‘Kapalı’ by pass’ın, açık öyküsü Doktorlar ‘gururlu’,Hasta ‘mutlu’!
Doktorlar Çağın Zaim, Ozan Emiroğlu ve ameliyat edilen hasta Kağan Mındıkoğlu YENİDÜZEN’e konuştu, merak edilenleri cevapladı.
Lefkoşa Devlet Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği’nde 13 Ağustos’ta gerçekleştirilen kapalı By-Pass operasyonu ile Kıbrıs’ta bir ilke imza atıldı. Doktorlar Çağın Zaim, Ozan Emiroğlu ve ameliyat edilen hasta Kağan Mındıkoğlu YENİDÜZEN’e konuştu, merak edilenleri cevapladı.
Derya ULUBATLI
Lefkoşa Devlet Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği’nde 13 Ağustos’ta gerçekleştirilen kapalı By-Pass operasyonu ile Kıbrıs’ta bir ilke imza atıldı. Kalbi besleyen damarlar için yapılan ve genellikle zor bir ameliyat olarak nitelendirilen By-Pass operasyonunda uygulanan bu yeni yöntem oldukça önemli bir başarı olarak nitelendirildi.
Yaklaşık 10 kişilik ekip tarafından yapılan ve 3 saat süren ameliyat sonunda hasta sadece 1 gün yoğun bakımda kalarak, toplamda 4 gün içerisinde taburcu edildi.
Yöntemin ilk olarak 2019-2020 yılları arasında Ukrayna’da geliştirildiğini ifade eden Dr. Çağın Zaim, ekip olarak sürekli yenilikleri takip ettiklerini ve yeni tıbbi yöntemleri adada uygulamaya çalıştıklarını aktardı. ‘Minimal By-Pass’ olarak geçen bu yöntemle hastanın tüm göğsünü açmak yerine sadece sol göğsünde 8 cm’lik bir kesik açıldığını aktaran Zaim, “normal By-Pass ile aynı sonuca ulaşıyor ve hastaya çok daha konforlu bir iyileşme sunuyoruz” dedi. Dr Ozan Emiroğlu ise artık dünyada daha minimal ameliyat yöntemlerinin benimsendiğini ve hastaların ‘daha az travmatik’ olabilecek yöntemlere yöneldiğini belirtti.
Öte yandan ilk kez denenen bu yönteme kendini emanet eden 46 yaşındaki hasta Kağan Mındıkoğlu, doktoruna güvenerek bu yöntemi seçtiğini ve operasyon sonrası seçiminden çok memnun kaldığını belirtti. Mındıkoğlu, “açık yöntemle kapalı yöntem arasında ciddi bir fiziksel konfor farkı var” dedi.
10 kişilik ekiple,
3 saat süren ameliyat,
1 gün yoğun bakım,
4 günde taburcu…
“Hasta 10-15 gün içinde gündelik hayat rutinine dönülüyor”
- YENİDÜZEN: Kapalı (minimal kesi) By-Pass yönteminin ne gibi avantajları var?
Dr. Çağın Zaim: Normalde hastalarda kalbe gitmek için boyun altından göğse kadar ve ayak bileğinden kasığa kadar iki kesi yapıyorduk. Oldukça uzun bir kesi hattı oluşuyordu ancak kapalı yöntemde sadece dize yakın bir bölgede ve göğüste açılan küçük bir kesi ile işlemi bitirebiliyoruz. Bu da hastaya kolaylık sağlıyor. Eski yöntemde hastalar göğüs kafesindeki kemiğin kaynaması için bazen aylarca dik pozisyonda uyumak zorunda kalıyordu. Bu yöntemle, çok kısa bir süre içerisinde hasta istediği yatma pozisyonunda uyuyabiliyor, 10-15 gün sonra gündelik hayatındaki normal rutinine dönebiliyor.
“Hem tıbbi iyileşme, hem kozmetik olarak ciddi bir konfor sağlıyor”
Ayrıca bazen açık By-Pass’ta kemikte kırılmalar olabiliyor ve bunun sonucunda hastalar ciddi ağrılar çekebiliyor. Öte yandan özellikle şeker hastalarında yüksek bir akıntı ve hem göğüste hem ayakta enfeksiyon riski de mevcut. Ancak kesi küçültüldüğü zaman iyileşme hızı artıyor ve enfeksiyon oranı da oldukça düşüyor. Bu da hastalara hem kozmetik hem de tıbbi iyileşme olarak ciddi bir konfor sağlıyor. Şu an kapalı yöntemi uyguladığımız hastamız 3 hafta içerisinde gündelik hayatına dönmüşken, açık yöntemle halen düzgün nefes almakta zorlanan hastalarımız var.
Dr. Ozan Emiroğlu: “Riski az, iyileşmesi hızlı”
Kapalı yöntemin birçok hastaya dokunabileceğine ve By-Pass ameliyatını ciddi anlamda kolaylaştırabileceğine inanıyorum. Hem riski az hem iyileşme dönemi kısa olduğu için insanların ilgisini çekecektir. Normalde hastalar By-Pass ameliyatının zorluklarından korktuğu için stent takmayı tercih ediyorlar ancak bu By-Pass kadar kesin bir yöntem değildir. Bu yüzden kapalı By-Pass’ın getireceği kolaylıklar, açık tedaviden korkan birçok kişiyi de rahatlatacak, daha az travmatik olacaktır.
- YENİDÜZEN: Bu yöntemin riskleri nedir?
Dr. Çağın Zaim: “Risk açık yöntemle aynı, komplikasyon anında açık yönteme dönülebilir”
Açık kalp ameliyatındaki riskler dünya standartlarında yüzde 1-2 civarındadır. Burada da risk tamamen aynıdır, daha az ya da daha çok riskli diyemeyiz. Aksine hastanın konforunu kolaylaştırmaktadır ancak cerrah için de daha zor ve zahmetli bir yöntemdir. Ciddi bir yetenek ve araştırma gerektirmektedir. Bu yüzden hasta için kolay cerrah için zor bir yöntem olarak görüyorum.
Ayrıca kapalı kesi yöntemi ile başlayıp operasyon esnasında çıkacak herhangi bir komplikasyonda açık yönteme dönebileceğimiz için tedavinin geri döndürülemeyecek bir riski yoktur. Ayrıca biz tecrübemize de güvenen bir ekip olduğumuz için hastaların bize güvendiğini düşünüyorum.
Ozan Emiroğlu: Bu operasyon sırasında herhangi bir riskle karşılaşsaydık hemen açık By-Pass’a dönecektik. Bu açıdan yüksek riski olan bir yöntem olduğunu düşünmüyorum. Hastalar da bunu bildiği ve bize güvendiği için kendini emanet etmekten çekinmiyor.
- YENİDÜZEN: Hasta hayatını bu kadar kolaylaştıran bir yöntem neden daha önce uygulanmadı?
Çağın Zaim: “Ekipman ve yer yetersizliği var”
Bunun nedeni bence ekipman yetersizliğidir çünkü buradan çalışabilmek için özel ve nitelikli ekipmanlar gerektirmektedir. Öte yandan doktorun da buna cesaret edebilmesi gerekiyor çünkü tamamen açık olanı yapmak cerrah için görüş alanı olarak daha uygundur ancak kapalı bir kesiden damarlara ulaşmak ve operasyonu yapmaya çalışmak biraz tecrübe ve beceri istediği için herkesin kolay cesaret edebileceği bir yöntem olduğunu düşünmüyorum.
Ozan Emiroğlu: “Pandemide artan iş yükü bizi geciktirdi”
Biz Çağın Bey’in işe başladığı 2014 yılından beri bu proje üzerine çalışıp kendimizi geliştirmek için uğraşıyoruz ancak sadece şimdi uygun hasta ve fırsatı bulup uygulamaya geçirebildik. Önceden de yapabilirdik ancak hem tek ameliyathaneyle çalıştığımız, hem pandemide iş yükümüzün çok fazla artması bizi biraz geciktirdi, yoksa daha önceden uygulamaya başlamak istiyorduk.
- YENİDÜZEN: ‘Minimal kesi’ tedavisinin dünyadaki kullanım alanı nedir?
Çağın Zaim: Özellikle Ukrayna ve Türkiye’nin bazı yerleri başta olmak üzere birçok yerde uygulanmakta olan bir yöntemdir. Avrupa’da da uygulama alanı vardır ancak henüz rutinleşmiş bir tedavi yöntemi değildir.
Bu tedavinin dünyada ve bizde henüz rutine binememe nedeni, hem ameliyat öncesi hem de ameliyat sırasında hazırlık ve emeğin çok olmasıdır. O yüzden şimdilik sadece seçilmiş vakalarda uygulanacaktır.
- YENİDÜZEN: Yöntemin her hastaya uygulanması mümkün mü? Bu uygunluk nasıl belirleniyor?
Çağın Zaim: “Damar uygunluğu önemli”
Normal By-Pass’ta hastayı açtığımız zaman kalbi durdurmak için gerekli hortumları göğüsten girerek yerleştiriyoruz ancak minimal kesi yapacağımızda bu hortumları kasıktan yerleştirmemiz gerekiyor. O yüzden kasıktaki damarların bu işleme elverişli olması lazım. Damar kıvrımının bu işlemi yapabilecek kadar düz olması ve damar yapısının çok kireçli olmaması gerekmektedir. Burada oluşabilecek bir sıkıntı ameliyatın gidişatını etkileyebilmektedir. Dolayısıyla uygun hasta dediğimiz bir şekilde damar yapısı buna uygun olan hasta anlamına gelmektedir.
- YENİDÜZEN: Açık ve Kapalı By-Pass arasındaki fiyat farkı nedir?
Çağın Zaim: Açık By-Pass 40-50 bin TL arasında değişirken, kapalı By-Pass’ın fiyatı 110-120 bin TL civarındadır. Bunun çoğunluğunu devlet karşılarken, bazı özel gereçlerin ise hasta tarafından karşılanması gerekmektedir. Biz bunların adaya gelişi için bakanlığa yazılı bir talepte bulunuyoruz, maddi kısmını karşılamak hastaya kalıyor. Bu operasyon için gerekli ekipman hastanemizin bünyesinde olmadığı için kiralama usulüyle alıyoruz.
Ozan Emiroğlu: Maliyet olarak daha pahalı bir tedavi olabilir ancak açık By-Pass’ta bazen 6 ayda kendini toparlayamayan hastalarımız oluyor. Bu da çalışma hayatından geri kalmasına neden oluyor. Ancak kapalı yöntemde yaralar çok daha hızlı iyileşiyor ve hastalar çok kısa sürede çalışma hayatlarına, gündelik rutinlerine geri dönebiliyor. Bu yüzden uzun dönemde iş gücü kaybını engellediğini düşünüyorum. Bu sadece kozmetik olarak değil, hastanın hayat kalitesi için de çok etkili bir yöntemdir.
- YENİDÜZEN: Kıbrıs’ta bu tedavinin uygulama alanı genişleyecek mi?
Çağın Zaim: Ben bununla ilgili hem İstanbul hem Antakya’da tedavinin uygulandığı hastanelere giderek eğitimler aldım, vakaları ve ameliyatları inceledim. Diğer hastanelerde de bu durumu takip eden başka doktorlar olursa tedavinin uygulama alanı genişleyebilir. Biz de elimizden geldiğince fazla insana bu tedaviyi ulaştırmaya çalışacağız.
- YENİDÜZEN: Devletin bu gelişime ne gibi katkıları olabilir?
Çağın Zaim: “Tek ameliyathane ile idare etmeye çalışıyoruz, yeni ameliyathane yapılmalı”
Bu operasyon için çok talep var ancak bizim de yeterli ekipmanımız ve yerimiz yok. Bu konuda biraz yardıma ihtiyacımız var. Devletten ameliyathane sayısını artırmasını talep ediyoruz. Tek ameliyathane ile çalışıyoruz ve 3 aydır bekleyen hastalarımız var. Hastalarımızın mağdur olmasını istemediğimiz için neredeyse yaz döneminde izin bile yapmadık. Bu açıdan devletin desteğine ihtiyacımız vardır.
Ozan Emiroğlu: Şu an sadece bir ameliyathanemiz var. İki ameliyathanemiz olsa belki bu yöntem daha fazla kişiye uygulanabilecek. Bu yüzden devletten yeni bir ameliyathane talebinde bulunuyoruz.
İlk kapalı By-Pass operasyonunu kabul etti… Kağan Mındıkoğlu:
“Ameliyatın üzerinden 3 hafta geçti. Fiziksel olarak kendimi çok iyi hissediyorum”
Kağan Mındıkoğlu: “Zaten süreç travmatikti, açık By-Pass ile daha da travmatik olmasını istemedim”
Süreç benim için zaten travmatik başlamıştı. Hiçbir semptomum yokken tamamen başka bir sebeple hastaneye geldim ve günün sonunda anjiyoya giden bir yol başladı. Anjiyo sonunda kalp damarlarımdan üçünün yapısal bozukluğu olduğunu öğrendim. Bunu duyunca bir süre kabullenmekte çok zorlandım. Normalde çok aktif bir insanım, dalmaya giden, spor yapan, sendika başkanı olarak politika içerisinde de olan bir insanım. Hayatım sürekli heyecan ve koşturmayla geçiyor. Bu yüzden böyle bir kalp rahatsızlığını kabullenmek ve hayatımın geri kalanını buna göre şekillendireceğimi düşünmek beni çok zorladı. Ailemde de kalp rahatsızlığı var. Babam ve amcam da By-Pass geçirmiş insanlardı. Sigara da kullanıyordum. O yüzden rutinimi değiştirme fikri garipti.
Bu yüzden zaten travmatik başlayan bir süreci açık By-Pass’ın getireceği zorluklarla daha da travmatik hale sokmak istemediğim için kapalı By-Pass’ı denemeye karar verdim.
- YENİDÜZEN: İlk kez denenen bir yöntem, nasıl cesaret ettiniz?
Kağan Mındıkoğlu: “Doktoruma güveniyordum”
Açık yöntemin nasıl uygulandığını biliyordum ve bu yöntemde iyileşme sürecinin oldukça uzun olduğundan haberdardım. Bu yüzden onu tercih etmek istemedim. Doktorum da bana bu yöntemi sunduğu zaman girip internetten operasyonun yapılış biçimini araştırdım, detayları okudum, eşimle düşünüp bana ne gibi avantaj ve dezavantjları olabileceğini tarttım, doktorumdan bilgi aldım ve sonunda kapalı By-Pass yaptırmaya karar verdim. Doktoruma çok güveniyordum. Çağın Bey’in kendini bu konularda geliştirmesi, annemin ciddi bir rahatsızlığını onun sayesinde atlatmamız ve çevremdeki bazı insanlara yaptığı müdahaleleri de bilmem doktoruma olan güvenimi sağlamlaştırdı. Eşim de bu konuda bana çok destek oldu. O yüzden ilk kez denenecek olmasına rağmen bu tedaviyi denemeye karar verdim.
- YENİDÜZEN: By-Pass yaptıracak diğer hastalara da kapalı yöntemi önerir misiniz?
Kağan Mındıkoğlu: 13 Ağustos’ta yapılan ameliyatın üzerinden 3 hafta geçti. Fiziksel olarak kendimi çok iyi hissediyorum. Doktorum kalbimin eskisinden daha sağlıklı olduğunu söylüyor. Bu kısa sürede bile fiziksel olarak toparladım. Tüm ihtiyaçlarımı kendim gideriyorum, araba kullanıyorum, rahat hareket ediyorum, gece rahat uyuyorum. O yüzden kapalı yöntemi damar yapısı uygun olan ve bir şekilde By-Pass yaptırmak zorunda olan tüm hastalara kesinlikle öneriyorum. Açık yöntemle arada çok ciddi bir konfor farklı olduğuna inanıyorum.
Lefkoşa Devlet Hastanesi'nde bir ilk: Kapalı bypass ameliyatı