1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Kainatı beklemeden
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Kainatı beklemeden

A+A-


İSTANBUL'dan kaçıyorum!
3 günlüğüne geldim, şehir üzerime yıkıldı adeta!
Yazarından taksicisine, garsonundan hekimine, eğitimcisinden balıkçısına kadar nasıl bir yılgınlık, karamsarlık, bezginlik, ümitsizlik anlatamam.

*  *  *

"Nasıl gidiyor Kıbrıs, birleşecek mi" sorusunun peşinden, şöyle bir temenni koşuyor hemen:
"Aman iyi olsun, biz de gelir, yerleşiriz."
O kadar çok insandan duydum ki bu hayali!
"Canımızı kurtarırız" diyen de var, "Çocuklarım güvende büyüsün" sözleriyle iç çeken de!
Heyhat "canımızı" emanetle müzakere masasını kilitlediklerimiz, kendi canının derdinde ( ! )

*  *  *

Cumhuriyet gazetesine gidiyoruz, meslektaş dostlarımıza en azından dayanışma mesajı verelim diye...
İlk sorduğumuz isim için "koruması ile birlikte az önce ayrıldı" diyor danışmadaki kız!

*  *  *

Fuara gidiyorum.
Köprüden itibaren başlıyor kitap ikramı: "Buyurunuz efendim, ücretsiz..."
Kainatın sırları!
Cennet ve cehennem!
İlahi hayat!

*  *  *  

İstanbul'da 70'lerden beri yaşayan, Kıbrıslı büyüklerimiz ile buluşuyoruz.
Bir anı geliyor masaya:
"Sene 1978!
Üniversite öğrenimi için yeni gelen gençlere öğüt veriyoruz:
Çocuklar iyi eğitim alınız. Birleşik Kıbrıs'a az kaldı, üç beş aya yeniden imzalar atılacak..."

*  *  *

Mont Pelerin'den umudumuz var!
Şimdilik, Türkiye'deki iktidar yalakası medya "Kıbrıs elden gitti" manşetleri atmamışsa...
Doğal gaz umudu falan derken...
Halen engel yok anlaşmaya...

*  *  *

Bu iş kainata kalmaz!
Baksanıza, Türkiye'deki nice insanın gözü de çözümde...
"Kurtarıcı"nın ahalisi "kurtulacak" yer arıyor kendine (!)

Bu yazı toplam 3405 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar