“Kamuda güçlü bir sağlık sistemi tam günle olur”
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Filiz Besim, sağlıkta ciddi bir sistem sorunu olduğuna dikkat çekerek, ülke şartlarına uygun, “Kıbrıslı” bir sistem kurulması gerektiğini söyledi
Sağlıkta güçlü bir kamunun önemine vurgu yapan Besim, “Güçlü bir kamu tam günle olur” diyerek, “Sağlığı devlet politikası haline getirelim, meclisteki herkes yasalara sahip çıksın. Hep birlikte adım adım, Kıbrıslı bir sağlık sistemi yaratmak için kolları sıvayalım. Sağlıkta seferberlik ilan edelim. Hiç bir siyasi partinin ve örgütün buna itiraz edeceğini düşünmüyorum. Sağlık hepimiz için gereklidir. Tıpkı adalet gibi...” şeklinde konuştu.
Ödül Aşık Ülker
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Filiz Besim, sağlıkta ciddi bir sistem sorunu olduğuna dikkat çekerek, “Yokmuş gibi davrandık, günü geçirmeye yönelik çalıştık. En önemlisi de devletin bir sağlık politikası olmadı” dedi.
Tartışmaların merkezine paranın ve muayehanelerin konmasına karşı olduğunun altını çizen Dr. Besim, sistem oturduğu zaman hekimin hak ettiği maaşı ve eğitimi alacağını, kamu hastanelerinin yüksek standartlı fiziki alt yapıya kavuşacağını ve hekimlerin muayenehaneye gitme diye bir sorunu olmayacağını belirtti.
Dr. Besim, “Güçlü, koruyucu sağlık ve halk sağlığı hizmetlerine önem veren bir kamu, Genel Sağlık Sigortası, denetlenebilir kaliteli özel sağlık hizmetleri ve döner sermaye ile sağlıklı ve Kıbrıslı bir sistem oluşturabiliriz. Her geçen gün bir kayıptır. Bir an önce masaya oturup sistemi kurma zamanıdır” diye konuştu.
“Sistem sorunumuz var”
• Soru: Sağlık alanındaki sorunlar son dönemde yeniden gündemde. Görevden alınan bir doktor, istifalar, grevler... Sizce sorunların nedeni nedir?
• Dr. Besim: Biz hekimler ve hekim örgütleri, özellikle KTTB olarak üzerine hep vurgu yapıyoruz, ciddi bir sistem sorunumuz var. Biz yıllar boyu sağlığı, sağlıktaki sorunları hep öteledik, yokmuş gibi davrandık, günü geçirmeye yönelik çalıştık. En önemlisi de devletin bir sağlık politikası olmadı. Yani her gelen giden hükümetle sağlıkta uygulanan politikalar değişti. 2000 yılında master plan çalışması yapıldı ama sonraki hükümet buna sahip çıkmadı. Sonra, 2009’da Kamu Sağlık Çalışanları Yasası geçti. Hekimliğin normal kamu görevinden farklı bir iş olduğu, yaptığımız işlerin hem hekim hem hasta açısından ciddi riskleri olduğunu, sağlık çalışanlarının ayrı yasaları olması gerektiği yıllarca konuştuğumuz bir konuydu. 2009’da yasa geçti ancak 2011’de bilindiği gibi birkaç madde yüzünden Anayasa Mahkemesi’nden geri döndü. Ama 2011’de gelen bakan bu yasaya sahip çıkıp, yapılması gereken düzenlemeler, yasanın Anayasa’ya uygunluğunun düzenlemelerini yapıp buna devam etmedi. Kısacası sağlığı devlet politikası haline getirmedik.
2011’de yasa geri döndü, bugüne kadar 4 yıl geçti, 4 yılda kimse yasaya sahip çıkıp, “hekimlerimiz gayrı-yasal çalışıyor, bu ciddi bir sorundur” demedi. Yani devlet hekim gibi olmazsa olmaz bir meslek grubunu yasal olmayan bir statüde çalıştırmayı layık gördü. Şimdi bir mahkeme gündeme geliyor ve olay patlıyor. “Göç Yasası” nedeniyle çok düşük maaşların olması, hekimlerin düşük maaşlarla çalıştırılıyor olması, gayrı yasal çalıştırılıyor olması olayları bu noktaya getirdi. Sağlık Çalışanları Yasası’nda “ikinci iş yasaktır” deniliyor ama bu uygulanmadı, uygulanamadı. Eğer bir hukuk devletiysek, anayasaya saygılı bir ülkeysek, yasada bir sorun varsa hükümetlerin oturup gerekli düzenlemeleri yapması, hukuka uygun hale getirmesi ve uygulaması gerekir. Böyle birşey yapılmadı.
“Sağlam bir kamu bacağı oluşturulmalı”
• Soru: Neden yapılmadı?
• Dr. Besim: Yasaya sahip çıkılmadı, sahip çıkılsaydı, savunması yapılsaydı, gerekleri yerine getirilseydi uygulanabilirdi. İkinci iş ya tamamen engellenmiş olurdu ya da bu ülke şartlarına uygun koşullar geliştirilirdi. İkinci işi temel alarak sistemi konuşuyoruz ama aslında bu yanlış birşeydir. Önce sistemimizi oturtmamız lazım. Kamuda tam gün istiyorsak, o zaman tam gün için uygun şartları geliştirmemiz lazım. Fiziki altyapı şartlarımızı, özlük haklarını geliştirmemiz ve “bizim yasamız tam gündür. bu şekilde çalışacak olanlar kamuda kalır, çalışmayacak olanlar da seçimini yapar” dememiz lazım.
Göz ardı edemeyeceğimiz çok önemli bir konu vardır, bir ada ülkesiyiz, küçük bir ülkeyiz, insan kaynakları sınırlı bir ülkeyiz, birçok branşta hekim sayısı sayılıdır. Bunlar için özel şartlar geliştirebiliriz, “sistemim tam gündür ama insan kaynaklarımızı düşünerek kamu yararına bir takım açılımlar getirerek düzenleyeceğiz” deriz. İrade konsaydı sistem getirilirdi ama biz çoğu zaman birçok konuda olduğu gibi sistemsizlik üzerinden popülizm yapmayı yeğledik.
Çok sağlam bir kamu bacağı oluşturulmalı. Sıradan vatandaş hastaneye gittiğinde her zaman hekim bulabilmeli, alet bulabilmeli, acil tedavilerinden ulaşması gereken yere kolay ulaşabilmeli. Güçlü bir onkoloji tedavi merkezi, organize bir kanser savaş birimi, dializ ünitesi, yoğun bakım, acil servis, iyi organize edilmiş bir hızır servis hepsi kamu hastanelerimizde güçlü olması gereken unsurlardır.
“Güçlü bir kamu tam günle olur”
Güçlü bir kamu tam günle olur. 12:00-13:00’e kadar hekimlerin hastanede oldukları bir kamu güçlü bir kamu değildir. Güçlü kamu sağlık hizmetlerini oluşturmak için güçlü ve yapılanmasını tamamlamış bir de Sağlık Bakanlığı gerekir. Malesef şu anda Sağlık Bakanlığı’nın yapılanması zayıftır.
• Soru: Kamudaki mevcut altyapıda, özlük haklarında tam gün ne kadar mümkündür?
• Dr. Besim: Yasaya göre hekimlerin çalışma saatleri 08:00-15:30’dur ve hekimler 08:00-15:30 çalıştırılabilir. Çalıştırılmalıdır. Bunun uygulanmaması tamamen hükümetlerin iradesizliğidir. Yürütme çalışma saatlerini uygulamak zorundadır. Bunun bahanesi olmaz.
Şu anda ciddi bir sorunla karşı karşıyayız, bu sorun da 2011’den sonra devlete giren hekimlerin durumudur, maaşları gerçekten çok kötüdür. 3 bin 500 TL’ye hekim çalıştırılıyor, bu kabul edilebilir bir durum değildir. Bu noktada acilen “ne yapabilirizi” konuşmak zorundayız. Bugün birçok serviste hekim sıkıntısı var. Ama inanın ki hekim bulamıyoruz. Çünkü hekimler bu maaşlarla bu yoğun tempoda çalışmak ve nöbet tutmak istemiyorlar. Bu çok ciddi bir sorundur. Acilen ve ivedi olarak kaynak bulmamız lazım. “Bütçede para yok”, “doktora verirsek diğer kesimler de ister” tutumlarına karşı KTTB olarak sert bir duruş sergiliyoruz, eğer sağlık önceliğimizse ivedi olarak kaynak bulmak zorundayız, başka şeylerden kesmek zorundayız. Hekimler çalıştıkları şartlar gereği ayrı bir kategoride değerlendirilmek zorundadır ama doktolar ayrı kategoride değerlendirilirken en verimli şekilde de çalıştırılmak durumundadırlar. “Kaynak yoktur, para yoktur” mazeret olmamalıdır.
Ciddi kara delikler vardır. Sağlık için kesilen, toplanan paraların sağlığa dönmemesi verdır. Örneğin bu ara tartışılan konu üniversitelerde, üniversitelerin öğrencilerden sağlık sigortası için kesilen para üniversiteler tarafından sağlık bakanlığına ödenmiyor. Bu öğrenciler ise normal polikliniğe gidemediği için acil servislerde sürünüyor. Yani hem öğrenciler sefil oluyor, hem de Sağlık Bakanlığı parasını alamıyor. Halbuki bu para bile sağlıkta şu anda konuştuğumuz finansman sorununa ciddi bir kaynaktır. Yani gayri-yasallık bir ahtabotun kolları gibi her yanımızı sarmış
KTTB olarak iki yıldır “hastanelerimizi güçlendirin” diyoruz. Bir çalıştay yaptık, ortaya bir yol haritası çıktı. Birinci madde kamu sağlık çalışanlarının yeniden ele alınması ve hastanelerin güçlendirilmesiydi. Eğer iki yıldır bunun üzerinde çalışılsaydı, yasa ele alınsaydı ve düzenlenseydi, kamu hastanelerinin güçlendirilmesi için adım atılsaydı bugün durum çok farklı olurdu. Artık konuşmayı, tartışmayı bırakarak bir an önce elele verip eksik kadroları tamamlamalı, buradaki hekimleri elimizde tutmalıyız. Branşında tek olan bir arkadaşımız daha istifa edip yurtdışına gideceğini paylaştı benimle, Türkiye’de iş buldu bile. Hekim her yerde iş bulabilir.
“Hemen, şimdi, çok acilen adım atmalıyız”
Güçlü bir sağlık sistemi için, kara delikleri kapatacağız ve hedefe kilitleneceğiz. Doktorlar mevcut şartlarda bir süre daha idare eder ama sonra gider. Mecburi hizmetliler dönemleri bitince zaten gidiyor, diğerleri de tükenmişlik, isteksizlik ve kaygı sendromu altında ne kadar yararlı olabiliyor? Hemen, şimdi, çok acilen adım atmalıyız. İki yıl önce çalıştay sonrasında dönemin sağlık bakanı “Sağlık SOS veriyor, hemen çalışmaya başlıyoruz” demişti. Şimdiki bakan geçen hafta “Sağlık duvara tosladı” dedi. Aslında sağlık yıllardır duvara tosluyor, yeni değil ama şimdi iyice çöküşü yaşıyoruz. Kamu Sağlık Yasası’nda birkaç madde düzenlenirse, hekimler tam gün çalıştırılırsa yasamızda bunu destekleyecek güzel maddeler var. Örneğin doktorların mesai sonrasında hastanede özel hasta bakması...
Soru: Sistemin oturması için başka ne gibi düzenlemelere ihtiyaç var? Genel sağlık sigortası, döner sermaye konuşuluyor...
Dr. Besim: Evet bunlar da önemli ve gerekli yasalar. Döner Sermaye Yasası’yla mesai sonrasında bakılacak hastalardan elde edilecek gelir, Genel Sağlık Sigortası’ndan elde edilecek gelirle de hem hastanelerin altyapısının güçlendirilmesi hem de hekimlere tatminkar bir ek ödenek çıkarılması planlanmıştı. Ancak ne döner sermaye yasası ne de Genel Sağlık Sigortası hayata geçirilemedi.
• Soru: Sağlık Bakanı İzbul yeni hastane için arazinin bulunduğunu, bazı düzenlemelerden sonra projelendirmeye başlanacağını söylemişti.
• Dr. Besim: Yeni hastane şarttır. Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nin fiziki şartları artık çağdaşlıktan çok uzaktır. Ancak yeni hastane yapılana kadar elimizdekini tadil etmek zorundayız. Diğer taraftan yeni hastaneyi de başlatmak zorundayız. Bunları yaparak, hekimi tam gün hastanede tutarak, tatmin olacağı bir maaş vererek, fiziki altyapılarımızı güçlendirerek güçlü, kolay ulaşılabilir bir sağlık sistemi diyoruz.
Aslında hastanemiz eğitim hastanesidir. Doktorlar ihtisaslarının ilk iki yılını burada yapıyorlar sonra yurtdışında bir hastaneye gidiyorlar. Mevcut şartlarda ne kadar eğitim verebilirsiniz? Eğitim çalışmaları da eksiktir, düzene sokulmalıdır. Bu da yasamızda vardır. aslında yasalar düzenlense ve uygulansa sağlıkta çok ciddi şekilde dönüşüme gidebiliriz. İstenirse ve hemen şimdi harekete geçilirse, bir devlet politikası oluşturulursa, önümüzdeki 5-10 yıl içinde çok iyi bir sistem kurabiliriz.
“Genel Sağlık Sigortası yalnız başına sorunu çözmez”
Genel Sağlık Sigortası’nın sistemin ikinci ayağı olduğunu kaydeden Tabipleri Birliği Başkanı Filiz Besim, Genel Sağlık Sigortası’nın yalnız başına sağlıkta yaşanan sorunu çözemeyeceğini kaydetti. Besim’in sorulara verdiği yanıtlar şu şekilde:
• Soru: Genel Sağlık Sigortası hükümet programında yer alan bir konu. Geçtiğimiz günlerde Türk Tabipler Birliği Başkanı Bayazıt İlhan KTTB’nin davetlisi olarak geldi ve Türkiye’de Genel Sağlık Sigortası’nda yaşınan sıkıntılardan bahsetti. Sizin genel sağlık sigortasına yaklaşımınız nedir?
• Dr. Besim: Bazı kesimler Genel Sağlık Sigortası’na temkinli yaklaşıyorlar. Genel Sağlık Sigortası sistemin ikinci ayağıdır. Türkiye’de uygulanan sistem şu anda ne hekimi ne de hastayı tatmin eder bir durumda değil. Sistem kamu değil özel hastaneleri pompalamış durumda. İnsanlardan başlandığı zamanki primlerden 2-3 katı fazla prim alınıyor. O da yetmiyor ek sigortalar getirilmeye çalışılıyor, primler hastaya veya hastanelere dönmüyor. Sistemle ilgili ciddi suistimaller var. Kuzey Kıbrıs’ta Türkiye’nin herşeyini kopyalayan ve onların finansmanıyla birşeyler yapan bir ülke olarak, oradaki sistemi görünce huzursuz oluyoruz. Genel Sağlık Sigortası bu mudur? Hayır. Biz Genel Sağlık Sigortası’nı bu ülke şartlarına göre oluşturacağız ve öyle de yapmak zorundayız. Biz bugüne kadar bu konuyu konuşurken Türkiye’nin kopyası bir sistemi asla konuşmadık. 80 milyonun giydiği bir kıyafet zaten bize olmaz. 2008’den itibaren tek tip sosyal güvenlik geçtikten sonra herkesin maaşından kesinti yapılıyor ama bu para sağlığa dönmüyor. Biz sağlık için güçlü bir fon oluşturabilirsek, bunu denetlenebilir kılarsak ve bu parayı sağlığa aktarabilirsek, sağlığın finansmanı açısından ciddi katkı sağlayacak, özel sektöre nefes borusu olacak ve en önemlisi hastalarımıza hekim seçme özgürlüğünü getirecek.
Kıbrıs muayenehanaler ülkesidir. İnsanlar kendi özel doktoruna gitmeyi sever, aile hekimi gibi olur. Hastanesinden de vazgeçemez. Özel hekimine gidecek olan hastaya gelecek olan genel sağlık sigortası katkısı hastalarımız için rahatlatıcı olacaktır. Bizim şartlarımız budur. Eğer genel sağlık sigortasını ülke şartlarımıza uygun şekilde oluşturursak; ki oluşturmak zorundayız; biz Türkiye’deki kabusu yaşamayız. Genel sağlık sigortası sadece Türkiye’de uygulanan bir sistem değildir. Biz genel sağlık sigortasını konuşmaya başladığımızda Türkiye’de daha konuşulmuyordu. Genel sağlık sigortasının bize avantajı ciddi bir denetleme ve herşeyi kayıt altına alma imkanı verecek. Doğru kurgularsak sağlığın finansmanında, denetiminde ve organizasyonunda bize çok şey getirir.
Genel Sağlık Sigortası yalnız başına sorunu çözmez. Güçlü, koruyucu sağlık ve halk sağlığı hizmetlerine önem veren bir kamu sağlık, Genel Sağlık Sigortası, denetlenebilir kaliteli özel sağlık hizmetleri ve döner sermaye ile sağlıklı ve Kıbrıslı bir sistem oluşturabiliriz. Her geçen gün bir kayıptır. Bir an önce masaya oturup sistemi kurma zamanıdır.
“Hekimliğin devleti ve özeli olmaz”
• Soru: Şu anda özeldeki ve kamudaki doktorlar karşı karşıya gibi bir algı var. Bu durumu nasıl görüyorsunuz?
• Dr. Besim: Öyle bir algı var ama aslında öyle değil. Neden böyle bir algı var ? Çünkü sistem ya da sistemsizlik, yasasızlık maalesef kamu hekimi ile özel hekimi karşı karşıya getirmiştir. Yani devlet hekimlerini birbiriyle kavga eder pozisyona sokmuştur. Bu çok üzücü ve kaygı verici bir durumdur. Devlet sağlığı mahkeme koridorlarına düşürmemeliydi, sağlık mahkeme koridorlarında değil, güçlü siyasi irade ile çözülebilir. Sağlık, halkını düşünen sosyal devlet olmanın gereğini yapan güçlü devlet politikalarıyla çözülür. Ama maalesef devletimiz, gelen-geçen hükümetler bunu yapmadığı için şu anda sağlık mahkeme koridorlarına düşmüştür. Hekimliğin devleti ve özeli olmaz. Hekimlik her yerde hekimliktir ve hekimler deontolojik ve etik kurallar içinde hastaları için en güçlü iş birliği yapan meslek gurubudur.
“Sistemin merkezinde hasta hakları olmalı”
• Soru: Aslında sağlık sistemini konuşurken mesai saatlerini, özlük haklarını konuşuyoruz ama hasta hakları da sistemin önemli bir parçası olmalı...
• Dr. Besim: Kesinlikle, biz bütün bunları halk için, hastalar için yapmak zorundayız. Hekimin varoluş nedeni hastalarıdır. Sistemin merkezinde hasta hakları olmalıdır. Onun çevresinde en iyi hizmeti nasıl verebileceğimizi düşünerek sistemi düzenlemeli ve güçlendirmeliyiz.
Sistemi sadece kamuyu veya sadece özeli konuşarak çözemeyiz. Sadece döner sermaye, sadece özel hastaneleri konuşarak çözemeyiz. Sağlık bir bütündür. Kamu ve özel çok güzel bir harmoni içinde çalışmalıdır. Bu harmoniyi de oluşturacak olan Sağlık Bakanlığı’dır. Sağlık Bakanlığı sadece kamunun bakanı, işvereni değildir. Sağlık Bakanı bütün ülkenin sağlık bakanıdır. Örneğin, özel hastaneler de Sağlık Bakanlığı’nın denetlemek, kategorize etmek, tescillemekle yükümlü olduğu yerlerdir. Özel Hastaneler Yasası 2009’da geçti ama altındaki tüzükler oluşturulmadığı için birçok yeri kadük olmuş durumda. Bu yasanın da yeniden elden geçirilip tüzüklerin de düzenlenmesi lazım.
Sağlık Bakanı ülkedeki bütün sistemi denetlemek ve düzenlemekle yükümlüdür. En önemlisi de koruyucu sağlık ve halk sağlığı hizmetlerini organize etmek zorundadır. Çok iyi bir orkestra şefi gibi bunu yapmak zorundadır. Eğer bunu yaparsa sistem oturacak ve herkesin yüzü gülecektir.
“En büyük sorunumuz kendimize güvenimizi kaybettik”
• Soru: Bunları neden yapamıyoruz?
• Dr. Besim: En büyük sorunumuz kendimize güvenimizi kaybettik. Eğer gerçekten inanırsak, hedefe kilitlenirsek bunların hepsi olur. Yeter ki popülizm yapmadan, günü birlik politikalarla değil, sistemi kurma adına yola çıkalım. Ben yapabileceğimize yürekten inanıyorum.Yola çıktıktan sonra herşey kolay olur.
Kamu Sağlık Çalışanları Yasası, Genel Sağlık Sigortası Yasası, Döner Sermaye Yasası ve Hasta Hakları Yasası birlikte çıkarılmalıdır. Yasaları önemsiyoruz. Şu anda yasalar uygulanmadığı için bu kargaşa yaşanıyor. Devlet yasayı uygulanır hale getirmek zorundadır.
Hemen ne yapılmalı?
• Soru: Sizce yasa uygulanıp ikinci iş kamudaki hekimlere yasaklanmalı mı yoksa yasa düzenlenip bahsettiğiniz Kıbrıslı sistem oturtulup, mesai sonrasında doktorlara hastanede hasta bakma hakkı mı verilmeli? Neler hemen yapılmalı ya da yapılabilir?
• Dr. Besim: Bir an önce mesai saatleri uygulanmalıdır. Kamu Sağlık Çalışanları Yasası düzenlenmeli ve kademeli olarak tam güne geçilmelidir. Mesai sonrası hastanelerde hasta bakma hakkı da hemen başlatılmalıdır. Bu uygulama da tam günü başlatacaktır. Elbette bunun için de Döner Sermaye yasası gereklidir. Hemen yapılması gereken bir başka konu da Kamu ve Özel sağlık hizmetlerinin denetimidir. Mecliste ad-hoc komite kurulmasını talep ettik, verilen bilgiye göre gelen hafta komitenin kurulacağı ve bakanlığın da yasaları gondereceği şeklindedir. Hızlıca görüşülmeli ve hangi yasaların kademeli olarak uygulanacağı ortaya çıkmalıdır.
“Kıbrıslı sistemde hem hekimler hem de hastalar memnun olur”
• Soru: Klinikler hemen kapatılırsa sistem ve hastalar bundan nasıl etkilenir?
• Dr. Besim: Kamu Sağlık Çalışanları Yasası bir an önce masaya yatırılmalıdır. Ben o günden sonra yasanın bir ay içinde düzenleneceğinden eminim. Yeni düzenlenmiş şekliyle yasayı kademeli olarak uygulamaya başlayabiliriz. Hemen, ivedi olarak yapılması gereken mesai saatlerinin uygulanmasıdır, mesai saatleri yani 08:00-15:30 tam gündür. Özlük hakları iyileştirilmek zorundadır. Ama diğer taraftan “para yoktur” açıklamaları devam ediyor. Öncelikle 2011 sonrasında işe başlayan hekimlerin maaşlarının düzeltilmesi gerekiyor.
Hükümet programında Kamu Sağlık Çalışanları Yasası için öngörülen süre 6 aydır. Zaten 4 ay geçti yani 2 ayımız kaldı. Bakanlık hekimleri karşısına alıp süreci takvimlendirmeli ve tam güne kademeli olarak geçilmelidir. Bu sistemde elbette ki kayıplar olacaktır. Bir sistemi kurarken, bir reform yaparken herkesi mutlu edemezsiniz. Önemli olan hastaların ve sağlık çalışanların en üst düzeyde memnuniyetidir. Kamu hastaneleri bu alt yapıyla Genel Sağlık Sigortası’na geçerse, belki de bir çöküş olacaktır. Eğer bizler düzenlemeyi yasal anlamnda sağlam bir şekilde yapar, Genel Sağlık Sigortası’nı da sisteme katabilirsek, Kıbrıslı sistemi oluşturabilir ve hem hekimler hem de hastalar memnun olur.
“Cumhurbaşkanlığı YÖDAK’ın yapısını masaya yatırmalıdır”
• Soru: Sağlıkta bu kaos yaşanırken ülkemizde tıp fakültesi açılması konusundaki düşünceleriniz nedir? Ülkemizin şartları doktor yetiştirmek için yeterli midir?
• Dr. Besim: KTTB olarak hep vurguladık, küçük bir ülkeyiz, tıp fakültelerinin, diş hekimliği fakültelerinin laboratuvarı insandır. Ülkemizde yeterli sayıda hasta yoktur. Bunun için tıp fakültelerini açarken çok dikkatli olmak zorundayız. Maalesef bazı fakülteler astronomik sayıda Kıbrıslı öğrenci alıyorlar. İleriki yıllarda ciddi bir doktor enflasyonu yaşayacağız. Eczacıların yaşadığı durum tıp ve diş hekimliği alanında da göstere göstere geliyor. Biz hiçbir tedbir almıyoruz. Yeni bir tıp fakültesi açıldı, olan fakültelerin akreditasyonu yok. Neye göre ders veriliyor, neye göre öğrenci alınıyor? Edebiyat mezunlarının tıp fakültesine alındığını duyuyoruz. Bunlar çok ciddi sorunlardır. İnsan sağlığı önemli bir konudur. Kalifiye olmayan hekimler yetiştirmek insanlığa karşı büyük bir suçtur. YÖDAK’ın yapısı içinde böyle bir yetkisi var mı? Kiminle tartışarak yeni tıp fakültesi için izin verildi? Cumhurbaşkanlığı YÖDAK’ın yapısını masaya yatırmalıdır.
“Tartışmaların merkezine paranın ve muayehanelerin konmasına karşıyız”
• Soru: Son olarak ne söylemek istersiniz?
• Dr. Besim: Tartışmaların merkezine paranın ve muayehanelerin konmasına karşıyız. Sistemi doğru oturttuğunuz, kararlı olduğunuz zaman hekim hak ettiği maaşı ve eğitimi alacaktır. Hastanelerimiz ise yüksek standartlı fiziki alt yapıya kavuşacaktır. Hekimin muayenehaneye gitme diye bir sorunu da olmayacaktır. Sağlık Bakanlığı ile görüştük. Yasaları bir an önce hazırlayıp göndermelerini istedik. Meclisten de Ad-hoc komiteyi bir an önce kurmalarını istedik. Sağlığı devlet politikası haline getirelim, meclisteki herkes yasalara sahip çıksın. Hep birlikte adım adım, Kıbrıslı bir sağlık sistemi yaratmak için kolları sıvayalım. Sağlıkta seferberlik ilan edelim. Hiç bir siyasi partinin ve örgütün buna itiraz edeceğini düşünmüyorum. Sağlık hepimiz için gereklidir. Tıpkı adalet gibi...