1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Kalbinin bir yerlerde atmasını istiyordu…”
“Kalbinin bir yerlerde atmasını istiyordu…”

“Kalbinin bir yerlerde atmasını istiyordu…”

Lefkoşa Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Nefroloji Servisi Klinik Şefi Dr Düriye Deren Oygar, beyin ölümü gerçekleşen, sonrasında da 4 kişiye ‘hayat veren’ Soner Çolak’ın hem organ nakli hikayesini hem de zamanla yarıştıkları süreci anlattı

A+A-

• “Soner’in babası bizlere sürekli olarak oğlunun kalbinin bir yerlerde atmasını istediğini söylüyordu. ‘Toprak oluyor, en azından oğlumun kalbinin bir yerde attığını bileyim’ şeklinde konuşuyordu” diyen Dr Oygar, bu noktada Çolak’ın ailesinin çok büyük bir teşekkürü hak ettiğini, halkın organ bağışı konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti

• “ORGAN NAKLİ OLAN 4 HASTANIN SAĞLIK DURUMLARI İYİ”… Kıbrıs’ta 2 hastaya böbrek nakli, Antalya’da da 1’i kalp 1’i de karaciğer olmak üzere 2 hastaya organ nakillerinin yapıldığını ifade eden Oygar,  tüm hastaların sağlık durumlarının iyi olduğu bilgisini verdi.

• SON DÖNEM BÖBREK YETMEZLİĞİ HASTA SAYISI 220…Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son dönem böbrek yetmezliği hasta sayısında artış yaşandığına dikkat çeken Oygar, şu anda 220 böbrek yetmezliği hastasının bulunduğunu açıkladı.

Ayşe GÜLER

Lefkoşa Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Nefroloji Servisi Klinik Şefi Dr Düriye Deren Oygar, geçirdiği iş kazası sonrasında beyin ölümü gerçekleşen Soner Çolak’ın organlarını bağışlayarak 4 hastaya ‘hayat veren’ ailesinin çok büyük bir teşekkürü hak ettiğini söyledi.

Dr Oygar, özellikle baba Şahap Çolak’ın ‘oğlunun kalbinin bir yerlerde atmasını istediğini’ anlatarak, Kıbrıs’ta 2 hastaya böbrek nakli, Antalya’da da 1’i kalp 1’i de karaciğer olmak üzere 2 hastaya organ nakillerinin yapıldığını ifade etti.

Tüm hastaların sağlık durumlarının iyi olduğu bilgisini veren Oygar, Antalya’da organ nakli olan hastaların Çolak’ın ailesi ile irtibata geçmek istediklerini kaydetti.

Dr Oygar, kadavra nakillerinin tüm dünyada ‘maddiyata dayalı organ naklini’ ortadan kaldırdığı için oldukça önemli olduğuna da değinerek, halkın organ bağışı konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son dönem böbrek yetmezliği hasta sayısında artış yaşandığına dikkat çeken Oygar, şu anda 220 böbrek yetmezliği hastasının bulunduğunu açıkladı.

Dr Oygar, YENİDÜZEN’e beyin ölümü gerçekleşen, sonrasında da 4 kişiye ‘hayat veren’ Soner Çolak’ın hem organ nakli hikayesini hem de zamanla yarıştıkları süreci anlattı.

“Baba, oğlunun kalp, karaciğer, böbrek, pankreas ve akciğerini bağışladı”

Oygar, geçirdiği iş kazası sonrasında Lefkoşa Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Servisi’nde tedavi gören Soner Çolak isimli hastanın beyin ölümünün gerçekleşmesinin ardından yakınlarının, özellikle babası Şahap Çolak’ın oğlunun organlarını bağışlamak istediğini söylediğini aktardı.
Baba Şahap Çolak’ın oğlunun kalp, karaciğeri, böbrek, pankreasını ve akciğerini bağışladığını anlatan Oygar, bunun üzerine üroloji ekibinden Dr Necmi Bayraktar, Dr Süleyman Uluçay, Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nden de Dr Tuncay Akı ile bağlantıya geçildiğini dile getirdi.
Oygar, böbrek nakilleri için ekibin hazır tutulduğunu, bunun dışında kalp damar cerrahisi, genel cerrahiler ile temasa geçildiğini belirterek, karaciğer hastasının olmaması, kalp damar cerrahisindeki bir hastanın şu an için nakil istememesi nedeniyle Türkiye’deki Ulusal Koordinasyon Merkezi ile Türkiye Organ Vakfı ile temasa geçildiğini söyledi.


5 hastanın ikisine nakil…

Şu anda ülke genelinde 220 kişinin son dönem böbrek yetmezliği hastası olduğunu ifade eden Oygar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm hemodiyaliz hastaları organ nakli listesinde olur. Beyin ölümü ile ilgili böbrek verme durumu olduğunda, bu listeden en uygun hastayı seçiyoruz. Bunun da bir puanlama sistemi var” şeklinde konuştu.
Oygar, yasaya göre organ nakli için 5 hastanın çağrıldığını ve kadavranın doku grubuna göre en uyumlu olan ve o gün itibariyle nakil yapabilecek hastaları seçerek, sayının 2’ye düşürüldüğünü belirtti.
Oygar, puanlama sisteminde ‘Doku grubu, yaş ve hastanın diyalizde ne kadar süre beklediğinin’ etkili faktörler olduğundan bahsetti.

Zamanla yarış… Kalp ve karaciğer Antalya’daki 2 hastaya…

Oygar, bunun üzerine ekiplerin tüm Türkiye’de acil olarak kalp ve karaciğer nakli bekleyen hasta olup olmadığına yönelik bildirimde bulunduğunu ifade ederek, kalp için Antalya Üniversitesi Tıp Fakültesi, karaciğer için de Antalya Medical Park Hastanesi’nden ekiplerin 3 Mayıs Salı günü askeri uçakla adaya geldiğini anlattı.
“Organların belli bir bekleme süresi var… Ekiplerin çok hızlı gelip, çok hızlı gitmesi gerekiyor” diyen Oygar, “Ekipler, Ercan Havaalanı’ndaki 112 Servisi ile hastaneye getirildi, hasta hazırlandı… Karaciğer, kalp ve böbrekleri alındı. Kalp ve karaciğer, aynı ekiple Antalya’ya gitti” şeklinde konuştu.

Hastaların sağlık durumları iyi

Oygar, böbrek nakillerinin hemodiyalizde bekleyen 2 kadın hastaya nakledildiğini söyleyerek, süreçle ilgili bilgi verdi.
Hastaların genel sağlık durumlarının iyi olduğunu ifade ederek Oygar, ortalama 2 hafta takipte kalacaklarını, daha sonra da normal hayatlarına döneceklerini dile getirdi.
Oygar, hastaların özel odada olması nedeniyle ailelerinin de buradaki cam sayesinde onları görebildiklerini söyledi. 

Antalya’daki kalp ve karaciğer nakli gerçekleşti…

Öte yandan Antalya’daki kalp ve karaciğer nakillerinin de gerçekleştiğini belirten Oygar, her iki hastanın da sağlık durumlarının iyi olduğuna dair bilgi verildiğini ifade etti.
Oygar, kadavra naklinin çok emek istediğini ancak insanın yüzünü güldüren bir nakil şekli olduğunu vurguladı.

“Babası, oğlunun kalbinin bir yerde atmasını istediğini söylüyordu…”

Bu noktada en fazla teşekkürü Soner Çolak’ın ailesinin hak ettiğine dikkat çeken Oygar sözlerini şöyle sürdürdü: “Soner’in babası bizlere sürekli olarak oğlunun kalbini bir yerde atmasını istediğini söylüyordu. ‘Toprak oluyor, en azından oğlumun kalbinin bir yerde attığını bileyim’ şeklinde konuşuyordu. Hatta kimde attığını da bilmek istedi. Türkiye’deki yasalara göre hekimlerin alıcı ile verici arasında bağlantı kuramaz. Ancak Antalya’daki ekipler, nakil yapılan hastaların bağlantı kurmak istemeleri halinde bizleri arayacaklarını söylemişti. Nakil yapılan hastaların ailesi, Çolak’ın ailesi ile irtibata geçmek istemiş, telefon numaralarını verdik. Arayacaklar…”


“Bugüne kadar 3 hastaya canlı nakil yapıldı…”

Oygar, 2014 yılı Kasım ayında Hücre Doku ve Organ Nakli ile ilgili yasanın yürürlüğe girmesi ile ‘adım adım’ bugüne gelindiğini söyledi.
İlk canlı nakilin Haziran 2015’te Organ Nakli Tüzüğü’nün geçmesi ile Temmuz ayında yapıldığını dile getiren Oygar, bugüne kadar 3 hastaya canlı nakilin gerçekleştirildiğini ifade etti.
Oygar, canlı nakillerin babadan oğula, eşten eşe ve arkadaştan arkadaşa yapıldığını belirtti.

“Kadavra nakli, organ nakillerinde esas tercih edilendir…”
Organ nakillerinde esas tercih edilenin  ‘kadavra nakli’ olduğunu vurgulayan Oygar, bu nakillerde birden fazla organın alınarak, kişilere hayat ve yaşam kalitesinin artırılmasının mümkün olunduğunu söyledi.
Oygar, “Kadavra nakillerinde organlar bir canlıdan alınmadığı için başka bir canlıyı riske atmıyorsunuz. Bu nedenle kadavra nakilleri her zaman tercih edilen nakil şeklidir” şeklinde konuşarak, şöyle devam etti: “Kadavra nakilleri için cerrahi hazırlık, verici ve alıcının hazırlanması, ameliyatının gerçekleşmesi, nakilli hastanın takip edilmesinin yanında organ bağışını artırmak, insanların hayattayken veya ailelerin bir yakınları öldükten sonra organlarını bağışlamalarını istemelerini sağlamak, halkı bilinçlendirerek bağışları artırmak gibi önemli faktörü daha var”
Tüm dünyada maddiyata dayalı organ naklini tamamen ortadan kaldırdığı için kadavra nakillerinin çok önemli olduğunu vurgulayan Oygar, halkın organ bağışı için bilinçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

“Protokol imzalandı, canlı nakiller başlandı”
Öte yandan organ nakilleri için Hacettepe Üniversitesi ile protokol imzalandığını hatırlatan Oygar, bu protokol ile canlı nakillere başlandığını söyledi.
Oygar, kadavra nakilleri için de organ bağışının yapılmasını sağlamakla birlikte beyin ölümü tespiti yaparak, hastanın yakınlarından organ bağışı yapmak isteyip istemediklerini sormak gibi ek görevlerinin olduğunu anlattı.

Koordinasyon sistemi nasıl işliyor?
Oygar, ilgili yasaya göre Organ Nakil Merkezleri’nde hastanelerde bir koordinatörün, Sağlık Bakanlığı’nda da hastanelerin koordinasyonlarını sağlayan koordinasyon sisteminin olması gerektiğini dile getirdi.
Koordinasyon sisteminin Koordinasyon Kurulu tarafından düzenlendiğini anlatan Oygar, hastane koordinatörlerinin söz konusu kurulla birlikte çalışması gerektiğini ifade etti.

“Son dönem böbrek yetmezliği hasta sayısı fazla”

Son dönem böbrek yetmezliği hastaların sayısının tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de arttığını söyleyen Oygar, bunun nedeninin ‘yaşam sürelerinin artması, egzersizin azalarak bilgisayar kullanımın artması, yürüyüşlerin azalması ve çevresel faktörler’ olduğuna değindi.
Oygar, daha önce İngiltere ile yapılan bir çalışmada Kıbrıs’ta popülasyona göre son dönem böbrek yetmezliği sayısının çok olduğunun ortaya çıktığını ifade etti.
Hastalığın erken fark edilmesi ile hızının yavaşlatılabildiğini ve son döneme ilerlemesinin engellenebildiğini anlatan Oygar, şeker, hipertansiyon, ailesinde böbrek hastalığı bulunan kişilerin sıklıkla böbrek testi yapması gerektiğine işaret etti.

“Her diyaliz hastası nakil olamayabilir”
Oygar, her diyaliz hastasının nakil olamayabileceğinden de bahsederek şöyle devam etti: “Diyaliz hastaların hepsi nakil olacak diye bir şey yok. Olamayabilir de… Hastalar operasyonu kaldıramayabilir, kanser hastası olabilir... Operasyon riskini kaldırabilecek, bağışıklık sistemi ilaçlarını kullanabilecek hastalar nakil olabiliyor. Nakil her zaman tercih edilen bir tedavidir. Nakil mümkün olabilecek her hastaya nakil yapmak gerekiyor. Ayrıca uygun olmayan hastaları nakil yapmak doğru bir şey değildir”
Her hastanın canlı nakil imkanı bulamayabileceğini de ifade eden Oygar, 4. derece yakınların nakil için kabul edildiğini belirten Oygar, akraba olmayan vericilerin de içerisinde savcıların da olduğu etik kurulundan geçtiğini ifade etti.
Oygar, nakillerde alıcı ve verici arasında ‘maddi bir bağ’ olmaması gerektiğini vurguladı.

Sıkıntılar…
Serviste yaşanılan sorunlarla ilgili de bilgi veren Oygar, “Kadavra nakli öncesinde hastanede görevli bir hekimi elindeki tetkiklerle Hacettepe Üniversitesi’ne gönderdik. Kanı aldık, verdik... 1-2 saat sonra Hacettepe bize bilgi verdi. Çünkü nakillerde hangi hastanın uyumlu olduğuna yönelik sıra yazmanız gerekiyor. Bir takım zorluklar yaşayabiliyoruz. Kadavra nakillerinde tüm ekibin çok emek vermesi gerekiyor. 5-6 hastanın yüzünün güldüğü durumu yaratabilmek için ekstradan çalıştık”
Personel eksikliğinin bulunduğunu, laboratuar ve fiziki şartlarla ilgili sıkıntıların olduğunu aktaran Oygar, dalında tek uzman olarak hastalara hizmet verdiğini dile getirerek, 220 son dönem böbrek yetmezliği hastalarının yanı sıra tüm hastanelerde nefroloji hastalarına da bakmak zorunda olduğunu aktardı.
Oygar, “Bunları şikayet olsun diye söylemiyorum. İşimi severek yapıyorum” diyerek sözlerini tamamladı.

Bu haber toplam 8120 defa okunmuştur