1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Kamu Reformu raflarda!”
“Kamu Reformu raflarda!”

“Kamu Reformu raflarda!”

Meclis’te Kamu Hizmeti Komisyonu’na ‘güvenirlilik’ tartışıldı…

A+A-

 

Kamu Hizmeti Komisyonu Bütçesi dünkü Meclis oturumunda oy çokluğuyla onaylandı. Meclis’te gündem KHK’ya olan ‘güvenirlilik’ ve Kamu Reformu Yasası’nın halen yürürlüğe girmemesi oldu

 

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, 5 milyon, 15 bin, 200 TL olarak öngörülen Kamu Hizmeti Komisyonu Bütçesi oy çokluğuyla onaylandı.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, 7 Aralık’ta başladığı 2017 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı’nı görüşmeye dün de devam etti.

Cumhuriyet Meclisi Başkan Vekili Hüseyin Avkıran Alanlı başkanlığında saat 10.50’de başlayan toplantıda, ilk olarak 5 milyon, 15 bin, 200 TL olarak öngörülen Kamu Hizmeti Komisyonu bütçesi ele alındı.

 

Angolemli: “KHK’ya güven kalmadı”

TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli, Türkiye’de yaşanan gelişmelere dikkat çekerek, kritik günlerden geçildiğine işaret etti.

Kamu Hizmeti Komisyonu’nun tarafsız çalışmasının önemine işaret eden Angolemli, var olan Kamu Hizmeti Komisyonu’na güven kalmadığını söyledi.

Kamu Hizmeti Komisyonu’nun yeniden ele alınarak, tarafsızlığının sağlanması gerektiğine işaret eden Angolemli, müşavirlik sistemini de eleştirdi.

Geçmişte Kamu Hizmeti Komisyonu’nun soruları dışarıya verdiğini anımsatan Angolemli, bu ve buna benzer olayların Kamu Hizmeti Komisyonu’na güveni sarstığını kaydetti.

 


Soyer: “Kamu Reformu Yasası raflarda”

CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, 9 Ocak’ta Cenevre’de yapılacak görüşmeye dikkat çekerek, yeni bir federal yapının çalışmaları devam ederken, kamunun yönetiminin sorunları ve boşluklarının olduğunu, bunun nasıl giderileceğini sordu.

Kamu yönetiminin son derece verimsiz bir ortamda olduğunu ileri süren Soyer, Kamu Reformu Yasası’nın raflarda durmasını eleştirdi.

Reform konusunun her açıdan ele alınmasının görevleri olduğunu, ancak bir adım atılmadığını vurgulayan Soyer, bozuk düzenin kendisinin artık alışkanlık haline geldiğini ileri sürdü.

Mesai saatleri konusunda yapılan düzenlemeleri de eleştiren Soyer, Kamu Hizmeti Komisyonu’nun bu yapı temelinde hizmet veremeyeceğini, kamu reformunun şart olduğunu vurguladı.

Kamuda mesainin 15.30’da bitmesini de eleştiren Soyer, mesai saatlerinin kısaltılmasının, ikinci işe çanak tuttuğunu ve kamuda verimi olumsuz etkilediğini savundu.


Yorgancıoğlu: “Vatandaşlar devlet dairelerine gitmekten kaçınıyor”

CTP Milletvekili Özkan Yorgancıoğlu da, vatandaşların devlet dairelerine gitmekten kaçındığını, memurdan şikâyet ettiğini dile getirerek, Kamu Hizmeti Komisyonu’nun iyi çalışıp, hak edenleri göreve atamadığı bir dönemden geçildiğini söyledi.

Kamu Hizmeti Komisyonu’nun, atama ve terfi yaparken liyakate önem vermediğini ileri süren Yorgancıoğlu, usulsüzlük halinde onu görevden alacak bir yapı olmadığı sürece, yapının ne kadar sürdürülebilir olduğunun tartışma konusu olmaya devam edeceğini kaydetti.

Geçici işçi statüsü konusuna değinen Yorgancıoğlu, Kamu Hizmeti Komisyonu’nun görevlerinden birinin de kamuya girişlerde adaleti sağlamak olduğunu, ancak hükümetin buna olanak sağlamadığını savundu.

Yorgancıoğlu, CAS çalışanlarının sorunları konusunda, hükümetin çalışanların hangi sendikaya üye olacağına karar veremeyeceğini söyledi.

Kamu Görevlileri Yasası’nın kendi hükümetleri döneminde hazırlandığını, ancak hükümetin ömrünün bunu geçirmeye ömrünün yetmediğini belirten Yorgancıoğlu, bu yasayı geçirmenin bugünkü hükümetin boynunun borcu olduğunu, kendilerinin de yasaya olumlu oy vereceklerini belirtti.

Konuşmaların ardından Kamu Hizmeti Komisyonu’nun 2017 bütçesi oylandı ve oy çokluğuyla onaylandı.


Üretici zor durumda

CTP milletvekili Biray Hamzaoğulları,  “durumu iyi olan” çiftçi ve hayvancıların eylem ve protestolara katıldığını, ancak çoğu üreticinin durumunun iyi olmadığını söyledi.

Hamzaoğulları, son 3 yılda İskele ve Karpaz bölgesine katkı yapıldığı için yeni traktör sayısının arttığını söyledi.

Soğuk süt zinciri ve büyükbaş hayvancılığının koptuğunu, belli bir ölçekte yapılması gerektiğini söyleyen Hamzaoğulları, küçükbaş hayvancılıkta da belli bir rakamın aşılmaması gerektiğini kaydetti.

Üretici ve hayvancıya verilen desteklere değinen Hamzaoğulları, bu desteğin ihtiyacı olan kişilere verilmesinin önemli olduğunu, desteğe ihtiyacı olmayanlara verilmemesi gerektiğini ifade etti.

Hamzaoğulları, destek kriterlerinin iyi değerlendirilmesi ve adaletli davranılmasını istedi.

Yatırım kredilerinin Karpaz bölgesindeki üreticilere kullandırılmadığını savunan Hamzaoğulları, bölgedeki üreticinin kredi alamadığını, buna anlam veremediğini söyledi.

Küçük ve büyükbaş hayvancılığın sınırlandırılması ve teşviklerin de 100 adete göre değiştirilmesini isteyen Hamzaoğulları, bugünkü sistemde üreticinin ayağa kalkmasının mümkün olmadığını belirtti.

Yerli üreticinin ürünlerinin oteller tarafından alınması gerektiğini dile getiren Hamzaoğulları, bu konuda adım atılmasını istedi.

Süt taşımacılığına da değinen Hamzaoğulları, soğuk süt taşıma araçlarının T iznine tabii tutulması gerektiğini, izinsiz kullanıldığını belirtti.


Şahali: “2017 daha zor olacak”

Tarım Bakanlığı bütçesinde konuşan CTP milletvekili Erkut Şahali, tarıma ayrılan bütçeyi eleştirerek, hedeflere ulaşmayı sağlayacak noktada bulunmadığını kaydetti.

Şahali, kamuya dönük destekleme programlarının en fazla olduğu bakanlığın Tarım Bakanlığı olduğunu söyleyerek, 2017 için destek miktarının azaltıldığını, yaklaşık 10 milyona yakın bir kesinti olacağını, dolayısıyla 2017’nin bu yıldan daha zor bir yıl olacağına inandığını belirtti.

Bütçenin ihtiyaçları karşılamaktan uzak kalacağı inancını dile getiren Şahali, bu durumun zor bir yılı işaret ettiğini söyledi.

Şahali, reform destek ödeneklerinin kullanılmaya başlandığını da iddia etti.

Akaryakıtın renklendirilmesi konusundaki yasal değişikliğin Meclis komitesinde bekletildiğini kaydeden Şahali, “bu konuda 2017 bütçesinde de ödenek yoktur,  Hükümet ortaya irade koymuyor”  dedi.

Türkiye ile imzalanan protokollere uyulmadığını söyleyen Şahali, Tarım Master Planı’nın zamanında hazırlanmadığını, Tarım Strateji Belgesi’nin yayımlandığını ancak güncel bilgi içermediğinden ülkenin yarınına ışık tutamayacağını savundu.

Şahali, nitelikli  pazarlara nitelikli ürün yetiştirme konusunda neler yapıldığını sordu.

Tarım Dairesi’nin denetimi ve eğitim faaliyetlerini geliştirerek sürdürmesinden mutluluk duyduğunu söyleyen Şahali, gıda güvenliğini sağlamada denetimin çok önemli olduğunu kaydetti.

Şahali, dairenin kapasitesinin artırılmasına yönelik hükümetin elinde bir fırsat bulunduğunu, bunun değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Dairenin halk sağlığını korumda çok büyük önemi olduğunu vurgulayan Şahali, gıda kaynaklı sebeplerle hastalıkların azalmasının her açıdan toplumsal yarar sağlayacağını kaydetti.

İstatistiki veri sağlamada devletin zayıf olduğunu, dolayısıyla planlama ve değerlendirme yapmanın zorlaştığını söyleyen Şahali, İstatistik Kurumu’nun kısa sürede kurulması gerektiğini ifade etti.

Kırmızı palmiye böceği ile tek elden ve etkili bir mücadele yapılması gerektiğini dile getiren Şahali, sorumluluğun Orman Dairesi tarafından üstlenilmesinin en uygun olacağını söyledi.

Organik tarım üretiminin gelişmesinin sağlanması gerektiğini dile getiren Şahali, tüm dünyada organik tarım ürünlerine yönelim olduğunu kaydetti.

“Ayrılan rakam yeterli değil”

Şahali, hayvan hastalıklarının eradikasyonu hakkında bütçede ayrılan rakamı eleştirerek, yeterli olmadığını söyledi.

Şahali, Veteriner Dairesi’nde bazı sorunlar yaşandığını, hayvan sağlığı ile ilgili bir birim oluşturulmasının önemli olduğunu, daire bünyesinde bu birimin oluşturulması gerektiğini kaydetti.

SÜTEK’in alacaklarının 40 milyonu aştığını söyleyen Şahali, bu konuyla ilgili bakandan bilgi istedi.

TÜK’ün son derece önemli bir kurum olduğunu dile getiren Şahali, kurumla ilgili iddiaların aydınlatılması gerektiğini belirtti.

Şahali, verilen kuyu izinlerinin sayısını eleştirerek, disipline edilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye’den gelen suyla ilgili projelerin neler olduğunu soran Şahali, belediyelerle istişare yapılıp yapılmadığını, projelerin hangi aşamalarda olduğunu öğrenmek istediğini kaydetti.


“Bakanlığı rolü büyük”

CTP milletvekili Armağan Candan, gıda güvenliğini geliştirmek adına Tarım Bakanlığı’nın önemli rolü bulunduğunu söyledi.

AB Uyum Komitesi olarak gıda güvenliği konusunda çeşitli çalışmalar yaptıklarını söyleyen Candan, bazı yasaların geçtiğini, bazıların ise geriye çekildiğini anlattı ve şunları paylaştı:

“Meclis'ten geçip yasalaşan tarımla ilgili AB uyum yasaları: Hayvan sağlığı yasası, hayvan refahı yasası, gıda ve yem yasası, bitki sağlığı yasası.

AB komitesinde bitmek üzere olan yasa tasarısı: Veteriner Hizmetleri Yasa Tasarısı.

AB komitesinin gündeminde olan tarımla ilgili yasa tasarıları: Organik Tarım Yasa tasarısı, Tohum ve Üretim Materyalleri Yasa tasarısı, Hayvan Islahı Yasa tasarısı, Veteriner Tıbbi Ürünler Yasa Tasarısı.”

Komitenin gündeminde olan ve Meclis’e gönderilen yasaların çoğunun tarımla ilgili olduğunu dile getiren Candan, Hal Yasası’na ilişkin hangi çalışmaların yapıldığını sordu.

Candan, geçirilen yasaların uygulanması ve tüzüklerin çıkarılması aşamasında bazı sorunlar yaşandığını söyleyerek, bu yasaların tüzük çalışmalarının hangi aşamada olduğunu sordu.

AB uzmanlarının uyum sürecine yönelik ülkede çalışmalar yaptığını dile getiren Candan, iki toplumlu AB uyum çalışmalarının tarım konusunda ne noktada olduğunu sordu.


“Yapısal sorunlar çözülemedi”

CTP milletvekili Ferdi Sabit Soyer, yapısal sorunları çözme konusunda başarısız olunduğunu söyledi.

Toprak ürünleri Kurumu’nun aylık giderinin yaklaşık 2 milyon TL olduğunu söyleyen Soyer, bu kurumun gelirini arpa satışlarından elde ettiğini kaydetti.

Soyer, TÜK’te bu sırada oluşan zararın devlet tarafından ödenmemesi halinde TÜK’ün zararda görülerek hareket kabiliyetinin daralmasına yol açtığını ifade etti.

Türkiye’yle imzalanan protokolde hükümetten, “arpa alım, satım ve dağıtım işinin özelleştirilmesinin” beklendiğini dile getiren Soyer, böyle bir durumda TÜK’ün işlevsizleşeceğini söyledi.

Soyer, arpa alım satım ve dağıtımın tamamen özelleştirilmesi halinde üreticinin halinin ne olacağını ve alım satımdan elde edilen geliri kimin alacağını sordu.

Arpa ithalatının dolarla yapıldığını ancak satışların TL üzerinden olduğunu söyleyen Soyer, kurumun dövizdeki dalgalanmalar nedeniyle zarar ettiğini söyleyerek bunu kimin ödeyeceğini sordu.

“TÜK’ün devreden çıkmasının üreticilerin çöküşünü getireceğini” söyleyen Soyer, bunun “vahşi kapitalist ilişkilere kapı açacağını” dile getirdi.

TÜK neden üretici birliklerine devredilmesin diye soran Soyer, suçlamalarla bir sonuca varılamayacağını kaydetti.

Hellimin tesciliyle ortaya çıkan küçük baş hayvan sütü kullanma zorunluluğu konusunda ne gibi adımlar atıldığını soran Soyer, küçük baş hayvan üreticisinin sütünün sağlıklı bir şekilde soğuk zincirle alınması konusunda neler yapıldığını ve yapılmasının planlandığını sordu.

Soyer, Hal Yasası’nın bir an önce hayata geçmesi gerektiğini dile getirdi.

TÜK’e ne olacağı konusunun bir an önce açıklanmasını isteyen Soyer, TÜK’ün ekonomik aktivitelerinin kısıtlanmasının TÜK’ün sonunu getirmek anlamına geldiğini kaydetti.

 

Bu haber toplam 2835 defa okunmuştur