Kanatlı
Onu ilk kez 1961 yılında CBC’de tanımıştım. İlkokul son sınıftaydım. Bir milli bayram öncesiydi. Güzide Hanımın hazırladığı ‘özel’ bir Çocuk Saati programı için birkaç öğrenci istenmişti okul müdürlüğünden. Seçilenler arasında ben de vardım.
O gün, ilk kez ‘sihirli’ stüdyo kokusunu, mikrofon kokusunu aldığım gün olmuştu…O gün tanımıştım Hüseyin Kanatlı ile Güzide Hanımı… Ve o gün, kararımı vermiştim… Ben bir ‘Yayıncı’ olacaktım…
***
İkinci ve artık kesintiye uğramayacak ve yirmi yıl sürecek yakınlığımız, 1969 yılında benim, Bayrak Radyosu’nda Batı Müziği Bölümü’nde, görev almamla başladı. Bu sıralarda biz, Bayrak Kuartet olarak, Kıbrıs şarkıları deneme kayıtları da yapmaktaydık. En büyük destek Hüseyin Kanatlı abimizden gelmişti. Ne yapmaya çalıştığımızı hem yakından izliyor hem de yol göstermeye çalışıyordu.
1971 yılında, ‘Kıbrısım’ ve ‘Dolama’ şarkılarımız hazırdı… Tamamen dinleyici nabzına gore hazırlanan Plak Yarışı’nda halkın tepkisini ölçmek istiyordu Kanatlı Abimiz. Ve listeye ‘aday şarkı’ olarak sokmuştu ‘Kıbrısım’ı…. İnanılmaz bir ilgi görmüştü şarkı. Çok kısa sürede 1 numaraya çıkmış haftalarca oraya çakılıp kalmıştı. Kanatlı Abi’miz en az bizim kadar heyecanlıydı ve mutluydu. Ve bir gün, “Neden plak yapmıyoruz ?” deyiverdi. İşte bu kıvılcım ateşledi bizi. Ve ‘Kıbrısım’ı, bu kıvılcımla plak yaptık. Plak kabının arkasındaki yazıyı da o yazmıştı.
***
Batı Müziği Bölümü Sorumlusuydu. 1972 yılında artık ben de onun bölümünün Full-Time elemanlarındandım. Liderliğinde ve rehberliğinde inanılmaz enerjik bir ekiptik. O, ben, Ferahzat ve Sonay… Sürekli üreten bir gruptuk. Her hafta, rekor sayılacak sayıda program üretiyorduk. Sadece Plak Yarışı değil, Türk Pop, Caz, Klasik ve daha neler neler… Yaptığımız programlar arasında, nerdeyse adadaki tüm Türk köylerini dolaştığımız ‘Kıbrıs’tan Sesler’ programı da vardı. Bitmek bilmez enerjisi ile bizi de beraberinde sürüklüyordu.
90’lı yıllara kadar devam etti bu beraberlik. Bir Bölüm Şefi’nden öteye idi her zaman… Bir öğretmendi, bir kardeş idi, bir abi idi… Emekliye ayrılırken, ardında, mesleğine aşık olmuş öğrenciler bırakmıştı.
***
Ve sonunda, kaçınılmaz ‘son’ onun da kapısını çaldı. Bir kez daha çırptı kanatlarını ve uçtu gitti…. Ardında belki binlerce hiç unutulmayacak anı ve yüzlerce onu hiç unutmayacak öğrenci bırakarak.
Hep ışıklar içinde ol Hüseyin Abi.
Ekmeğe Bal
Sevgili komşularımızın yöneticileri sapıttılar gene… Neymiş ? Corona-Virüs önlemiymiş !!! Bazı sınır kapılarını kapattılar. Açık olanlarda da zorlamalar var. Bunun adı, ‘gidip gelenlere işkence’.
Bu acaip karar için “Maraş konusu ilgili bir missilleme” ve “Ticari ilişkiyi kısılama…” diyenler de var, “Sadece geri zekalı birilerinden çıkabilecek düşüncesizce alınmış art niyetli bir karar” diyenler de. Hangisi isterse olsun, bu kararı alanlar, her iki tarafta da ‘Çözümsüzlük’ savaşı verenlerin ekmeğine bal sürmekten başka birşey yapmadılar. Bunun farkında mıdırlar acaba ?
Ne yapmaya çalışıyorsunuz ? Çok mu rahatsız etti sizi karşılıklı gidiş gelişlerin her geçen gün biraz daha artması ? Çok mu rahatsız oldunuz karşılıklı ticaretin her geçen gün biraz daha yoğunlaşmasından ? Çok mu rahatsız oldunuz, siz politikacılara rağmen iki halkın gün geçtikçe kaynaşmasından, birbirini daha iyi anlamaya başlamasından ?
Sokak Ağzı
“Gerçek bir Kıbrıslı, gerçek bir değer olan Hüseyin Kanatlı Bey’i de kaybettik. Çok üzgünüz. Sadece BRT’lilerin değil, her Kıbrıslının başı sağolsun.” (Türkay-Mağusa)
***
“Bir Corona Virüs paniğidir aldı başını gidiyor. Başında beri bana biraz yapay geliyor bu olay. Hele hele dünyada her gün açlıktan ölenlerin, hatta normal gripten ölenlerin sayısını da öğrendikten sonra.” (Tünay K.Kafalı)
***
“Hangisi daha dehşet verici ? Coronavirüs mü ? Yoksa Şiddet mi ? Trafikte Şiddet; Çarşıda Şiddet; Ailede Şiddet; Sporda Şiddet. Daha sayalım mı ?” (Gülseren-Lefkoşa)
***
“Kapıların kapatılmasının nedeninin Koronavirüs sorunu olduğuna inananın da….” (Kerim Taşçan)
***
“Lüksemburg’da toplu taşımacılık ücretsiz olacakmış. İşte onların sorunları ve de bizim sorunlarımız. İşte size küçücük (!) bir fark.” (Neriman-Girne)
***
“TC MSB’lığının açıklamalarına gore 10 günde 3 bin ‘terörist’ öldürülmüş… Bu hızla gidilirse üç ayda 36 bin kişi öldürülmüş olacak. Bu terörist ordusundaki insan sayısı kaçtır yahu ? Çok merak etmeye başladım. (Mehmet Ç.Karaduman)
Anlayana
“Savaşı zenginler çıkarır, yoksullar ölür.” (Jean Paul Sartre)