1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Kadınlardan barış içinde birlikte yaşama mesajı…
Kadınlardan barış içinde birlikte yaşama mesajı…

Kadınlardan barış içinde birlikte yaşama mesajı…

Dünya Sendikalar Federasyonu’na Kıbrıs’tan üye sendikaların kadın büroları tarafından 20 Mart 2025 Perşembe akşamı PEO-ETKA binasında düzenlenen ortak panelde Kıbrıs’ta kadının konumu ele alındı, birlikte barış içinde yaşama mesajları verildi…

A+A-

Dünya Sendikalar Federasyonu’na Kıbrıs’tan üye sendikaların kadın büroları tarafından 20 Mart 2025 Perşembe akşamı PEO-ETKA binasında düzenlenen ortak panelde Kıbrıs’ta kadının konumu ele alındı, birlikte barış içinde yaşama mesajları verildi… DEV-İŞ Kadın Bürosu tarafından yapılan açıklamada, panelle ilgili olarak şu bilgiler verildi:

“Panele Dünya Sendikalar Federasyonu WFTU üyesi PEO, DEV-İŞ, KTAMS, KTÖS, KTOEÖS, BES, KOOP-SEN ve DAÜ-SEN’in emekçi kadınlar bürolarından temsilciler katılarak, “İki toplumdan emekçi kadınların konumu”na ilişkin kendi örgütlü oldukları alandan örnekler verdiler, çözüm önerileri sundular.  

20 Mart 2025 Perşembe günü saat 17.00-19.00 saatleri arasında yapılan Dünya Kadınlar Günü onuruna düzenlenen panelde Türkçe ve Rumca simultane çeviri yapıldı. Panelde konuşan sendika ve dernek temsilcisi kadınlar, barış içinde birlikte yaşama mesajı verdiler.

Panelde ilk olarak PEO Genel Sekreteri Sotirulla Haralambus, katılımcıları selamlarken, Cenevre’de yaşananlara atıfta bulunarak Kıbrıs sorununa ilişkin çözüm perspektifinin, canlı tutulmasının ve açık kalmasının olumlu olduğunu belirtti. Haralambus konuşmasında ayrıca istenilen unsurun, siyasi eşitliğe dayalı iki kesimli iki toplumlu federasyon temelinde bir çözüm için bugüne kadar görüşmelerde ele edilen kazanımlar ve BM kararları temelinde bütünlüklü bir çözüme yol açacak müzakerelerin yeniden başlaması olduğunu da yineledi. Haralambus, Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi, barış ve güvenlik için hep birlikte mücadele etmeye de devam edeceklerini söyledi.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komiseri Josi Hristodulu da bir konuşma yaparak faaliyetlerini aktardı, “Birimimizin kapıları Kıbrıslıtürk kadınlara her zaman açıktır” dedi. DEV-İŞ Emekçi Kadınlar Bürosu adına Sevgül Uludağ bir konuşma yaptı ve barış mesajı verdi... PEO Emekçi Kadınlar Bürosu Sekreteri Marina Stavrinu Kuku ise konuşmasına geçmiş ortak etkinliklerden bir videoyla başladı ve sonra da Kıbrıs’ın güneyinde kadının konumunu ortaya koydu.  Kıbrıs’ın güneyinde kadınların işgücünün %47.5’ini oluşturduğunu, bunlardan %46.4’ünün 1500 Euro altı ücret aldıklarını, kadınlar arasında yoksulluğun yüzde 18 olduğunu, bu yoksul kadınların daha çok tek ebeveynli, kısmi istihdam edilmiş kadınlar arasında egemen olduğunu, brüt asgari ücretin ise bin Euro civarında olduğunu belirtti. Marina Stavrinu Kuku, karar mekanizmalarında erkeklerin daha sık terfi aldığını, kadınların öğretmenlik, sağlık, bakım gibi daha düşük ücretli alanlarda çalıştığını ve kadın-erkek arasında ücret farkının %10.2 olduğunu belirtti. Kadınların ayrıca ücretsiz ev işleri, çocuk ve yaşlı bakımını üstlendiğini, işyerlerinde daha çok da göçmen kadınlara yönelik taciz ve şiddet yaşandığını belirtti. Daha önce toplu sözleşme oranının %80 olmasına karşın, şimdilerde %50’lere düştüğünü, “dıştan hizmet satın alımı” gibi oyunlarla toplu sözleşmelerin oranının düşürüldüğünü belirten Kuku, doğum, babalık ve ebeveyn izinlerinin süresinin uzatılması gerektiğine işaret etti. Kuku, işyerlerine bir eşitlik görevlisi/komitesi atanmasını başardıklarını ancak mücadelenin devam ettiğini belirterek Kıbrıs sorununun çözümü ve barış için ortak mücadelenin devam edeceğini söyledi.

Bundan sonra DEV-İŞ Kadın Bürosu adına bir selamlama konuşması yapan Sevgül Uludağ, şöyle dedi:

“Adamızın yeniden birleştirilmesi, karşılıklı anlayışın ve bir barış kültürünün tesis edilmesi ve barışın kurulabilmesi için verdiğimiz ortak mücadele, evlatlarımızın gelecekte huzur içinde yaşaması içindir…

Daha önce de çeşitli vesilelerle söyledim, tekrarlamak istiyorum çünkü Kıbrıslı kadın emekçiler olarak durumumuz her iki tarafta da iyileşeceğine, daha da kötüye gidiyor…

Yıllar içerisinde çok şey kaybettik… Son 70 senedir devam eden çeşitli çatışmalarla insanlarımız pek çok kere göçmen edildi… İnsanlarımız sevdiklerini kaybetti… Hala akibeti belli olmayan “kayıp” insanlarımız vardır… Adamızda yaşayan tüm toplumlardan insanlar büyük acılarla, büyük trajedilerle karşı karşıya kaldı ve bir türlü kalbimizde büyük bir özlem olan barışı tesis etmeyi başaramadık… Buna hep engel olundu… Barışı bu adadaki kendi çıkarlarına ters görenler, bizleri hep gerginlik içinde, birbirimize düşman imişiz gibi yaşatmaya çalıştı… Yurdumuzu barikatlarla, dikenli tellerle, kum torbalarıyla, askerlerle, silahlarla, “Taksim” ve “Enosis” planlarıyla paramparça ettiler… Yeraltı teşkilatlarına barışı savunan masum insanlarımızı dövdürttüler, öldürttüler… Onları bu adadan kovdurttular… Pek çok Kıbrıslıtürk, Kıbrıslırum, Kıbrıslıermeni, Kıbrıslımaronit, binlerce kilometre uzaklardaki topraklarda, yurtlarına hasret biçimde yaşamak zorunda bırakıldılar… Onlar, bu topraklarda kendilerine bir gelecek kurma hakkı verilmeyen, bu hakları şu veya bu çatışma gerekçesiyle ellerinden alınan, göçmen edilen, sürülen, herşeylerini kaybedenlerdi… Evlatları yabancı topraklarda doğup büyüdü ve kendileri de çoğu yurtlarına dönemeden ölüp gittiler, o yabancı yerlerde, yabancı topraklarda birer mezara defnedildiler… Ölüleri bile çok sevdikleri yurtlarına kavuşamadı…

Bugün gene kalıcı taksim senaryolarıyla barış umutlarımızın önüne dikilmiş duruyorlar – her geçen gün bu kalıcı taksimi gerçekleştirmek için kendi kirli planlarını yapıyorlar, buna itiraz edenleri derhal “hainlik”le suçlamayı sürdürüyorlar – son 70 senedir yaptıkları gibi, aynı senaryoyu aynı repliklerle tekrar edip duruyorlar.

Onların bu adanın kalıcı biçimde taksim edilmesi hiç umurlarında değildir.  Kıbrıslıtürkler, Kıbrıslırumlar ve adamızın diğer toplumlarının iyiliği, onların hiç umurunda değildir…

Onlar bu toprakları bizim sevdiğimiz gibi sevmiyorlar, umursamıyorlar… Tek umursadıkları, kendi çıkarlarıdır…

İşte bu yüzden mücadelemizi daha da yükseltmeli, birbirimizi daha iyi anlamaya yol açacak, birbirimizin koşullarını daha da iyi kavrayıp birlikte hareket etmemizi kolaylaştıracak adımlar atmaya devam etmeliyiz… Bu panel de mütevazi biçimde karşılıklı anlayış geliştirmemiz için bir adımdır…

Her sene sendikalarımızın kadın büroları olarak bu adımları atmaya çalışıyoruz, karşılıklı olarak işyerlerimizi ziyaret ediyoruz, bir araya geliyoruz ve emekçi kadınlarımızın sorunlarını yerinde inceliyoruz. Sorunlarımız benzerdir… Çözümleri de öyle… Ve Kıbrıs’ın kadın emekçileri olarak çözümlenmesi en acil olan sorunumuz, Kıbrıs sorunudur.

Bu toprakların emekçi kadınları olarak toplumlarımızın siyasi eşitliğine ve haklarına saygı gösterileceği barışçıl bir federal çözüm için kararlılığımızı ortaya koymalıyız…

Askerlerden ve silahlardan, üslerden ve askeri tesislerden arındırılmış, tümüyle sivilleştirilmiş, gerginlikten, ırkçılıktan, cinsiyetçilikten ve milliyetçilikten arındırılmış toplumlarımızın eşitlik içinde birlikte yaşaması, hedeflerlerimiz arasındadır…

Yurdumuzu birleştirecek olan, sade insanların doğal dostluğudur, efendilerin aşağılık kompleksli düşmanca hareketleri değil… Bu topraklarda geliştirilmesi gereken şey de merhamet ve empatidir… Evlatlarımızın birbirine karşı düşmanlık ve önyargılarla değil, karşılıklı anlayış ve empatiyle yetiştirilmesi için mücadeleye devam edeceğiz. Çünkü barışın temeli anlayış, merhamet ve empatidir…”

Panelde daha sonra Maria Zeniu, Kıbrıs Diyalog Forumu tarafından hazırlanan ve her iki toplumda işgücü piyasası veri tabanından oluşan internet sitesinden örnekler vererek tanıtım yaptı. Panelin moderatörlüğünü de yapan Zeniu, bu veri tabanının kadınlar tarafından kullanılabileceğine işaret etti.

Daha sonra KTAMS Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi başkanı Ülfet Kral, KTÖS Kadın Bürosu’ndan Sevgi Erhalaç birer konuşma yaparak, kendi örgütlü oldukları alanda yaşananları aktardılar, Kıbrıs’ta çözüm ve barış mesajı verdiler. KTOEÖS Kadın Bürosu adına konuşmasını yapmadan önce Tuğçe Tekhanlı ise “Hünsa” adlı üç kuşak kadının duygularını anlattığı şiirini okudu, ardından konuşmasını yaparak özellikle bugünlerde kız çocuklarına yönelik “türban” tartışmasının devam ettiği okullardaki durumu aktardı, Kıbrıs’ın kuzeyinde kadın emekçilerin sorunlarının çözümü için bir dizi somut çözüm önerisini aktardı, barış içinde birlikte yaşama mesajı verdi.

POGO adına bir konuşma yapan Eleni Evagoru, kadınların hiçbir ücret ödenmeyen işlerin %70’ini yaptıklarına dikkati çekti. BES Kadın Bürosu adına konuşan Fatoş Anter ise, yerel yönetimde kadınların karşı karşıya kaldığı sorunlar ve yürüttükleri faaliyetler hakkında ayrıntılı bilgi verdi. KISA adına konuşan Anthulla Papadopulos, göçmen kadınların cinayet dahil şiddet suçlarının kurbanı olduklarına dikkati çekerek bu alanda yaşananlardan örnekler verdi. Eşit Haklar ve Eşit Sorumluluklar örgütü adına konuşan Kulla Kumidu ise kendisinin Palekitireli (Balıkesir) olduğunu ve kayıpların bulunmasındaki rolünden ötürü gazeteci Sevgül Uludağ’a teşekkür etmek istediğini söyledi, barış dileklerini sundu.
Koop-Sen Kadın Bürosu adına konuşan Seren Eminer, Kıbrıs’ın kuzeyinde faal olan 100 kooperatiften 15’inin KOOP-SEN üyesi olduğuna dikkat çekerek bu alanda yaşananlara dikkati çekti. DAÜ-SEN Kadın Bürosu adına konuşan Aslı Gönenç ise, yüksek öğrenim alanında örgütlü, akademisyenleri içeren tek sendikanın DAÜ-SEN olduğuna dikkati çekti, 11 yıl önce bir gösteri esnasında yaşamış olduğu polis şiddeti sonucu yaralandığını, travmaya uğradığını, mahkemeye giderek davayı kazandığını ancak yaşamış olduğu bu travma nedeniyle yüksek sesli ortamlardan etkilendiğini aktardı.

PEO Kadın Bürosu’ndan Yota Panayotu ve aile içi şiddeti önlemeyi öngören SPAVO derneğinden Andri Androniku da birer konuşma yaptıktan sonra panel tamamlandı.”

Bu haber toplam 709 defa okunmuştur
Etiketler : , ,