Onur Erdoğan

Uçsuz bucaksız ovalardan yükselen dağların arasında, üstünde koca bir kilise bulunan dağ manzarası gördüğünüzde anlayın ki Kafkas Dağlarının zirvesindesiniz. Kendinizi masallar diyarında hissetmenize sebep olan bu görkemli dağlar biraz başınızı döndürebilir. Biraz dinlenin ve manzaranın tadını çıkartın. Bulunduğunuz yer Kazbegi.

Her ne kadar ismi değiştirilip Stepantsminda olsa da halen daha Kazbegi olarak anılıyor. Kazbegi, Gürcistan’ın kuzey batısından güney doğusuna kadar, Rusya sınırı boyunca uzanan masalsı Kafkas Dağlarının orta kısmında bulunuyor ve en az Kafkas Dağları kadar büyülüyor. Kazbegi, Rusya sınırına da oldukça yakın bir kasaba. Genel anlamda, Gürcistan’ın çoğu yerinde görkemli dağlar, hırçın nehirler ve alabildiğine yeşil, bakir bir coğrafya hâkim olsa da Kazbegi bunların arasında en ilgi çekici yerlerden biri.

KİLİSE

Kazbegi ziyaretçilerini yolda etkilemeye başlıyor. Yol boyunca uzanan ovalar, yüksek debiyle akan dereler, derin vadiler, uçurumlar ve görkemli dağlar Kazbegi’ye varıncaya kadar eşsiz bir manzara sunuyor. Bu kadar güzel bir yolculuktan sonra Kazbegi’ye varınca biraz oksijen seviyesinden biraz da manzaranın güzelliğinden insanın başı dönüyor.

Kazbegi deyince akla ilk kasabanın simgesi olan Gergety Trinity Kilisesi gelir. Diğer adı Tsminda Sameba olan kilise 14. yüzyılda yapılmış. Yüksek bir tepenin tam üstüne bulunan kilise, Kazbegi’nin en fotojenik yeri. Yürüyerek yaklaşık bir saatte çıkılan Kiliseye, taksi jeep kiralayıp da çıkmak mümkün.

KAZBEGİ VE GÜLER YÜZ

Kasabanın tam merkezinde ünlü Gürcü yazar Alexander Kazbegi’nin heykeli bulunuyor. 19. yüzyılda yaşayan yazarın, o dönemin Rusya’sında yazdığı birçok romanı başyapıtlar arasına girer. Heykelin biraz ilerisinde bulunan Kazbegi Müzesi de yazarın çocukluğunu geçirdiği evidir. Müzede yazarın özel eşyaları dışında Kazbegi’nin bulunduğu bölge olan Khevi bölgesine ait etnik ve arkeolojik eserler sergileniyor.  

Kazbegi, yamaçlarındaki kayak merkezleri ile kayakçıların, çevresindeki dağlar ile dağcıların, yürüyüşe uygun ovaları ile trekingçilerin, Rusya sınırına yakınlığı ile Rusya’ya gitmek isteyen turistlerin bir uğrak noktası. Bundan dolayı hostelinden, oteline, şarap evinden, mangal yapabileceğiniz restoranlara, müzesinden, çay bahçelerine kadar bir turistin isteyebileceği her şey Kazbegi’de mevcut. Bu kadar büyüleyici ve dingin bir yerde turistlerin huzurlu ve güler yüzlü olduğu kadar yerlilerin de huzurlu ve güler yüzlü olması iklimi soğuk olan Kazbegi’ye çok sıcak bir hava katıyor.

AÇIK-KAPALI SINIR KAPISI

Tam merkezde bulunan Cafe 5047m., Kasabanın en güzel cafesi. Hemen yanında bulunan restoranda ise Gürcistan’ın en meşhur yemeği olan Khinkali ve Haçapuri yiyebilirsiniz. Mantının büyüğü olan Khinkali, oldukça değişik çeşitleriyle Gürcülerin çok sevdiği bir yemek. Peynirli pideye çok benzeyen Haçapuri de bol tereyağı ve ortasına kırılan yumurta ile servis ediliyor.

1991 yılında SSCB’den ayrılıp bağımsızlığını kuran Gürcistan’ın, yakın tarihe kadar Rusya ile araları düzelmedi. 2010 yılına kadar iki ülke arasında bulunan Lars sınır kapısı bir kapanıp bir açıldı. Nihayetinde 2010 yılında açılan Lars sınır kapısı halen daha açık. Lars sınır kapısı, Gürcistan ve Rusya arasında tek sorunsuz gümrük kapısı. İki ülke arasında buzların tam olarak eridiği söylenemez ama bölgede herhangi bir tehlike kalmamış. Kasaba sınıra yaklaşık 20 km. uzaklıkta… Oradan sınırın öbür tarafındaki Rus sınır kasabası olan Vladikavkaz’a taksiler çok ucuz bir ücrete götürüyor.

Kazbegi’ye gitmek oldukça keyifli ama biraz zor. Ada’dan Türkiye’ye, oradan Tiflis’e yapılan uçak yolculuğundan sonra Tiflis’in Kazbegi’ye giden minibüslerinin kalktığı Güney otogarına gitmek gerekiyor. Otogarından Kazbegi’ye giden minibüsleri bulmak çok kolay. Biraz keşmekeş, biraz kalabalık… Tiflis otogarında minibüse bindikten sonra arkanıza yaslanın ve yaklaşık 6 saatlik yolcukta manzaranın tadını çıkartın.