Kâğıdı sanatın merkezine yerleştiren sanatçılar
Kıbrıs Kâğıt Sanatçıları Derneği ‘Kâğıda Dokunuş’ ismini verdikleri çalışmalarıyla ikinci sergilerini gerçekleştirdiler.
Simge Çerkezoğlu
Kıbrıs Kâğıt Sanatçıları Derneği ‘Kâğıda Dokunuş’ ismini verdikleri çalışmalarıyla ikinci sergilerini gerçekleştirdiler. Farklı ülkelerden sanatçıların katılımıyla gerçekleşen sergideki eserler görülmeye değerdi. Kâğıdın doğallığı ile sanatı buluşturan bu çalışmalarda kadından, sessizliğe, yaratıcılıktan, oluşuma kadar pek çok farklı anlamları içinde barındıran eserler sergilendi. Dernek Başkanı İsmet Tatar ve İsrailli sanatçı Laura Behar’la hem sergiyi konuştuk, hem de sanatçıları yakından tanıma fırsatı yakaladık.
İsmet Tatar
İSMET TATAR: TOPLUMSAL OLAYLAR VE DOĞA BENİ HAYATIM BOYUNCA ÇOK ETKİLEMİŞTİR
İsmet Tatar emekli bir öğretmen. Ankara Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu, Resim İş Bölümü’nden mezun olmasının ardından bir süre öğretmenlik yaparak hayatını sürdüren sanatçı, erken emekli olmayı tercih ederek kendini tamamen sanata verdiğini anlatıyor.
“En büyük hayalim bir atölye sahibi olmak ve orada tamamen sanatsal eserler yaparak çalışmaktı. Bence sanatta tam zamanlı olarak çalışmak çok önemli, elbette öğretmenliği de seviyordum ama çok uzun yıllar bunu sürdürmek istemedim. Evimin üçüncü katını atölye olarak düzenledim. Yıllardır orada çalışıyorum. Kâğıt üretiyorum. Bu güne kadar pek çok sergi açtım. İlk tematik sergimi 1995 yılında Girne’de yaşanan büyük yangın felaketinin ardından gerçekleştirdim. Ağaçların yanışını izlerken gerçekten çok etkilendim. Sanki ben yanıyordum. Bu sergiye ‘Yangından Önce, Yangından Sonra’ ismini verdim. Bunu yine ağaç konulu, iki sergi takip etti. 2005 yılında karşılıklı geçişlerin başlamasıyla insanların geride bıraktıkları evlerini görmek için gösterdikleri çaba beni çok etkiledi. Toprağın aslında insanlar için ne denli önem arz ettiğini fark ettim. Böylece toprak konusunda çalıştım. Kıbrıs’ın değişik bölgelerinden kırk bir farklı çeşitte toprak topladım. Onları sergiledim. Toplumsal olaylar ve doğa beni hayatım boyunca çok etkilemiştir. İnsanın yaşadığı çevreden etkilenmemesi zaten mümkün değil. Benim de tüm çalışmalarımda bunlar var.”
Gökçe Keçeci
“ZAMAN İÇİNDE ESERLERİMİN ANA HAMMADDESİ KÂĞIT OLDU”
Sanatsal üretimine sulu boya ve akrilik ile başlayan sanatçı zaman içinde kâğıt sanatını benimsediğini, özellikle sanatçı İnci Kansu’nun yönlendirmeleriyle de tamamen kâğıt ağırlıklı çalışmalara yöneldiğini anlattı.
“Ağaç konu sergimde kökleri resmedebilmek için kâğıt kullanmaya başladım. Bunu gören İnci Kansu beni daha fazla kâğıt üzerine çalışmam için yönlendirdi. Zaman içinde eserlerimin ana hammaddesi kâğıt oldu. Artık tamamen kâğıt üzerine çalışıyorum. Bahçede yetiştirdiğimiz soğanlardan, kabak ve gülün dallarını bile kâğıt olarak kullanıyorum.”
Hakan Pehlivan
“MEDENİYETİN DÖNÜM NOKTALARINDAN BİRİ KÂĞIDIN BULUNMASIDIR”
Kıbrıs Kâğıt Sanatçıları Derneği’nin kuruluş öyküsünü de yine kendisinden dinliyoruz. Yakın Doğu Üniversitesi’nde kâğıt sanatçıları olarak gerçekleştirdikleri uluslararası bir etkinlik sonucunda bir çatı altında toplanmaya karar veren üyeler, kendilerini kâğıdı sanatın merkezine yerleştiren sanatçılar olarak tanımlıyor.
“Derneğimiz 17 Ekim 2015 tarihinde kuruldu. Hepimiz dünyanın farklı ülkelerinden kâğıt sanatçıları derneklerine üyeydik ama ülkemizde daha fazla faaliyet için bir çatı altında toplanmaya karar verdik. Biz kendimizi kâğıdı sanatın merkezine yerleştiren sanatçılar olarak tanımlıyoruz. Kağıdımızı kendimiz üretiyoruz. Bunu ülkedeki bitkilerden veya geri dönüşümlü kâğıtlardan elde ediyoruz. Ofislerden, üniversitelerden atık kâğıtları topluyoruz. Bunları kâğıt hamuruyla, yeniden kâğıda dönüştürüyoruz. Böylece ana malzememizi oluşturuyoruz. Kâğıt hayatımızda çok önemli. Bence medeniyetin dönüm noktalarından biri kâğıdın bulunması. Kâğıt sanatçıların ilgisini çeken doğal bir malzeme. Kâğıdın çok çeşitli biçimlerini eserlerimizde görmeniz mümkün. Kâğıt sıvı ve katı halde çalışılabilecek bir malzeme, katı halde çalışırken kesilir, yırtılır, katlanır belki rulo yapılır. Sıvı halde kullanılırken de seramik gibi üç boyutlu işler yapılabilir. İki boyutlu çalışmaya imkân verdiği gibi, üç boyutlu da çalışılabiliyor. Kâğıt öyle güzel huylu bir malzeme ki, önünüze sonsuz seçenekler sunuyor. Elbette her şey araştırmakla başlıyor, sanatçı deneyerek, araştırarak yeni teknikler de geliştirebiliyor. Kâğıdın bu sonsuz seçenek şansı bizim için en büyük avantajı.”
Kemal B. Caymaz
Bu yıl ikincisi gerçekleştirilen Kâğıda Dokunuş (Paper Touch) sergisi Lefkoşa SOL Galeri’de açıldı. Çok ilginç eserlerin yer aldığı bu sergi kuşkusuz ziyaret edilmeye değerdi…
“En önemli çabamız kendi sanatçılarımızı üretmeye teşvik etmek. Bunu gerçekleştirebilmek için de her yıl en az bir sergi açmaya, atölye çalışmaları yapmaya gayret ediyoruz. İlk sergimiz geçen yıl yine Kâğıda Dokunuş ismiyle açıldı. Türkiye’deki kâğıt sanatçıları derneğiyle yaptığımız, Bulgaristan’dan sanatçıların da katıldığı ortak bir etkinlikti. Biz de bu konuda çok tecrübeli değildik. Sergiyi farklı etkinlikler, atölyeler, sunumlarla destekledik. Bu yıl İsrail’den de sanatçılar sergimizde yer aldı. Sergilenecek eserleri de oluşturduğumuz jüri seçti. Katılım şartında üyelik aramadık, sonuçta 27 sanatçının eserleri sergilenmeye uygun görüldü. Üyelerimizin dışında da eserleri sergilenen sanatçılar oldu. Hep birlikte bu sanatı daha iyi bir yere taşımak için çalışıyoruz.”
Laura Behar
LAURA BEHAR: YAŞADIĞINIZ BARIŞIN KIYMETİNİ BİLİN
İsrailli kâğıt sanatçısı Laura Behar sergiyi ziyaret ettiğim sırada tanıştığım sanatçılardan birisiydi. Sanatçı ile kısa bir sohbet şansı yakaladım. Benimle hem sanatsal yaşamını paylaştı, hem de geldiği toprakları anlatarak, barışa dair önemli mesajlar verdi.
“Ben Mısır’da doğdum. Ancak savaş nedeniyle ailem İsrail’e göç etti. Ressamım. İsrail’de çöle yakın bir bölgede yaşıyorum. Çöldeki bitkilerden ürettiğim kâğıtlarla, sanatımı gerçekleştiriyorum. Elbette bir ressam olarak kâğıt kullandığım malzemelerden sadece bir tanesi. Ülkemde faaliyet gösteren kâğıt sanatçıları derneğinin de üyesiyim. Kıbrıs Türk kâğıt sanatçılarıyla derneklerimiz aracılığıyla tanıştık. Ben bu sergiye Barış isimli eserimle katıldım. Bu eser bir kitap. Arapça ve İbranice dilinde parşömen kâğıda yazdığım barışı anlatan şarkı sözlerinden oluşuyor. İstedim ki barışı sanatçılar olarak önce kendi aramızda inşa edelim, ardından tüm dünyaya yayalım. Bu benim her zaman ana fikrim. Tam da bu nedenle bu tip davetleri hemen kabul ediyorum, çok mutlu oluyorum. Başka ülkeleri tanımak, görmek, farklı insanlarla tanışmak bana yeni ufuklar açıyor. Biz de ülkemizde her yıl sergiler açıyor, dünyanın farklı ülkelerinden sanatçıları İsrail’e davet ediyoruz. Bu paylaşımların çok önemli olduğunu düşünüyorum. İlk kez Kıbrıs’a geldim. Çok güzel bir adada yaşadığınızı düşünüyorum. Her ne kadar ada bölünmüş olsa da insanların burada birlikte barış içinde yaşadığını gördüm. Biliyorsunuz ben sorunlu bir bölgeden geliyorum. Aslında insanlar arasında sorun yok. Tüm sorunlar politik kaynaklı yaşanıyor. Eminim burada da öyledir. Benim Arap pek çok arkadaşım var. Onlarla Arapça konuşuyorum, onlarla birlikte yaşıyorum. Güzel bir ülkemiz var ama benim yaşadığım yer burası gibi değil. Benim ülkemde her an her şey olabilir. Çok tehlikeli bir yer. Burası benim için cennet gibi, yaşadığınız barışın, güzelliklerin kıymetini bilin. Bunu güçlendirin. Savaşmayın, bunun yerine her gün bu dağların, denizin, tüm bu güzelliklerin keyfini çıkarın.”
Klein Hedva
Routh Shamroni