Kapadokya (Güzel Atların Ülkesi)’nde Tarihle Buluşmak
Kapadokya (Güzel Atların Ülkesi)’nde Tarihle Buluşmak
Necmi Belge
Geçtiğimiz Ekim 2014-Nisan 2015 tarihleri arasında Alman RSD, Türk NBK ile Kuzey Kıbrıs’tan NTL acentelerinin ortak organizasyonu ile Kuzey Kıbrıs’a taşınan 55,000 Alman turiste rehberlik yapan Kuzey Kıbrıslı 19 rehber, NBK’nın davetlisi olarak bir geziye katıldılar.
Türkiye’nin önemli turizm bölgelerinden olan Kapadokya ve Antalya’nın Perge Antik kentine düzenlenen dört günlük geziyi sizlerle paylaşmak istedik.
13 Mayıs 2015 Çarşamba günü, Pegasus Havayollarının tarifeli uçağı ile Antalya’ya indikten sonra, Ocak ayındaki Antalya gezimizde de rehberimiz olan sevgili Faruk Bulduk bizi karşıladı.
Öğle yemeğini Antalya’da aldıktan sonra, Kapadokya’nın can alıcı merkezi sayılan Nevşehir’e doğru sekiz saatlik uzun bir yolculuk başladı.
PERİ BACALARI
Mayıs ayı olmasına rağmen, hâlâ eteklerinde karların bulunduğu Torosları aştıktan sonra, Konya-Aksaray güzergâhı üzerinden geç saatlerde Nevşehir’e ulaştık.
Evet, artık Kapadokya’daydık. Dünyaca ünlü peri bacalarının bulunduğu bölgedeydik. Kapadokya, Kayseri merkez alınarak, 300 km.2’lik alana yayılan bölgeye denmektedir. Milyonlarca yıl önce, doğuda Erciyes, batıda Hasan Dağlarının volkanik patlaması ile yöreye dağılan lavların soğumasından sonra, bu yöreye insanoğlunun ilk ayak bastığı çağlarda Kapadokya’nın tarihi başlamış oldu.
Peri bacalarının oluşumu anlatılırken; Binlerce yıl önce, Erciyes Dağı faaliyette iken, fışkıran lavların yaklaşık 20.000 km2 bir alanı kapladığı ve yüzyıllar boyunca rüzgâr, su erozyonu sonunda bu aşınmaya dayanan kayaların çakıllı ve sert olan parçalarının büyük kayaların üzerinde kalarak oluştuğu söylenir.
HIRİSTİYANLIĞIN YAYILDIĞI YER
Göreme (Avcılar), Güvercinlik, Ortahisar, Uçhisar, Çavuşin ve Ürgüp, gezimizin ilk gününde ilk durağımız peri bacalarının bulunduğu ve Güvercinlik olarak anılan vadide yeralan yerlerdi.
Özellikle, Güvercinlik, Ortahisar, Uçhisar, Çavuşin ve Ürgüp’teki peribacaları bugün bile insanların ev, otel, restoran gibi kullandıkları yerler olarak, bölgeyi ziyaret eden turistler tarafından büyük ilgi görüyor.
Buna mukabil, 06 Aralık 1985 yılında Dünya Kültür Miras listesine alınan Göreme(Avcılar) Hristiyanlığın yayılmaya başladığı ilk yıllarda MS 9. yüzyıla kadar bünyesinde bulundurduğu 300 kilise ile bir anlamda Hıristiyanlığın Anadolu’daki merkezi konumundaydı.
Özellikle, Hıristiyanlığı başta Anadolu olmak üzere eski dünyada yayan St.Paul(Aziz Pavlos)’un misyoner yetiştirmek için Göreme’yi seçmiş olması, Göreme’nin önemini bir o kadar daha artırmıştı.
Göreme(Avcılar) içerisindeki başlıca kiliseler Tokatlı, Çarıklı, Karanlık, Meryem Ana, Elmalı, Yılanlı, Barbara ve E l Nazar Kilisleri bugün turistlerin en çok ilgi gösterdiği yerlerdir.
YERALTI ŞEHİRLERİ
Peri bacalarının ardından sonraki durağımız Semazen gösterisinin yer aldığı Derviş Evi idi. Buradaki, Sema gösterisinin ardından, gezinin üçüncü gününde Antalya’ya geri dönerken, Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde ve sonrasında Arap akınlarından korunmak için, Kapadokya’yı boydan boya saran yer altı şehirlerinden Derinkuyu’yu gezdik. Yerin altını oyan insanlar adeta, aylarca kalabilecekleri muhteşem yeraltı şehirleri oluşturmuşlar.
Derinkuyu’dan sonra, Aksaray’da Selçuklular’dan kalma ünlü S ultanhan’ını büyüleyici atmosferinde gezdik.
Gezimizin son günü, bizim Salamis antik kentimiz ile çağdaş, hem Helenistik, hem Roma döneminin ünlü antik şehri Perge oldu. Muhteşem kalıntıları ile bizi binlerce yıl önceye götüren Perge aslında, Kıbrıslı St. Barnabas’ın, St.Paul ile Antakya’da başladıkları Hıristiyanlığı yayma misyonunda, ters düşüp, ayrıldığı yer olarak biliniyor.
İşte, dört günlük Kapadokya gezisinin özeti…