1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Kafaları değişmezsek nah çözeriz!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Kafaları değişmezsek nah çözeriz!

A+A-

Maria Angela Holguin’in nörobilimle birlikte açıklamaya çalıştığı konuyu geçen gün de yazmıştım!
Hani, kadın diyordu ki, Kıbrıs’ta hepimizin beynini incitmişler!

-*-*-

Ne demişti Holguin?
Hatırlayalım:
“… Nörobilim alanına yapılan bazı çalışmalar Kıbrıs’taki bazı tavırlara anlam vermeme yardımcı oldu… Beyin, gerçekleri, geçmiş inanışlarla yeni tecrübeleri birleştirerek algılıyor. Bu inanışlar çocukluk döneminde oluşmuş, miras bırakılmış veya beyinlere işlenmiştir… Acı bir geçmişin devamlı gündeme getirilmesi sonucunda o toplumun değişime açık olması ve umutlu, ortak ve daha iyi bir geleceğe inanması imkansız hale geliyor”… 

-*-*-

Bu meseleye kafayı iyice takmış bulunmaktayım!
Çok basit bir örnek vermek istiyorum!

-*-*-

Kıbrıs Türk tarafı Haspolat yani Mia Milia’dan bir geçiş kapısı talep ediyor…
Ersin bey, bir uçak yolculuğu sırasında, bu konuda kendisine soru soran gazeteci Reşat Akar’a, “açalım tabii” demişti… Reşat bey de bunu yazmıştı… 

-*-*-

Bu konuda Başkan Nikos; “biz Mia Milia’ya geçiş noktası açılmasının taraftarıyız ama Ersin bey doğru söylemiyor; gerçekten isteseydi çoktan açardık” diyor ve ekliyor; “biz de Piroyi ya da Pirgo’dan kapı açmak istedik, istiyoruz!”

-*-*-

Pirgo dediği “kapı”, aslında Erenköy’dür!
Koççina!

-*-*-

Koççina, küçük bir Türk köyüdür…
KKTC ile kara bağlantısı yoktur…
Askerliğimin bir kısmını orada yaptım…
Zamanında karadan geçiş olmadığı için denizden gidip geliyorduk…
Şimdi karadan geçiş kolaylığı sağlandı, ayrıca köye elektrik ve suyu da Kıbrıs Cumhuriyeti sağlıyor!
Umarım bedavadır da!

-*-*-

Ve gelelim Holguin’in saptamasına…
“… Acı bir geçmişin devamlı gündeme getirilmesi sonucunda o toplumun değişime açık olması ve umutlu, ortak ve daha iyi bir geleceğe inanması imkansız hale geliyor”…

-*-*-

Erenköy, Kıbrıs Türk toplumunun direnişinin en önemli “mekanlarından” biridir…
Efsaneleştirilmiştir…
Kıbrıslı Türklere silah bu köyden getirilmiştir…
1964’te Grivas komutasındaki Rumlar saldırmış, şehitler verilmiş, Türk Silahlı Kuvvetleri – ilk kez 8 Ağustos 1964’te bu bölgeye savaş uçakları ile müdahale etmiştir ve Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’in uçağı Rumlar tarafından düşürülmüştür… Yüzbaşı da şehit edilmiştir…

-*-*-

Aralık 1963’ün sonlarından günümüze kadar bu küçük köyün yolu hiçbir Kıbrıslı Rum tarafından kullanılamadı!
Rumlar dağdan gidip geliyor!
Erenköy’ün Doğu’sundaki Mansura’dan, Batı’sındaki Paşiambo köyüne gitmek için araçla en az 30 dakika harcanıyor…
Oysa bu köy geçişlere açılsa, süre 2 dakikaya kadar düşebilir…

-*-*-

“Durmak yasak, geçeceksiniz” denebilir!
Ama denmiyor!
Kolay kolay da denmez!
Neden?
İşte Holguin’in saptaması burada devrededir!
“Rum’u 61 senedir geçirtmedik, şimdi m geçireceğiz?”
“Kan döktük, geçişe izin vermedik, masada mı vereceğiz?”…
(Yeşilırmak’ta da benzer sıkıntılar yaşanmıştı, hatırlatırım…)

-*-*-

Tekrar ediyorum, Holguin’in müthiş saptamasına yüzde yüz katılıyorum…
“İki taraf olarak, bu kafaları değişmezsek” nah çözüm buluruz!


Son JuJu yorumu!

JuJu bu ülkenin şu anda en güçlü kadını mı?
Hayır!
En güçlü kişisidir!
Bu gerçekten, koşarak ya da uçarak kaçamazsınız!
Ülkenin bir gerçeğidir bu bahsettiğim konu!

-*-*-

JuJu bu ülkeye özel bir operasyonla getirildi mi?
Kesinlikle evet!
Bu operasyonda kimler vardır?
Kimin olduğu hiç önemli değil!
Ama kesinlikle polis bulunmaktadır!
Polis varsa, devlet de vardır, Türkiye’nin her türlü yeraltı kişileri de!

-*-*-

Bu operasyondan en büyük yarayı kim almıştır?
En başta polis ve Ünal abi!

-*-*-

Pek umurlarında mı?
Değildir!
Çünkü gerek Polis kurumu, gerekse Ünal abi “emir almak” konusunda da “boyunları kıldan ince” pozisyonundadır!

-*-*-

Peki başka “yara alan kurum” var mı?
Evet!
Adalet sistemi yara almıştır!
Özellikle “mahkemenin” bu noktada kusuru olmadığı – uygulama gereği apaçıktır!

-*-*-

Çok dikkatli olmak zorundayız!
Yargı kurumuna zarar verebilecek bütün komploları çok iyi düşünmek zorundayız!
Çünkü asıl hedef orasıdır!

-*-*-

Haaa JuJu’nun sahte diploması var mı?
Vardır!
KKTC’de sahte diploma sahibi olmak suç mudur?
Kesinlikle değildir!
Çünkü KKTC’nin kendisi en baştan sahtedir!


Bir adet Güney – Kuzey kıyası!

KKTC Meclisi’nin, trafik kazasında ölüme sebebiyet verenin en ağır cezasını, yasa değişikliği yaparak, 7 yıldan 14 yıla çıkardığı saatlerde; Baf Ağır Ceza Mahkemesi'nde bir duruşmanın kararı okunuyordu…

-*-*-

Baf Ağır Ceza Mahkemesi, Salı günkü oturumunda, 21 Ocak 2023'te sabaha karşı meydana gelen bir trafik kazasında motorlu bisiklet kullanan 58 yaşındaki İoannis Palikarpos’un ölümüne sebep olduğu gerekçesiyle 45 yaşındaki İngiliz şoförü, 22 yıl hapis cezasına çarptırdı…

-*-*-

45 yaşındaki İngiliz’in adam öldürmekten suçlu bulunduğunu yazan Fileleftheros gazetesi, söz konusu kişinin tutuklandığı günden bugüne kadar göz altında tutulduğunu ve artık 22 yılını merkezi cezaevinde geçireceğini kaydetti…

-*-*-

7’den 14’e çıkardığımız gün; Güney’de 22 yıl ceza gördük!
Daha caydırıcı ve sanki “trafik canavarı mağdurlarına daha fazla değer veren” bir durum!


257299475-10225961320089869-5002793584494505440-n.jpg

Bugün  11 Temmuz… Basın Günü… Tüm meslektaşlarımın günleri kutlu olsun… Bugün aynı zamanda meslekte 35’inci yılım doldu… Bu fotoğrafı, mesleğe başladığım günlerde tanıdığım ve çok zamansız kaybettiğimiz güzel insan Uğur Karagözlü Kasım 2021’de çekmişti… Sosyal medya hesaplarımdan biri hatırlattı… En başta sevgili Uğur, Süleyman Ergüçlü ve Mehmet Ali Akpınar olmak zere, hayatta olmayan tüm meslektaşları rahmet ve saygıyla anarım…

Bu yazı toplam 3238 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar