Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

KAFALARIMIZ

A+A-

Hayatının son günlerinde bir insan olarak en büyük emeli, ezilenlere yardım etmek, düşünce ve ışık ülkesine giden yolu bulmaktı.
Büyük yazar Dostoyevski için böyleydi!
Peki ısrarla "ışığı" aradığını söyleyen, tanıdık kalabalıklarımız için durum nedir acaba?

*  *  *

Kıbrıs adasında herkes için "ışık", güvenli bir gelecek olmalı.
Ama özellikle ada yarısında, dünyalı bir yarını da simgeliyor galiba...

*  *  *

"Hayatın olağanlıkları"na karşı pek de isyanı olmayan bir topluluğuz biz!
Toplum demeye de dilim varmıyor artık.
Siz bakmayınız "bağırma çağırma"nın çokluğuna!
İsyan bu değil ki!
Kanıksadığımız anlaşılmasın diye, çoğu zaman "gürültü" yapıyoruz sadece.

*  *  *

Eğer paylaşılacak bir fayda ve üleşilecek bir parsa varsa, iktidarın şaşmaz dişlisine dönüşen pek çokları... Bu "sıra" bitince ve rüzgarın yönü değişince, bu kez, ortak öfkeliler safında en önde yürüyebiliyorlar!
Ve bu manzara, öyle çeyrek asır içerisinde falan oluşmuyor.
Beş ya da on sene yetiyor, böyle bir başkalaşım faslına!
Ve sonra "sırasını bekleyenler" giriyor iktidar kuyruğuna (!)

*  *  *

İyice emin misiniz, her kim iktidara gelirse gelsin; şahsi meselenizi "kısa yoldan" çözmesi için aramayacak, hiçbir koşulda "özel iltimas" istemeyecek, asla "kayırmacılık" talep etmeyecek, liyakatla ilerleyecek, sizden olmayanın sesine de tahammül edecek,  özgürlüğüne saygı duyacak, her yanlışınızın bedelini utançla ödeyecek, üzerinden bir de güçlü çıkmayacaksınız!
Kendimden dahi emin değilim...

*  *  *

Yeni bir dile ihtiyacımız var, çok daha özenli ve yaratıcı.
Ve yeni bir tavra ihtiyacımız var, samimi ve kucaklayıcı...

*  *  *

Toplulukların "hayatın olağanlıkları" dışına çıkmaya ne kadar niyeti vardır acaba?
Düşünce ve ışık ülkesine yolculuk, bu niyetle başlayacak!
"Kimi değiştirdiğimiz"den önemlisi, "kafalarımız" ne zaman değişecek sahi!?

 

 

Bu yazı toplam 2160 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar