anlatıyor, geldiği noktada tüm kadınlara ‘hayallerinin peşinden gitme’ tavsiyesi veriyor.

Liseden sonra hep tiyatro üzerine eğitim almak istediğini ancak yurtdışına gitme imkanı olmadığı için bu hayalini gerçekleştiremediğini söyleyen Dramaturg İsmihan Yorgancı, Yakındoğu Üniversitesi Sahne Sanatları Fakültesi’nde bölüm açılınca hayaline bir adım yaklaştığını anlatıyor. Yorgancı süreci şöyle özetliyor: “Maddi olarak yurtdışına gitme gibi bir olanak söz konusu değildi. Bu yüzden liseyi bitirince hemen çalışma hayatına atılmak zorunda kaldım. Ardından evlenip çocuk yapınca üniversite hayallerini ertelemek zorunda kaldım çünkü hayalim tiyatro ile ilgili bir şey okumaktı ve herhangi bir üniversitede sevmediğim bir bölüm okumak istemedim…”

“Sınava ailemden gizli girdim, eşim başlarda durumu kabullenemedi”

Liseyi bitirdikten yaklaşık 10 yıl sonra, çocukları ilkokula giderken Yakındoğu Üniversitesi Sahne Sanatları Fakültesi’nin açıldığını bir gazete haberinden öğrendiğini söyleyen Yorgancı, bu süreçte yeniden okula dönmenin kendisi için oldukça zor olduğunu, bu yüzden bir yıl boyunca durumu artıları ve eksileriyle değerlendirerek cesaretini toplamaya çalıştığını dile getiriyor. Bir yılın sonunda, 2006 yılında cesaretini toplayarak sınava girdiğini anlatan Yorgancı, ailesinden gizli girdiği okulda ilk yılın kendisi için çok zorlu geçtiğini ifade ediyor. Yorgancı şöyle devam ediyor: “Çocuklarım ilkokula gidiyordu, evliydim. Para kazanabilmek için çalışıyordum. Kazanıp kazanamayacağımı bilmiyordum ancak denemezsem içimde kalacağını düşündüm. Kazandığımı öğrendiğimde bu benim için yeni bir aşamaydı çünkü sınava girdiğimi evdeki kimseye söylememiştim. İyi karşılanmayacağını düşünmüştüm, öyle de oldu. Eşim başlarda bu duruma alışamadı. Yeniden öğrenci olmam ona garip geldi. Yaklaşık bir yıl boyunca bu konu üzerine neredeyse hiç konuşulmadı. Zaten bir yerden sonra özel sektör çalışanı olduğum için bir yerden sonra üniversitenin ders programıyla işi aynı anda yürütemedim ve işi bırakmak zorunda kaldım. Maddi zorluklar da yaşadık. Zaten işimden oldum, eşim de okul olayına sıcak bakmadığı için ondan para da isteyemedim, okulun ilk harcını çocuklar için ayırdığım paradan kullanarak ödemek zorunda kaldım. Sonrasında tabii ki fazlasıyla yerine koydum ancak o dönem benim için çok zor geçti”.

“Kıbrıs’ın kuzeyinde bu meslek çok bilinmiyor… Yaptığım iş yeni yeni takdir görüyor”

Dramatik yazarlığın da çok bilinen bir bölüm olmadığını ve bir süre evdeki insanlara bu bölümün ne olduğunu da anlatmaya çalıştığını belirten Yorgancı, dışarıdaki insanların da bu konuda çok bilinçli olmadığına dikkat çekiyor. Lisanstan sonra yüksek lisansını da aynı bölümde yaparak şu an, bir dönem öğrenci olarak bulunduğu fakültede öğretim görevlisi olduğunu anlatan Yorgancı, ancak şimdi etrafındaki kişilerden takdir görmeye başladığını söylüyor. Yorgancı şöyle devam ediyor: “Mezun olduktan sonra bu alanda çalışabilmek için çok direndim, çaba sarf ettim. Kıbrıs’ta tiyatroyla ilgili bir şey yapmak çok zor ancak ben sanatın insan için neleri değiştirebileceğine çok inanıyorum. Ben de bu aldığım eğitimle kendimi hayatın içinde var etmeye, iyileştirmeye çalıştım. Şu an buradayım, bir kitabım var ve mezun olduğum bölümde ders veriyorum. Öte yandan çeşitli belediyelerde, kültür merkezlerinde halka faydalı olacak işler de yapmaya çalışıyorum. Tiyatro oyunları çıkarıyoruz. Bunlar benim için önemli başarılar…”