1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Kadir Cangızbay ve bize de  bulaştırılan böceklik virüsü!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Kadir Cangızbay ve bize de  bulaştırılan böceklik virüsü!

A+A-

Kadir Cangızbay yaşamını yitirdi...
76 yaşındaydı...
Üniversitede hocamızdı Cangızbay...

-*-*-

Tam bir Fransız hayranıydı bana göre...
Fransızca eğitim yapan Saint Joseph Lisesi'ni bitirmişti...
Fransız sigarası hayranıydı... 
Gitanes...
Ve o günlerde o sigaradan sadece Ercan Havaalanı gümrüğünde bulabiliyorduk...
Mutlaka isterdi, götürürdük, “ne parası hocam, ne demek” falan diye “rüşvet beyni ile düşündüğümüz anda” çok kızardı. Parasını öderdi...

-*-*-

Ve Citroen...
Arabası kesinlikle Citroen’di...
O da Fransız...

-*-*-

Seneler sonra İngiltere’de yaşarken, neredeyse 15 yılda 10 otomobilim oldu, 7’si Citroen’di...
Her Citroen alışımda aklıma Cangızbay gelirdi...
Tabii ki benim citroen almamın sebebi Fransız hayranı olmam değildi... Fransız araçlarının İngiltere’de çok ucuz olmasıydı!

-*-*-

22 Temmuz 2023’te yaşamını yitiren Cangızbay, “Türk sosyolog ve anarko-sosyalist” olarak tanımlanan bir solcuydu... 
Kendisiyle ilgili makalelerde, 12 Eylül 1980 Darbesi'ni ve YÖK'ü protesto için uzun yıllar doçentlik ve profesörlük sanı almayı reddettiği yazılıdır...
1989'da Doçent, 1996'da Profesör oldu. 
2014’te emekliye ayrıldı...
Birgün gazetesinde köşe yazıları yayınlanıyordu...

-*-*-

Yıllar önce (2016) yazdığı bu köşe yazılarından birinde, Türkiye’deki insanlardan söz etmekteydi ama anlattıkları sanki “biz”dik!
Kıbrıslı Türklerdi...

-*-*-

Türkiye’de polislerin öldürdüğü Berkin adlı çocuğun annesi yuhlattırılmıştı o günlerde ve Cangızbay, bu konuda demişti ki; “Berkin’in anasını yuhalatan birini desteklemek, siyasal bir tercih değil, ahlakî bir durumun tezahürüdür”...

-*-*-

Meseleyi, KKTC’de bizim sözde iktidara getireceğim...
Bunlar elbette yeni vatandaşlardan da oy alıyorlar mutlaka ama onları destekleyen ciddi bir oy potansiyeli var bu ülkede...
Ve Cangızbay’a göre siyasi tercih değil, “ahlakî bir durumun tezahürü” olan konu şöyledir:
“... 12 Eylül, Türkiye halkına ‘böcek’lik aşıladı; siyasete katılma, ekonomik-sosyal ve kültürel hak arama, bu yolda örgütlenme hak ve imkânları çok büyük ölçüde ortadan kaldırıldı. İnsanlar, artık kendilerini sözlerini dinletmek bir yana söz söyleyemez, sesini çıkartamaz, savunmasız, değil geleceklerine dair bir proje kurmak ve bu yolda bir yatırımda bulunmak, bugünlerini bile sağ olarak kurtarmak garantisinden yoksun, her an ezilebilir birer böcek gibi hisseder hâle getirildiler.”

-*-*-

Kadir hoca şöyle devam etti yazısına:
“... Böceklik virüsünü halkın damarlarına zerk edecek şırınga (enjektör), tabiî iğnesiyle birlikte, silahlı kuvvetlerdi; şırınganın içindeki virüs ise Turgut Özal’ın şahsında cisimleşmişti; tabiî, şırıngayı tutan el neo-liberal kapitalizmin patronları ve onların yerli işbirlikçileri olmak üzere.”

-*-*-

“... İnsanlar böcekleştirildi; daha doğrusu, kendilerini her an ezilebilir böcekler olarak hisseden, bu yüzden de kendileri için yegâne var kalma güvencesini, kendilerini ezecek postalın tabanına-ökçesine postal daha kendilerini ezmeden yapışıp, böylece ezilecekler safından çıkıp ezen gücün en alt tabakasında da olsa onunla bütünleşmede arayan canlılar hâline gelmeye yöneltildiler.”
“... AKP’nin bütün yaptıklarından sonra yüzde 49’un üstünde oy alması 35 yılı bulan böylesi bir böcekleştirme süreci çerçevesinde mümkün olabilirdi.”

-*-*-

Hocanın anlattıkları, tam da biziz...
Böcekleştirildik...
Böceklik virüsü bize de şırınga edildi...
“Rum sizi keser...” dendi mesela...
Ezikleştirildi toplum...
Ve ezenlerin postallarının tabanına yapışıp, ezenlerin alttabakası olmayı kabul etti...

-*-*-

Büyük bir kesim maaşa bağlandı, maaşı aldı ve sustu!
Yine Cangızbay hocaya göre buna karşı çıkanlar da ‘hain’di, ‘terörist’ti, ‘casus’tu!
Aynı biz!

-*-*-

Kadir Cangızbay’a göre “iktidardakiler”, “... siyasal irade dolandırıcısı darbe dölleri, kısacası iktidarlarını adaletsizlik, eşitsizlik ve bölücülük üzerinden kurma ve/veya sürdürme peşindeki ahlâksızlar”dı!
Ve hocam şunu hep vurgulardı: 
“Bunların böyle olduğunu her an ve her fırsatta ve de en büyük ısrarla vurgulayalım.”

-*-*-

Kadir Cangızbay’ın çok ilginç bir anlatım şekli vardı...
Toplumu kandıranların, aldatanların, propagandacıların bütün rezillikleri yaparken, örneğin jinekolog olsalar, erkeklere “sakın kadın eli sıkmayın, yoksa hamile kalırsınız” bile diyebilirlerdi!
Cangızbay, “... Oysa, el sıkmakla hamile kalınmayacağı gibi, erkeklerin hamile kalması da zaten hiçbir şekilde söz konusu olamaz” diyordu... 

-*-*-

Bize de şu anda dayatılan, yaşatılan, söylenen yalanlar tam da bu noktadadır!
Bazen o kadar saçma şeyler söyleniyor ki, bir çok “erkek”, el sıkarak hamile kalacağı inancındadır! 
İnanmasa bile, maddi – manevi – koltuki çıkar onu gerektirdiği için, inanır gibi yapmaktadır!
Mesela besmele çekmeyi bilmeyen birinin her Cuma camiye gidermiş gibi yapması!

-*-*-

Kadir Cangızbay’ı sevgiyle anıyorum...
O’nu tanımak, yaşam gururlarım arasındadır...
Sigara içmem ama bulursam, şerefine bir Gitanes yakıp içeceğim...
Filtresiz!

363808446-1031029311453497-5104505248964563526-n.jpg

Kıbrıs Cumhuriyeti 16 Yaş Altı Baksetbol Milli Takımı Kosova’daki önemli turnuvada şampiyon oldu... Bu takımın oyuncusu Demir Öztoprak, turnuvanın en iyi oyuncusu seçildi... Hem takımımızı, tüm sporcuları, antrenörleri, yöneticileri hem de sevgili Demir Öztoprak’ı yürek dolusu sevgiyle tebrik ediyorum... Gurur duyduk Demir... Kıbrıs’taki ilk maçında kesinlikle salondayım...

 

Bu yazı toplam 2723 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar