Bir yılda 53 kişi kalp krizi sonucu hayatını kaybederken bunlardan 33’ü hastaneye ulaşmadan yaşamını yitirdi

Kalp krizi geçirerek hastaneye ulaşmadan yaşamını kaybeden kişi sayısı 2016 yılında 25 iken bu sayı 2017 yılında 33’e yükseldi, kalp krizine bağlı ani ölümler giderek artıyor…

Söz konusu ölümlerde geçmiş yıllara oranla artış yaşandığını belirten Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Kardiyoloji Klinik Şefi Dr. Gülgün Vaiz: “Devletin de bireylerin de bu bağlamda çabalaması, önlem alması gerek”

Fehime ALASYA

2017 yılında Ocak ayından Aralık ayına dek ani ölümle Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ne giden hastaların tablosunda 8 kadın, 25 de erkek olduğu görülüyor.

Kalp krizi şikayetiyle hastaneye başvuran ortalama 400 hasta arasından tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan 20 kişi olurken, 2017 yılında toplamda 53 kişinin kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdiği Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi kayıtlarına geçti.  

Evinde kalp krizi geçirerek, hastaneye ölü olarak giden ve hiçbir tıbbi müdahale yapılmasına olanak tanınmadan hayatını kaybeden 33 kişi 2017 yılında kayıtlara geçti.

Söz konusu ölümlerde geçmiş yıllara oranla artış yaşandığını belirten Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Kardiyoloji Klinik Şefi Dr. Gülgün Vaiz, bu yıl 33 kişi olan ani ölüm sayısının önceki yıllarda 30’u bulmadığını belirtti.

YENİDÜZEN’e konuşan Vaiz, kalp krizinden ölümler konusunda uyararak, kişilerin de devletin de önlem alması gerektiğinin altını çizdi.

Genç ölüm denilince ilk akla gelen 30 ile 40’lı yaş aralığında 3 erkeğin 2017 yılında kalp krizi nedeniyle hastaneye yetişemeden hayatını kaybetmesine karşın kadınlarda bu yaş grubunda çok sık ölüme rastlanmadığı gözlemlendi.

Hayatını kaybeden kadınların en fazla 41-50 ve 71-80 yaş aralığında olmasına karşın bu durum erkeklerde en fazla 51 ile 70 yaş arasında görülüyor. 

Bir yılda 53 kayıp…

Vaiz, hastane içerisinde yılda 20 kişinin tüm müdahalelere rağmen kaybedildiğini belirtti. 2017 yılında 53 kişinin kalp krizi nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Vaiz, evinde rahatsızlanarak hastaneye gelmeden yaşamını kaybeden vakarlın hiç istenmeyen vakalar olduğunu belirtti.  

Vaiz, “Dışarıda ani şekilde hayatını kaybeden kişiler, hastanede olsa kurtulma şansı daha fazladır. Bu rakam 33 değil de belki 15 olurdu, keşke bunlar hiç yaşanmasa ve bizlerin müdahale etme imkanı olsa…” dedi.

Erkeklerde en çok ölüm 51- 70 yaş grubunda

Kalp krizinden dolayı ani ölümle Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ne giden 25 erkeğin, en fazla 40 ile 60 yaş arasında olduğu görüldü. 41-50 yaş grubunda 4, 51-60 yaş grubunda 10, 61-70 yaş grubunda 6, 71-80 ve 81-90 yaş grubunda ise 1’er kişinin hayatını kaybettiği görüldü.

Kadınlarda en çok ölüm 50 yaş ve üzeri

Kalp krizi nedeniyle ani ölümle hayatın kaybeden kadın hastaların en fazla 51-60 ve 71-81 yaş grubu arasında olduğu gözlemlendi.

Kalp krizi geçiren kadınlarda 30-40 ve 81-90 yaş aralığında kaybın yaşanmadığı gözlemlenirken, 2 kişinin 41-50 ve 61-71 yaş, 6 kişinin de 51-60 ve 71-80 yaş gruplar içerisinde olduğu görüldü.

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Kardiyoloji Klinik Şefi Dr. Gülgün Vaiz:

“Kalp krizi ülkenin başının belası”

“Dışarıda hiç müdahale edilmeden aniden yaşamını yitiren kişilerin yüzde 80’i kalp damarı tıkandığı için aniden ölmesi yani kalp krizi geçirmesi nedeniyle yaşanır.   

Bunlar üç grup insandır; bir grubu şekeri, tansiyonu veya kollestorlu olup hiçbir kalp şikâyeti olmayan ve aniden kalp krizi geçiren yüksek riskli insanlar, ikinci grubu kalp hastası olduğu bilinen fakat hiçbir şikayeti olmayan, üçüncüsü ise hiçbir sebebi yoktur, ritim bozukluğu gelişir ve hayatını kaybeder…

“Bu sayının her geçen gün arttığını görüyoruz”

Geçen yıl aniden rahatsızlanarak kalp krizi sonucu hayatını kaybeden 25 kişi vardı. Bu yıl ilk kez bu sayı 33 oldu.

300 bin kişilik nüfusta 33 kişinin ölümünü normal olarak karşılasak da bu sayının her geçen gün arttığını görüyoruz.

“Kışın tehlike artıyor”

Bu ölümlerin yüzde 50’si özellikle kış aylarında, aralık ve şubat aylarında kriz oranı artıyor. Kış aylarında soğuktan dolayı kalp damarları büzüşür ve spazm oluşur, kriz artar. Bu yüzden kalp krizleri kışın daha çoktur, bilindiği gibi yaz aylarında değil…

“Eskiye göre oranla artış vardır”

Yaşlılarda ve kadınlarda kalp krizinden ölümler daha çoktur. Ülkemizde de dünyada da en sık görülen ölüm nedeni kalp ve damar hastalıklarıdır.

Bu yıl ortalama 350 kişi kalp krizi şikayetiyle hastanemize baş vurdu. Eskiye göre oranla artış vardır.

Ani ölümlerin de kalp krizlerinin de en önemli stratejisi önlenmesidir.

“Kişiler neler yapmalı?”

Yanlış hayat tarzı, sigara, hareketsiz yaşam, şeker, tansiyon, obezite, hareketsizlik ve stres gibi nedenler kalp krizine etkendir.

Öncelikle sigarayı bırakmalı, düzenli yürümeli, normal kiloda olmalı, şeker hastası olmamak için dengeli besleneceğiz, ilaçlarımızı düzenli kullanacağız, stresle mücadele edip hareketli yaşayacağız, düzenli spor yapacağız…

Stres, karamsarlık, endişe, karamsarlık, uzun saatler çalışmak, mesai çalışmak, gece uykusuzluğu, mutsuzluk kalp krizlerini arttırıyor. Bunlardan uzak durun… 

“Devlet neler yapmalı?”

Hava kirliliği buna etken, bu yüzden çevrenin yeşil olması, trafiğin daha az olması, parkların yapılması, yürüyüş ve spor alanları, çocukların sağlıklı beslenmeye ve spor yapmaya teşvik edilmesi, bilgisayar kullanımından uzaklaştırılması ve devletin yapacağı şeyler arasında en önemlisi hedef koyması… İleri vadeli programı olmalı, bu oranları nasıl en aza indirgenir ileri vadeli programlar konulmalı… 

“Erkeklerde oran yüksek”

Kadınların östrojen hormonunun etkisiyle daha koruyucu olduğu, bu yüzden menopoz dönemi sonrasında daha çok kalp krizi geçirdiği gözlemleniyor. Bu yüzden kadınlara oranla erkeklerde çok daha yüksek oranda kalp krizi görülüyor. Üstelik eskiden kadınlar daha az sigara içiyordu, bu giderek artıyor…

“Devletin de bireylerin de bu bağlamda çabalaması, önlem alması gerek”

Kalp krizi ülkenin başının belası, ülkede birinci sırada olan en önemli neden… Gelişmiş ülkelerde kalp krizleri azalmaya başladı, alınan önlemler ve tedbirler bunu azaltabilir. Devletin de bireylerin de bu bağlamda çabalaması, önlem alması gerek…