1. YAZARLAR

  2. Neşe Yaşın

  3. KADINLARIN EDEBİYAT AĞACI
Neşe Yaşın

Neşe Yaşın

KADINLARIN EDEBİYAT AĞACI

A+A-

 

8 Mart Cuma akşamı Kıbrıs’ın kuzeyindeki ve güneyindeki iki yazarlar birliğinin işbirliği ile dünyadaki edebiyatçı kadınların anıldığı bir etkinlik ve buna eşlik eden iki dilli bir şiir dinletisi düzenlendi. Etkinlikte bir ağaca kadın şair ve yazarların yapıtlarından alıntılar asıldı. Bugün köşemde bu etkinlik için kaleme aldığım metni paylaşmak istiyorum:

“Kendine ait bir ağaç… Kadınların edebiyat ağacı… Virginia Woolf’un ünlü “Kendine ait bir oda” yazısından hareketle koyduk bu ismi. Virginia Woolf kütüphaneyi dolaşırken raflarda ne kadar az kadın yazara ait kitap olduğunu görür ve bunu sorgular. Sheakespeare ’in bir kız kardeşi olsaydı ne yapardı örneğin? Virginia Woolf kadınlara “Kendine Ait Bir Oda” önerir hem somut hem mecazi anlamda. Etkinlikten sonra kadın şair ve yazarlardan alıntıları asacağız bu ağaca. Kendimize ait bir edebiyat ağacı yaratacağız. Rumca “Yineka” ve Türkçe “Kadın” sözcüklerinden hareketle YİNEKADIN adını verdik ağacımıza.

Bugün özel bir gün ve özel günler bir konu üzerine yoğunlaşma fırsatı veriyor bize. Şair kadınların edebiyat kanonları dışında tutulmaları, çok az kadının kabul ve onay görmüş olması kadınların hayatın diğer alanlarındaki serüvenlerinden o kadar da farklı değil… Bir başka açıdan bakıldığında şiir yazmak her koşulda mümkün… Emily Dickinson’un çekmeceleri kütüphane raflarına günün birinde çıkabildiğine göre, önemli olan şiirle kurulan ilişki… Ne yazık ki pek çok şair kadının “kendine ait bir odası” olmadığı gibi kendine ait bir çekmecesi de olmamış… Ev içlerinde şilte altına saklanan ve bulundukları zaman da kıyametlere neden olan şiirleri hayal edebilirsiniz. Bütün bunlardan da önemlisi otosansürdür belki de… Başa gelebileceklerden korkup içindeki sesi kâğıda geçirememektir. Kadın yazarlar kimi zaman takma atlarla yazmayı seçmiş, kimi zaman kendilerini bir erkek adının ardına gizlemişlerdir.

Bu ağaç, cesaret gösteren, kedini zorlu bir alanda var eden kadınların ağacı. Bizi bugünlere getirmek için mücadele veren, boyun eğmeyen bazı şair, yazar büyükannelerimize teşekkür borçluyuz. Bizi anlayıp yanımızda duran her cinsiyetten bireylere kadar uzanmalı bu teşekkür. Ama öncelikle bugünün dünyasını yığınsal eylemlerle sarsan dünyanın her yanındaki kadın arkadaşlarımız büyük bir alkışı hak edenler. Doğrusunu isterseniz her şeyin birden kötüye doğru gitmeye başladığı otoriter, misojen, maço, homofobik liderlerin meydanı doldurduğu, savaş kışkırtıcılığı, yabancı düşmanlığı ve faşizmin irtifa kazandığı son dönemde yüzümüzü tek güldüren hakları için bütün zorluklara göğüs geren, renkleri ile sokakları dolduran, sonuç alana kadar mücadele yemini veren kadınlar. Eğer militarizm ve faşizm gerileyecekse biraz da bu kadınların oluşturacağı yeni dil sayesinde olacak.

Yüzyıllar boyunca kadınlar inkâr edildiler, bazı tanımların içine sıkıştırıldılar, onlara şairlik değil esin periliği layık görüldü. Kamusal alan erkeklerin hakimiyetine girerken kadınlar özel alanda kilit ve denetim altında tutuldular.

1995 yılında Kıbrıslı kadınlar olarak da katıldığımız Pekin’deki kadın konferansında bir and içmiştik. O andın bir bölümünü tekrarlayabiliriz bugün.

“Ekmek. Tertemiz bir gökyüzü. Barışın egemenliği. Bir yerlerde şarkı söyleyen bir kadın sesi, pişen yemeklerden tüten duman gibi her yeri saran bir melodi. Silahları bırakmış askerler, bereketli hasatlar, iyileşmiş yara, istenen çocuk, özgürlüğüne kavuşmuş tutsak, bütünselliğine saygı gösterilen beden, geri dönen sevgili. İşaretleri anlamlı ve okunur kılan o büyülü yetenek. Eşit ve hakça paylaşılan, değeri verilen emek. Sorunları çözmek için varılan anlaşmadan duyulan sevinç. Yalnızca selamlamak için kaldırılan eller. Güvenli yerler – yürekler, evler, ülkeler – öylesine güvenli ki en sonunda artık güvenli sınırlara gerek kalmamış. Ve her yerde kahkahalar, dayanışma, sevinç, dans, doygunluk. Mütevazi bir cennet şimdi’de.
Biz bunu gerçek kılacağız; kendimizin yapacağız; politikayı, tarihi, barışı yaratacağız; bunları ulaşılabilir kılacağız; yaramazlık yapacağız; farklılık yapacağız; aşk yapacağız; bağlar kuracağız; mucize yaratacağız. İnanın bize. “
 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 1492 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar