“Kaldığımız yerden devam edelim demek yetmez”
Kıbrıs’ın güneyinde faaliyet gösteren siyasi partilerden AKEL’in eski Genel Sekreteri Andros Kiprianu, Kıbrıslı Rum Lider Nikos Hristodulidis’i işaret etti.
▶ “Hristodulidis’in sadece, Crans Montana'da kaldığımız yerden müzakerelere devam etme yönündeki tutumu, Türk tarafını uzlaşmaz tutumundan vazgeçmeye ikna etmeye yetmiyor”
Tünay MERTEKÇİ
Kıbrıs’ın güneyinde faaliyet gösteren siyasi partilerden AKEL’in eski Genel Sekreteri Andros Kiprianu, Kıbrıslı Rum Lider Nikos Hristodulidis’i işaret ederek, “Çözüme yol açacak anlamlı görüşmelere yeniden başlamayı gerçekten isteyen biri, Crans Montana'ya dönelim demenin yeterli olmadığını bilir, nokta” ifadelerini kullandı.
Kiprianu, “bu sefer her şeyin farklı olacağına ikna edecek bir şey daha söylemek” gerektiğine dikkat çekti.
“Kaldığımız yerden devam edelim demek yetmez”
Andros Kiprianu, Kıbrıs konusunda var olan durumun, “üzüntü ve endişeye” yol açtığını ifade etti. Şu anda bir çıkmazın süregittiğinin altını çizen Kiprianu, yedi yıldır taraflar arasında hiçbir görüşme yapılmadığını anımsattı. “Türkiye, Maraş’ta ve diğer yerlerde yeni oldubittilere yol açma yönünde ilerlemeye devam ediyor ve bu da bölünmeyi derinleştiriyor” diyen Kiprianu, Türkiye ile birlikte Kıbrıs Türk liderliğinin, ayrı egemenlik, yani iki ayrı devlet yönündeki kabul edilemez tutumuyla uzlaşmazlıkları tırmandırdığını belirtti. Aynı zamanda Türkiye’nin, “Kıbrıs Cumhuriyeti'ne” karşı sürekli tehdit edici açıklamalarda bulunduğunu da dile getiren Kiprianu, Kıbrıslı Rum Lider Hristodulidis'i eleştirerek, “Hristodulidis’in sadece, Crans Montana'da kaldığımız yerden müzakerelere devam etme yönündeki tutumu, Türk tarafını uzlaşmaz tutumundan vazgeçmeye ikna etmeye yetmiyor” dedi. Söz konusu durumun, Kıbrıs’ın geleceğini düşünen Kıbrıslı Türkleri ve Kıbrıslı Rumları endişelendirmekten başka bir işe yaramadığını kaydetti. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguín Cuellar’ın atanmasından bu yana, bir “hareketlilik” olduğunu söyleyen Kiprianu, ancak bu hareketliliğin tek başına herhangi bir girişime yol açamayacağını vurguladı.
“Doğru yönde bir siyasi irade gelmeli”
“BM tarafından bir hareketin ortaya koyulması için iki toplum tarafından ve özellikle de Türkiye tarafından doğru yönde siyasi iradenin ortaya koyulması gerekiyor” diyen Kiprianu, tarafların mevcut pozisyonlarından ve tavırlarından dolayı BM tarafından nasıl bir hareketin ortaya koyulabileceğini öngörmesinin zor olduğunu belirtti. “Elbette ilk söz, iki toplumun liderlerine ait” diyen Kiprianu iki toplumun ve özellikle de barış, çözüm, yeniden birleşme ve uzlaşma isteyen kesimlerin rolünün önemini vurgulayarak, bu kesimlerin, BM kararlarında belirtildiği gibi, siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çözümü için varılan mutabakat çerçevesinde, müzakerelerin yeniden başlatılması gerektiğine ikna etme çabası sergilemeleri gerektiğinin altını çizdi. “Uluslararası topluma, BM'ye, AB'ye sürekli mesajlar göndermeleri de önemli” diyen Kiprianu, her iki toplumda da Kıbrıs'ın geleceğini önemseyen ve endişe duyan, yeniden birleşme yönündeki her girişimi desteklemeye hazır insanlar bulunduğunu kaydetti. Kıbrıslı Rum Lider Hristodulidis’e yönelik olarak da Andros Kiprianu, “Çözüme yol açacak anlamlı görüşmelere yeniden başlamayı gerçekten isteyen herkes, Crans Montana'ya dönelim demenin yeterli olmadığını bilmektedir, nokta” ifadelerini kullanan Kiprianu, bu sefer her şeyin farklı olacağına ikna edebilmek için bir şey daha söylemek gerektiğine dikkat çekti.
Doğalgaz konusu…
AKEL’in 2020 yılından itibaren eski Rum Lider Anastasiadis'e ne yapılması gerektiği konusunda kapsamlı bir öneride bulunduğunu hatırlatan Kiprianu, AKEL’in bu önerileri geçen yıl Hristodulidis'e de sunduğunu belirtti. AKEL tarafından sunulan önerinin içeriğini anlatan Kiprianu, “Bu sefer sonuna kadar gitmeye hazır olduğumuza ikna etmeliyiz” dedi. “Kıbrıs Rum tarafının "kırmızı" çizgilerini aşmadan, Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk toplumu liderinin kabul edilemez iki devlet iddiasından vazgeçmeleri ve çözüm için üzerinde mutabakata varılan zeminde işbirliği yapmaları yönünde motive etmeliyiz” diyen Kiprianu, özellikle görüşme süreciyle ilgili olarak, BM Genel Sekreteri'nin Çerçevesi temelinde bu görüşmelere başlamaya ve altı madde için de uzlaştırıcı öneriler sunmaya hazır olduğunu Kıbrıs Rum tarafının söylemesi gerektiğine vurgu yaptı. Kiprianu, Kıbrıs Rum tarafının, “Bu sefer sonuna kadar gitmeye hazırız, yeter ki Türkiye ve Kıbrıs Türk liderliği üzerinde anlaşmaya varılan çerçevede öneriler sunsunlar” demesi gerektiğine işaret etti ve Kıbrıs Türk toplumunun ve özellikle Türkiye'nin ilgisini çekeceğini düşündükleri doğal gaz konusunda da öneriler geliştirdiklerini belirtti.
“Yaşanan çıkmazın ana sorumluluğu Türkiye’de ve Tatar’da”
Doğal gaz konusunda AKEL’in önerisinin içeriğini de anlatan Kiprianu, “Guterres çerçevesinin altı maddesi üzerinde anlaşmaya varılırsa, Kıbrıslı Türkler doğalgazın yönetimine katılmalıdır. Kıbrıs sorununun çözümüyle birlikte doğal gaz için Türkiye ile iki eksende görüşmelere başlanabileceği de belirtilmeli” dedi. Bu eksenleri “Türkiye'ye doğal gaz tedariki olasılığının ve genel olarak Kıbrıs'ın bu doğal zenginliğinin değerlendirilmesine yönelik olası işbirliklerinin görüşülmesi” olarak sıralayan Kiprianu, siyasi sorunun Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin istekleri doğrultusunda çözülme kavuşturulmuş olacağı için ardından bu konuda kararların ekonomik kriterlere göre alınacağını ifade etti. Kıbrıs sorununda süregiden çıkmazın ana sorumluluğunun Türkiye ve Ersin Tatar'da olduğunu söyleyen Kiprianu, “Eğer Sayın Hristodulidis de gerçekten Kıbrıs sorununun çözümünü isteseydi, Türkiye’nin ve Tatar'ın Kıbrıs sorununda sergiledikleri kabul edilemez tutumları terk etmelerini sağlamayı önceliği olarak belirlemeliydi. Bunun yerine, öncelikli olarak AB’nin temsilci atamasını konusunu gündeme getirdi. Halbuki bu 2008'den beri zaten her müzakere sürecinde AB’nin temsilcisi var” diye konuştu.
“Çocuklarımıza borcumuz var”
Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis’in daha sonrasında da BM Genel Sekreteri’nin temsilcisi olarak Holguin’in atanmasını talep edip kabul ettiğini hatırlatan Kiprianu, ancak bunun, Türk tarafının uzlaşmazlığının nasıl aşılabileceği konusunda bir planı olmadan yapıldığını ve böylece tüm çabanın başarısızlıkla sonuçlanma riski olduğunu kaydetti. Guterres'in olası bir davette bulunmasına dair son günlerde gündeme gelen konu hakkında da Sayın Hristodulidis tarafından ortaya koyulan tutumların endişe yarattığına işaret eden Kiprianu, “Günlerce önemli bir gelişme olduğu izlenimini yaratmaya çalıştı. Ancak bu konu hakkında sürekli olarak kamuoyuna yaptığı açıklamalarla bu olasılığı baltaladı ve başarısızlığın sorumluluğunu Ersin Tatar ile paylaştı” dedi. Kiprianu, tüm yaşananlardan sadece endişe duyduğunu kaydetti. “Maalesef, ya doğru sonuçlar elde etmek için dikkatli diplomatik adımlar atma konusunda bir eksiklik var ya da kamuoyunda intiba yaratma isteği ve iletişimsel ihtiyaçlar, özün önüne geçiyor…” diyen Kiprianu, Kıbrıslı Türklere de mesaj gönderdi. Kıbrıs’ın, Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların ortak vatanı olduğunu vurgulayan Kiprianu, “Barışı seven, Kıbrıs'ı seven, çözüm ve uzlaşma isteyen Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler, ortak vatanımızı yeniden birleştirmek için çabalarımızı yoğunlaştırmamız, daha iyi ve daha yakın işbirliği yapmamız gerekiyor. Bu, bizim çocuklarımıza, torunlarımıza ve gelecek nesillere borcumuzdur. Bu, Kıbrıslıların tümünün ortak vatanda, birleşik ve özgür Kıbrıs'ta barış, güvenlik ve refah içerisinde yaşayabilmeleri için canlarını veren kahramanlara borcumuzdur” diyerek sözlerini tamamladı.