KALABALIK
TC Cumhurbaşkanı Erdoğan yine ‘kalabalık’ bir AKP heyetiyle gelecekmiş 20 Temmuz törenlerine...
‘Kalabalık’ bir ahali kitlesi karlıladı TC Dışişleri Bakanı’nı geçen gece Ercan’a indiğinde...
Yine ‘kalabalıklar’ olacak Erdoğan buralarda olduğunda...
Açılışlar yapacak, Maraş muhakkak gezilecek ‘kalabalık’ kitleler eşliğinde...
Muhtemelen Geçitkale de ‘kalabalık’ bir etkinliğe ev sahipliği yapacak bu sefer...
‘Hava üssü’ ilan edilirken oradaki havaalanı ‘kalabalıklar’ olmalı etrafta, destek verecek...
TRT’nin kısa sürede sıfırı tüketen ‘Bir Zamanlar Kıbrıs’ adlı uyuduruk-tarih türü dizisinin galasında da ‘kalabalık’ vardı.
Sürekli bir ‘kalabalıklık’ var Türkiye yönetiminin Kıbrıs’taki etkinliklerinde...
Bunun bir nedeni olmalı.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik dün Erdoğan’ın KKTC’ye yapacağı ziyareti açıklarken de ‘kalabalık’ ifadesini kullanmaya özen gösterdi.
“Sayın Erdoğan berbaerindeki bir heyetler KKTC’yi ziyaret edecek” dese de haberin içeriği değişmezdi.
Fakat ‘çok geniş ve yüksek bir katılım’ vurgusu yapmayı tercih etti.
Yani hem ‘kalabalık’, hem de ‘üst düzey’ bir katılım olacağının altını çizdi.
***
Dış politikada elinde kalan tek kozu istediği zaman, istediği gibi kullanmayı sürdürüyor Ankara’daki AKP iktidarı...
‘Kalabalık’ toplantılar, karşılamalar, açılışlar düzenliyor sürekli...
Kıbrıs siyasetiyle başka dış politika dengelerini kurmaya, kazanımlar elde etmeye çabalıyor Erdoğan ve ekibi...
Buradakilere sormadan...
Mesela Geçitkale’de ne olacak, biliyor mu KKTC yönetimi?
Muhalefet sordu ısrarla, Başbakan bilemedi. Güldü sadece, ‘öğrenince söyleriz’ demeye getirdi.
KKTC’de demokrasinin işleyişini darmadağın eden müdahaleler sonucu oturdukları koltuklarda ‘özne’ olmayı deneme ihtiyacı dahi duymayanların yapabileceği ‘iş’ de kalmadı.
‘Kalabalık’ toplamak dahil!..
***
Oysa bu ülkedeki asıl ‘kalabalık’ evine çekilmiş durumda...
Bu toplumun en geniş kesimleri, tepede oynanan oyunlardan bıktı, usandı.
Bütün kurum ve değerleriyle toplum kendisini saldırı altında hisseden istemediği bir yöne götürüldüğünün farkında...
Ama sessiz...
Suskun...
Tepkisiz...
İçerideki ‘rant kavgaları’nı, ‘makam kapışmaları’nı, ‘birbirini yeme’ operasyonlarını artık duymuyor, izlemiyor, umursamıyor bile insanlar...
‘Kalabalık’ gelmeler gitmeler, açılışlar ve nutuklar kimseye umut vermiyor burada...
Bunun ‘suni bir kalabalık’ olduğunu biliyor çünkü toplum...