Kalite…
İki takım arasında hem oyun kalitesi hem de ciddi bir oyuncu kalitesi farkı var. Düşünce tarzı olarak da Cihangir hep bir adım öndeydi. Cihangir takımının oynadığı futbolla sıralamadaki yeri doğru orantılı değil.
Cihangir sahanın hiçbir yerinde boşluk vermedi. Sayısal olarak da fiziki olarak da hep bir adım önde oldu.
Baf Ülkü Yurdu zaten geriden oyun kurmakta başarısız. Cihangir ise önde oynayan, çok koşan ve pas yüzdesi çok yüksek olan bir takım. Bu durum Baf Ülkü Yurdu’nun kendi yarı sahasından çıkmasını daha da zorlaştıran bir durum. Daha çok koşarak, belki de rakibin oyununu bozmaya çalışarak bu durumdan kurtulmaya çalışabilirdi. Hücumda genişlik ve derinliği iyi yapmaları gerekirdi. Burada kenar adamlarına çok iş düşer.
Ahmet Hatay sağ kanatta düşünüldü ancak merkezde daha başarılı. Cihangir takımının en zayıf halkasının sol tarafı olduğu düşünüldüğünde bu bölgeyi etkili kullanıp lehine çeviremedi.
Çok gereksiz fauller yaptı. Duran toplarda Cihangir çok tehlikeli ve etkili geldi. Daha dikkatli olması gerekirdi.
Baf’ta sorunlardan biri de savunma arkasına atılan toplar. Savunma çizgi halinde kaldığı için kademelerde sorun yaşıyorlar. Kademe yok. Cihangir bunu çok iyi değerlendirdi. Araya atılan toplar tehlike yarattı.
Orta alanda Yanick ve Fırat’a önlem alınamadı. Yakın oynamaları, topla bu kadar rahat oynamalarına izin verilmemeliydi. Bir takımın ilk devrede verdiği pozisyonların nerdeyse tümü kaleci ile karşı karşıya ise sebebi önce Fırat’a ve Yanick’e merkezi teslim etmeleri sonra da kale alanının önünü açmaları. Baf Ülkü Yurdu’nun böyle bir oyun tarzıyla kazanması beklenemezdi.
İkinci devreye Cihangir temkinli başladı. Kendi ikinci bölge savunmasına geçti. Özellikle ayağa paslarla ve isabet oranı çok yüksek bir yüzde ile oynadığı, Fırat’ın içeriye gönderdiği adrese toplarla pozisyon yarattığı düşünülürse skor avantajını yakalamış bir takım için doğru bir oyun tarzı idi. Doğru pozisyon alan, kaymaları iyi yapan, bloklar arasındaki mesafeyi koruyan bir takımın açık vermesi çok zor.