"Kanser hastalarına örnek olmak istiyorum. Moralinizi bozmayın"
Bir sene içerisinde 2 farklı kanser atlattı Ziynet Selçuk… 2009’da tiroit kanseri olduğunu onu atlattıktan hemen sonra, 2010 yılında meme kanseri teşhisi konulduğunu belirtti.
Ebru OSMAN
Bir sene içerisinde 2 farklı kanser atlattı Ziynet Selçuk… 2009’da tiroit kanseri olduğunu onu atlattıktan hemen sonra, 2010 yılında meme kanseri teşhisi konulduğunu belirtti.
Ziynet Selçuk'un, 2009 yılında kanserle tanışmasını sağlayan olay, yakınındaki birinin hastalığıyla ilgili yaşadığı derin üzüntüydü.
Selçuk, “Dünürüm kanser hastasıydı, son günlerini yaşıyordu. Onu gördükten sonra, kendimde uzun süreli öksürükler başladı. Her öksürük krizine girdiğimde hastaneye gidip serum aldım. 4 ay boyunca bu öksürükle mücadele ettim. En çok da geceleri başlıyordu,” dedi. Öksürük krizleri geçtikten sonra, Türkiye’de bir doktorla görüşen Selçuk'a, başlangıçta panik atak geçirdiği söylendi. Doktorun önerdiği ilaçlarla öksürüğünü atlattı. Ancak, öksürüğü geçtikten sonra Kıbrıs'ta bir doktora gidip biyopsi yaptırmaya karar verdi.
Biyopsi sonuçlarının ardından doktor, Selçuk’a "bir cerrah bul" dedi. "Ameliyat olmam gerektiğini söylediler. 'Ne oldum, neyim var ki ameliyat gerekiyor?' dedim," diyen Selçuk, şaşkınlık içinde Türkiye'deki doktoruna başvurdu. Kısa süre sonra tiroit ameliyatı geçirdi ve kanserle ilk mücadelesini kazandığını belirtti.
Meme kanseriyle karşılaşma
Selçuk, düzenli olarak kontrollerini yaptırdığını ve 6 ayda bir mamografi çektirdiğini belirtti. Doktorun sonuçlarını incelemesiyle bir sorunun olmadığını belirttiğini söyleyen Selçuk, “Madem bir şeyim yok 6 ayda bir neden mamografi çektireyim, zaten bir şeyim yok dedim ve kontrollerimi ertelemeye başladım” dedi. 2010 yılında Aralık ayında, erken tanıdan dolayı kendisini aradıklarını ve bir süredir mamografisini çektirmediğini, hemen çekip götürmesi gerektiğini söylediler. Seçluk, “Bu esnada ben, banyodan çıktığımda ve saçımı sileceğimde göğsümde bir çökme olduğunu gördüm, neden göğüsüm böyle diye sordum kendime ve mamografimi çektirip doktora gittim” dedi.
“Doktora gittiğimde, Ziynet abla hissetmedin mi? Göğsünün altında yarım leblebi kadar bir topak var dedi... Yok hissetmedim, göğsümdeki bu çöküklüğü hissettim dedim.” Oradaki doktorun kendisini ameliyata yönlendirmesiyle yine Türkiye’deki doktoruna gittiğini söyleyen Selçuk, kendisini hemen ameliyat ettiklerini söyledi.
“2010’da ameliyat edildiğimde bir göğsümü komple aldıklarını gördüm. Göğsümde 18 tane lef bezimin 4 tanesinde çatlama olmuş, yani erken tanı beni aramamış olsaydı ben bu durumumu fark etmeyecektim. Ancak göğsümdeki çökme beni endişelendirmişti.” dedi.
“Kendimi çok kötü hissettim ve inanılmaz derecede üzüldüm”
Selçuk, kendisine ikinci kez kanser teşhisi konulduğunu öğrendiğinde yaşamış olduğu duyguları şu şekilde dile getirdi; “Kendimi çok kötü hissettim ve inanılmaz derecede üzüldüm. Her gelen beni ağlayarak karşılardı, ‘aman sen de mi oldun?’ diyerek. Hatta bir tanesi bana ‘bir elmaya kurt düşmesin, bitirene kadar yer’ dedi. Öyle deyince eşim, ‘ben onun kurtlarını topladım, onun kurdu kalmadı elmasında’ diyerek moral verdi dedi.”
“Sanatla uğraşmak bana yardımcı oldu”
Selçuk, bu süreç içerisinde kendisini sanata verdiğini, dikiş, nakış ve el sanatlarıyla uğraşmanın zihnine yardımcı olduğunu söyledi. Kendisinin ilaç tedavisi almaya başladığında, saçlarının yastığın üzerinde dökülmüş bir şekilde gördüğünü söyleyen Selçuk, kuaförü evine çağırıp tüm saçlarını kestirdiğini belirtti. “Saçlarım dökülüyordu ama bu, tedavinin bir parçasıydı. Bu süreci kabullenip, tedaviye devam ettim,” dedi.
"Moralinizi yüksek tutun, ben atlattım, siz de atlatacaksınız"
Bir yıl süren tedavinin ardından, Ziynet Selçuk, kanseri yendiğini açıkladı. "Kanser hastalarına örnek olmak istiyorum. 'Moralinizi bozmayın, ben atlattım, siz de atlatacaksınız. Ben iyileştim, siz de iyileşeceksiniz' derim,” dedi. Ayrıca, erken teşhisin önemine dikkat çeken Selçuk, kanserin sadece fiziksel bir hastalık değil, aynı zamanda ruhsal bir savaş olduğunu vurguladı.
Kanseri atlattıktan sonra, erken teşhis için kendisini arayan kızlara tatlı götürdüğünü söyleyen Selçuk, “Beni siz aramasaydınız her şey daha kötü olabilirdi. Onların araması sayesinde daha erken kurtulmuş oldum” şeklinde konuştu.
Selçuk, erken tanının hayat kurtardığını ve bu yüzden her bireyin düzenli kontrollerini aksatmadan yaptırması gerektiğini belirtti. “Erken tanı çok önemlidir, herkesin muayene olması ve erken tanıya gitmeleri için insanları teşvik ediyorum. Erken tanı gerçekten de hayat kurtarır. Ben böyle oldum diye moralini bozmayacaksın, moralini hep yüksek tutacaksın” ifadelerini kullandı.