Kanatlar çalışınca
Kötü başlayan bir sezonda Türk Ocağı’nın ikinci baharını yaşadığını görüyoruz. Erken toparlanan Girne ekibi, dün konuk ettiği Mağusa Türk Gücü’nü penaltı golü ile yendi. Penaltı ile kaydedilmesinden ziyade zaten Türk Ocağı’nın rakibine oranla biraz daha üstünlüğü söz konusuydu. Hücum hattında rakibine geçit vermeyen bir anlayışla oynayan Ocak, bulduğu şansı değerlendirerek son üç maçta 7’nci puanını hanesine yazdırdı.
Türk Ocağı’nın ikinci baharını yaşadığını söylemiştik. Bunu Mağusa Türk Gücü için söylemek mümkün değil.
Geçtiğimiz sezonun 26’ncı ve son haftasında Yeni Boğaziçi’nde yükselen sevinç çığlıkları, yerini dar bir kadro ile mücadele veren, hücumda etkinliği azalmış bir MTG’ye bıraktı. Rakibinin aldığı savunma önlemlerini geçemeyen MTG, haftayı puansız kapatırken, an itibarı ile zirvenin de oldukça uzağında kaldı.
İlk yarıda iki takımın ne yapmak istediği belli olsa da bu isteklerini sahaya yansıtacak bir oyun sergileyemediler. Orta alan mücadelesinde, bireysel yeteneklerin ön plana çıkmaya çalıştığı ilk devrede Türk Ocağı, Yasin ve Uğur’u adam adama marke etti, bunda da başarılı oldu. Çünkü MTG’nin en etkili iki silahı pasif kalınca savunma çok fazla sıkıntı yaşamadı, Andreou’ya top bile gelmedi. MTG’nin kazandığı toplarla hızlı hücuma çıkma düşüncesi de bu savunma anlayışı ile etkisiz kaldı. Türk Ocağı’nın da MTG gibi en etkili tarafı kanatları. Uzokwe ve Deniz’in hareketli olduğu zamanlarda ne kadar tehlikeli olduğunu biliyoruz. Keza, Burak’ın arkalarından verdiği pas desteği ile hücum oldukça tehlikeli olabiliyor. Ancak Ocak’ta ilk yarı adına bu unsurlar da sahada yoktu. Ama ikinci yarı kanatlar çalışınca canlandılar.
İkinci yarının ilk 10 dakikası oldukça harketli geçti. Belli ki MTG erken bulacağı bir golle skor üstünlüğünü ele almak istedi. İşte bu noktada geride boşluk verdiler. Uzokwe ve Deniz de bu boşlukları kullanarak Ocak’ın etkili olmasını sağladı. MTG’nin verdiği her boşluk tehlike yaratınca, sahneye son iki haftada olduğu gibi bu hafta da yine Ertaç çıktı.
Ertaç penaltıyı tabir yerindeyse kazandı. Her ne kadar mevkisi olmasa da o ana kadar stoperde Mike ile iyi bir izlenim veren Can da rakibine yaptığı müdahale ile o iyi oyununu arka plana atmış oldu. Penaltıdan gelen golle skor üstünlüğünü ele alan Ocak, rakibinin üstüne gelmesini iyi değerlendirdi. Yasin’in sakatlanarak çıkması Ocak’ın ekmeğine yağ sürdü. Dezavantajları, buldukları şansları değerlendiremediler.
MTG’nin en azından 1 puan çıkarma adına oldukça geç bir sürede risk aldığını düşünüyorum. Zira, 56’da gelen golün ardından 64’te Uvanç’ hamlesinden ziyade, Mehmet Çil hamlesi için 84’üncü dakikayı beklemek doğru değildi, daha erken oyuna dahil olabilirdi. Zaten o Mehmet Çil, 90’da Uğur’un al da at dediği pası kaleciye nişanlamasa, şu an maçın nasıl berabere bittiğini konuşuyor olacaktık.
Sezon öncesi izlediğim Türk Ocağı için üst sıralara oynamasa bile oynayanları zorlayacak demiştim. İlk haftalarda yanılsam da toparlanma yolunda ilerledikleri bir gerçek. Girne deplasmanı oldukça zor olacak.
Mehmet Bolkan’ın göreve gelmesi ile Ocak gerçek görünümünü sahaya yansıtıyor.
MTG’nin bu maç için kadrosuna baktığımda 18 kişilik kadroda 16 kişi olduğunu görüyorum. Sakat önemli oyuncuları var ama onların yerine başkalarını yazmadılar kadroya. Geçtiğimiz yıl şans bulan birçok genç ismin başka takımlara kiralık verildiğini gördüğümde, bu maçta da oyuna müdahalede, oyunun kaderini değiştirmede kullanılacak elemanların eskikliğini gördüğümde, o oyuncuların başka takımlara verilmesinin ne kadar yanlış bir karar olduğunu da açıkça görmüş oluyorum...