1. YAZARLAR

  2. Neşe Yaşın

  3. KALBİNİ AÇIK TUTMAK
Neşe Yaşın

Neşe Yaşın

KALBİNİ AÇIK TUTMAK

A+A-

Rastlantıların gücü büyülemiştir hep beni. Şehirleri o yüzden severim. Sayısız sürprizlerle doludur büyük şehirler. Hep oralarda yaşamak istemem ama. Yorucu olur çünkü. Şehirlerde yeni biriyle tanışmak da tanıştıklarının sırra karışması da olasıdır. Özellikle kaotik şehirlerde. Kaos sürpriz demektir çünkü… Zuhura imkân açar. İstanbul böyle bir şehirdir işte. Şehrin dilini çözersen keyiflidir. Çözemezsen acı çekersin. Büyük şehir geçicilik demektir. Kökleşmek değil dokunup geçmekle ilgilidir. Her insanın bir rotası vardır büyük şehirlerde. Rutin içinde takip edilen bir rotadır bu. Çalışanlar mesela; evlerinden çıkıp hemen hemen her gün aynı rotayı takip edip işlerine gidip geleceklerdir. Orta ve üst orta sınıf yaşamı içinde bu rotaya yoga kursu, jimnastik salonu, dans dersi, arkadaşlarla buluşulan kafeler, kültürel etkinlikler, terapist vs. eklenebilir. Şehirli hayatı budur. İşçiler ve şehrin ezilenleri başka rotalar izlerler ve birbirine benzer bu sınıfsal rotalar. Zenginlerin yolu şehrin lüks mekanlarına düşer. Bu hayatların hangisi daha keyiflidir acaba. Şehrin sokaklarında serserilik yapmayı hiçbir lüks mekâna değişmem ben mesela.

Geçen gün şehirde hayatıma dokunup onu ışıtan bir melekle karşılaştım ve tamamen rastlantının büyüsü ile ilgiliydi bu. Birden bir arkadaşımı aramaya karar verip onunla şehrin karşı yakasında randevulaşmam, trafiğin yoğun olduğu saate denk geldiği için geç buluşmamız, sonra onun evinde misafir olup sabah bir armağan almak için kitapçıya gitmem, Küçük Kara Balık baskılı bir bez çanta alıp kitabı oraya  koymam, son anda metroya değil de dolmuşa ardından da biraz tereddüt edip farklı bir iskeleye giden vapura  binmem, içerde mi otursam serin olur diye düşünürken güverteye yönelmem ve bu meleğin karşısına oturup kitabımı açıp okumaya başlamam ve onun Küçük Kara Balıklı bez çantamla gönül bağı kurup benimle konuşmaya başlaması örneğin. Bütün bu rastlantılar insana büyülü geliyor. Hayat hep böylesi rastlantılarla örülü aslına bakılırsa. Bize düşen işaretleri okumak ve doğru enerjileri saptamak, hayata güvenip cesaret göstermek, sistemlerin kölesi olmaktansa kaosun sürprizlerine açık olmak.

Travmatik deneyimler korkak yapıyor bizleri. Korkuyla bir zırhın altına gizlemeye başlıyoruz kendimizi. Hayatın tatlı sürprizlerinin bizi bulmasına olanak vermiyoruz çünkü tatlı bir sürprizin nasıl acıya dönüşebileceğini deneyimlemişiz daha önce. Hayat o kadar hızlı değişiyor ki insan psişesi uyum sağlayamıyor buna. Türümüzün geçmişten bugüne taşıdığı bazı kodların etkisi altındayız hala. Çok zor bir deneyim insan olmak. Her türlü belaya, her türlü kırılmaya açık durumdayız.

Ben çok başarılı olduğumu söyleyemesem de bir formül buldum sanki. Öncelikle yalnızlığı başarmak önemli. Peşin yargılarla hareket etmemek hayattaki çeşitliliği algılamak da fayda sağlıyor bence. Kalbini açık tutmak doğaya, kuşa, böceğe sevgiyle bakmak iyi geliyor insana. Kendine, ruhuna ve bedenine özen göstermek güven sağlıyor. Cesur olmak önemli ama temkinsiz olmak değil bu.

Öğüt vermek gibi olmasın, sesli düşünüyorum sadece. Matah biri değilim ben de. Bazen yolda insanların bana gülümsediğini fark ediyorum ve tam hayret edecekken kendi yüzümdeki gülümseyişi fark ediyorum. Sen gülümseyince karşıda da bir gülümseme refleksi oluşuyor çünkü.

Her ne olursa olsun sükuneti elden bırakmamak iyi geliyor insana. Bu konuda çok kötüyümdür ben. Hemen paniğe kapılır ve bu yüzden bir çuval inciri berbat edebilirim.

Arkadaşların yaprak dökümünü yaşadığımız bu günlerde her doğan günü bir armağan gibi kabul etmekten başka seçeneğimiz yok. Her geçen an altın değerinde aslına bakılırsa. Hayatın güzellikleri dururken kendimizi bazı çıkmaz sokaklarda heba edip duruyoruz ne yazık ki. Sevilecek ve sevinecek çok şey var oysa.

Böyle konuşmak kolay biliyorum. Biliyorum güçlüklerle dolu hayat. Buna rağmen gülümseyebiliriz ama. Bazı zorluklarla dalga geçip onların gülünç yanlarını da düşünebiliriz. Bugün Pazar ve benim için yıllardır özel bir anlamı olmasa da bayram. Bugün kendimizi daha olumlu bir ışıkla kuşatalım derim. Belki bir armağan verir bize hayat.

Bu yazı toplam 2778 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar