1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Kafka ve Dönüşüm
Kafka ve Dönüşüm

Kafka ve Dönüşüm

Kafka ve Dönüşüm

A+A-


Tufan Erhürman

Türkçeye, Vedat Günyol’un “Değişim”, Ahmet Cemal’in “Dönüşüm” adıyla çevirdiği Kafka’nın ünlü romanının açılış cümlesi Cemal’in versiyonunda şöyledir: “Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu” (Franz Kafka, Dönüşüm, çev. Ahmet Cemal, İstanbul, Can Yayınları, 2008, s. 13).

Romanın devamında aksini düşündürecek bazı pasajlar bulunduğu ileri sürülebilir elbette ama en azından bu açılış cümlesinde Gregor Samsa’nın bile isteye bir böceğe dönüştüğünü anlatan herhangi bir vurgu yoktur bence. Buna karşın Ahmet Cemal, “Kafka’yı Yadsımanın Bedeli” başlıklı denemesinde, “anlatının başkişisi Gregor Samsa ... iğrenç bir böceğe dönüşmeyi seçer” (Ahmet Cemal, Biz Sevmeyi Ne Zaman Unuttuk?, İstanbul, Aylak Adam Yayınları, 2014, s. 37) diyerek, romandaki dönüşümün Samsa’nın bilinçli tercihi olduğunu imler.

Açılış cümlesi tarafından doğrulandığı kanaatinde olmasam da, Cemal’in bu iddiasının modern toplum eleştirisini yaratısının merkezine alan Kafka üzerine düşünmek açısından önemli bir imkan yarattığı kanısındayım. Yazara göre, “Dönüşüm, gerçekte içinde yaşadığı toplumu artık insanı insan kılan değerlerden hiçbiriyle ölçemeyen, bu değerlerin hemen tümünün yitimine tanık olan bir toplum teki’nin, bireyliğini koruyabilmek için son çıkış yolunu ‘insandan başka bir şeye dönüşmekte’ aramasının öyküsüdür” (Cemal, s. 37).

Cemal’in “insandan başka bir şeye dönüşmekte” söz dizisini tırnak içerisine alması ilginçtir. Bu tercih, ister istemez, insanlıktan çıkan ama Cemal’in deyişiyle “insan kılığında var olmaya devam eden canlı türü”ne kıyasla, bu canlı türünün iğrenç bulduğu o böceğin insanı insan kılan değerlere daha yakın bulunabileceğini düşündürür.
Meseleyi işin içine biraz bilim kurgu çeşnisi katarak ele alırsak belki bu düşünce daha güçlü hale getirilebilir. Teknolojinin gelişim hızı dikkate alındığında, dışarıdan bakıldığı zaman insandan ayırt edilemeyecek robotların üretilmesi için çok fazla beklemek gerekmeyecektir muhtemelen. O zaman nasıl fark edilecektir yan yana duran iki “kişi”den hangisinin insan, hangisinin robot olduğu? Kaçınılmaz olarak insanı robottan ayıran birtakım yönler aranacaktır. İşte Cemal’in deyişiyle “insanı insan kılan değerler” bu yönlerden biri olsa gerektir. Bu durumda, biraz daha geliştirirsek bu yöndeki düşünceyi, bu değerlere sahip olan tiksinti uyandırıcı bir böceği, güzel bir insan görünümündeki bir mahluka oranla daha insan saymak doğru değil midir? Kaldı ki bu iddiayı kanıtlamak için derin düşüncelere dalmak da gerekmez hani! Zaman zaman medyada gördüğümüz, kedi yavrularını yaşama tutunsunlar diye emziren ve koruyup kollayan köpekleri, çocukları öldüren insan kılığındaki mahlukata kıyasla daha fazla insan saymakta ne beis var? William Burroughs’un o muhteşem “insan cins isim değil, sıfattır” cümlesi de (Cümle için bkz. Oscar Wilde, Sosyalizm ve İnsan Ruhu, çev. Fatih Özgüven, İstanbul, Re Yayıncılık, 2006, s. 5) bunda bir beis olmadığını anlatmıyor mu bize?

Cemal, denemesinde, “Gregor Samsa’nın böceğe dönüşmeyi seçmek”teki hedefini de açıklar. Ona göre, “bunca itici bir görünüşü seçme, bundan böyle insanları kendinden uzak tutma girişimiyle eş anlamlıdır”. Yani Gregor Samsa, yalnızca “insandan başka bir şeye dönüşmeyi” değil, “iğrenç bir böceğe dönüşmeyi” de seçmiştir. Güzel, uslu, sadık, iyi bir bekçi köpeğine dönüşmek istememiştir mesela. Çünkü böyle bir dönüşüm kendisini diğerlerinden farklı kılsa da, onları kendinden uzak tutmaya yetmeyecek, hatta belki diğerleri ona daha da fazla yaklaşacaklardır.

Dolayısıyla, Cemal’in anlatısında Gregor Samsa, modern toplumdaki haliyle “insan” olmayı reddetmekle yetinmemekte, insan kılığındaki bu mahlukla herhangi bir ilişki ve iletişim ihtimalini de bertaraf etmeye çalışmaktadır. Romanda böyle bir böcek kurgulamak büyük bir edebi başarıdır. Ama sanırım gerçek hayatta Gregor Samsa’nın yapmayı tercih ettiği şeyi yapmak, Kafka’nınkinden bile daha büyük bir başarıyı gerektirir. Yalnızca günümüzde olduğu biçimiyle insan olmayı reddetmekle yetinmeyip, insan kılığındaki ama insani değerlerden yoksun mahlukatla her türlü irtibatı da kesmek her ana(baba)yiğidin harcı değildir elbet.

Yine de bu karamsar tablodan bir umut devşirilebileceğini fark etmek az şey değildir. Cemal’in değerlendirmesini doğru kabul edersek, Kafka’ya göre umut, çevresinde dolanan insan kılığındaki mahlukattan kendini ayırma cesaretini gösteren, bu sıfatı taşımayı hak eden insanda gizlidir.

Bu haber toplam 3359 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 185. Sayısı

Adres Kıbrıs 185. Sayısı