1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Kalkanlı Yaşam Evi huzur evi değildir”
“Kalkanlı Yaşam Evi huzur evi değildir”

“Kalkanlı Yaşam Evi huzur evi değildir”

CTP Milletvekili Filiz Besim, kendi Sağlık Bakanı olduğu dönemde Kalkanlı Yaşam Evi’nde 35 hasta, şu anda ise 72 hasta olduğunu belirterek, buna rağmen personel sayısının aynı olduğuna dikkat çekti.

A+A-

CTP Milletvekili Filiz Besim, kendi Sağlık Bakanı olduğu dönemde Kalkanlı Yaşam Evi’nde 35 hasta, şu anda ise 72 hasta olduğunu belirterek, buna rağmen personel sayısının aynı olduğuna dikkat çekti, Kalkanlı Yaşam Evi’nn bir ‘Huzur Evi’ olmadığını söyledi.

Besim’in paylaşımı şöyle:

“HASTA YAŞLILARIMIZ VE ONLARA VERDİĞİMİZ DEĞER…

Yaşlı bakımı, hasta olan yaşlılarımızın, analarımızın, babalarımızın, teyzelerimiz, amcalarımız aslında canlarımız ciğerlerimizin bakımı bu ülkede en büyük sorun. Her ay milyonlarca lira ülkemize çalışmaya gelen ve aslında hasta bakımından hiç anlamayan insanlara ve onlar kanalı ile başka ülkelere gidiyor. Kendi paramızla hem hastanelerimizde hem de evlerimizde perişan haldeyiz.

Bu sorunu ne kadar halının altına süpürmeye çalışırsak çalışalım; bu konu yaşadığımız bu ülkenin en büyük sorunlarından biridir.

2018’de bu büyük sorunu görmüş, konunun üzerine gitmiş ve Kalkanlı Yaşam Evi’ni açmıştık. Yaşam Evi desek de orası bir hasta bakımı, rehabilitasyonu ya da daha net anlaşılsın diye söyleyim; hasta olan, sürekli tıbbi desteğe, hekim hemşire bakımına muhtaç olan, evlerimizde bakamayacağımız kırılgan gruplarımızın bakıldığı bir sağlık merkezidir.

Yani orası bir Huzur Evi değildir.

2018’in sonunda 35 hasta ve 35 personelle toplumun da büyük katkılarıyla açtığımız merkezin maalesef teşkilat yasasını yapmaya ömrümüz yetmedi.

Açık söyleyim birçok yarım kalan projeye çok üzülsem de, Kalkanlı Yaşam Evi konusunda içim çok rahattı. Böyle bir merkeze gelen her Sağlık Bakanlığı ekibinin sahip çıkacağı, daha da ileriye götüreceği konusunda hiç şüphem yoktu. Öyle ya orası bizim en zor durumda olan hastalarımıza bakacağımız bir GERİATRİ MERKEZİYDİ.

Geçtiğimiz Cumartesi günü Beşparmakların arasından Güzelyurt’a doğru arabamın direksiyonunu kırdığımda oradaki sağlıkçı dostlara ve hastalara bir sesleneyim istedim.

Hemşireler ve personelin her zamanki gibi sıcak ilgisiyle karşılandım.

Bahçede o tadına doyulmaz kış güneşi ve yeşiller arasında kahvelerimizi yudumladık ve sohbet ettik.

35 hasta ile bıraktığımız merkezde şu anda 72 hasta var. 9 tanesi tamamen yatağa bağımlı, hepsi tedaviye muhtaç. Personel sayısı aynı...

Teşkilat yasası yapılmadığı, kadrolar oluşturulmadığı düzen kurulamadığı için personel huzursuz.

Halbuki daha bir gece önce ölen bir annenin hasta üç kızı apar topar başka yer bulunamadığı için merkeze getirilmişti.

Kalkanlı Yaşam Evi’ne sürekli hasta gönderiliyor ama oranın yasası, kadroları, hemşire, hekim, sorumlu personel hasta bakıcı kadroları ile uğraşan, hallerini soran yok.

İşte bizim hastalarımıza, kurumlarımıza, verdiğimiz değer bu…

Özel Bakım Evlerimizden hiç bahsetmeyeceğim. Onların varlığını bile Sağlık Bakanlığı kabul etmek, sorumluluk almak, yasa yapmak veya denetlemek istemiyor.

Sosyal Devlet Mi?

Kulağa hoş geliyor…

Vefa mı?

İstanbul’da bir semt.

YAZIKLAR OLSUN BİZE…”

Bu haber toplam 1635 defa okunmuştur