1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Kapalı kalmakla olmuyor…
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Kapalı kalmakla olmuyor…

A+A-

“İddia ediyoruz, ‘kapı kapamalara’ veya ‘yeni karantinalara’ gerek bırakamayacak tedbirler vardır ve hemen alınabilir.

Bizim elimiz her türlü taşın altındadır. İşin kolayına kaçarak, ülkenin tamamen kapanmasına yol açacak önerilere sarılanlarla bir yere varılamaz. Bu yaklaşımda ısrar edenler, yaşanacaklar sonrasında ortaya çıkacak binlerce işsizin, iflasların ve tüm bunların devamında kamunun ödeyemeyeceği maaşların da sorumlusu olacaktır.

Aklın ve bilimin yolunda ilerlemeye devam etmeliyiz.”

***

Kıbrıs Türk Otelciler Birliği, önceki yaptığı bu açıklamayla Sağlık Bakanlığı Üst Komitesi’nin Türkiye’den gelecek olanların 7 gün karantinada kalmaları yönündeki tavsiye kararına yanıt vermiş oldu.

Daha doğrusu alınabilecek bu kararla ilgili olarak birinci derecede etkilenecek kesimin temsilcisi olan Birlik, görüşünü açıkladı.

Otelciler Birliği’nin bu açıklamasına olumlu veya olumsuz bakanlar tabii ki olacaktır. Halkımız kendi açılarından durumu değerlendirecek, kendi bakış açıları çerçevesinde değerlendirme yapacaklardır.

Önemli olan alınacak olan kararların yaptırım sürecinde bu kararlardan kesimlerin nasıl etkileneceğinin tarafsız olarak, empati kurarak ve de akılcı yönden değerlendirilmesidir.

Otelciler, 7 günlük karantina sürecinden elbette ki olumsuz etkileneceklerdir. Mart’ın ortasından beri kapalı olan, ondan sonra kısıtlı da olsa açılmalarına rağmen pandemiden dolayı turist hareketliliğinin yaşanmaması nedeniyle para kazanamayan otelciler, uçakların yavaş yavaş başlaması nedeniyle hafif de olsa bir umut yaşamışlardır.

Şimdi Üst Kurul’un aldığı ‘7 günlük karantina’ tavsiye kararının uygulanması halinde umutlar yeniden sıfıra dönmüş olur otelciler açısından…

***

Halkın önemli bir kesiminde sermayeye karşı olumsuz bir duruş vardır. İyi bir izlenim bırakmamıştır dünya tarihinde sermaye… O yüzden de bu önemli kesimin bu düşüncede olması haksız değildir.

l1-063.jpg

Ancak, turizm sektörünü, otelleri konuştuğumuz için bu anlamda düşünürken sadece otel sahiplerini, sermaye sahiplerini düşünmemek gerekir. Turizm sektöründe çok fazla kişi de çalışmakta, evine, çocuklarına ekmek götürmekte, geleceğini, çocuklarının eğitimini bu sektörde kazandığıyla sağlamaktadır. Oysa ki herkesin bildiği gibi turizm sektöründe çalışanların çok çok önemli bir kesimi bu aylarda maalesef işsizdir.

Yine kamuda çalışanların canını sıkabiliriz ama birkaç ay maaşlarında kesinti olsa da kamu çalışanları işsiz kalmamışlar, evlerinin geçimini bu süreçte sağlamaya devam etmişlerdir. Elbette ki kamu çalışanlarını suçluyormuş gibi anlaşılmasın, sadece durum tespiti yapmaya çalışıyorum.

Bir de bu yandan bakalım… Ülkede, dünyada olduğu gibi işsizlik var. Bu işsizliğin uzaması, üretimin durması, ekonomiyi domino taşları gibi olumsuz etkileyecektir. Taşlar birer birer devrilirken yeniden yerine koymak uzun zaman alacaktır. Yeniden yapmak uzun süreli, fazla emek ve fazla sermaye isteyen bir iş. Önemli olan taşlar bir bir devrilmeden onların yerini koruyabilmek…

l2-051.jpg

Yani şunu demek istiyorum ki; Otelciler endişelerinde haklılar, işlerinin devamını sağlamaları, daha doğrusu bu dönemde biraz olsun para kazanmayı istemeleri çok doğal… Sadece otel sahibi açısından düşünerek yanlış değerlendirmeler yapmadan, oralarda çalışanlar açısından da düşünmek ve daha doğruyu yakalamak mümkün. Mutlaka ki hepimizin etrafında turizm sektöründe, otellerde çalışan tanıdıklarımız, dostlar, arkadaşlar, ailemizden kişiler var. Evlerinde oturan, birikmişi varsa bugüne kadar onu harcayan veya ailesinin desteğiyle geçimini sağlayan özel sektör çalışanlarının yeniden para kazanmaları çok çok önemli…

Oteller, turizm sektörü birçok kesimi de besleyen bir sektör olarak öne çıkıyor… Evet, ülkemizde teşvik alarak 5 yıldız ve üstü otel yapan ve kumarhanelerine müşteri çeken oteller dahil diğer küçük otellerimizde de binlerce çalışan insan var. Vatandaş veya değil. Hepsi de para kazanmak zorunda, onun için de otellerin çalışması önemli. Otellerin çalışması restoranları da, taksicileri de, rehberi de, tur şirketlerini de, esnafı da olumlu etkiler. Tabii otelleri konuştuğumuz için sadece otellerden söz ettiğimizi üstüne basa basa bir kez daha söyleyelim. Diğer sektörler için de aynı şey geçerli.

***

Peki sağlık önemli değil mi?

Oteller çalışsın diye sağlığımızı tehlikeye mi atalım?

Hayır, tabii ki değil.

Sağlık kurullarının görevi sağlığı ön plana alarak kararlar açıklamaları… Onların görevi o, yapmaları, karar almaları gerekli.

Ancak gerekli tedbirler alınarak hayatın devam etmesi de siyasetçilerin ve karar mercilerinin görevi.

Pandemi hastanesi diyoruz, bir an önce yapmalıyız.

Maske, sosyal temas önemli mi, evet önemli, uygulamalıyız.

Temizlik önemli mi? Elbette, önemli.

Bireysel önlemler mutlaka alınmalı, diğer tedbirlerin alınması için de hükümete baskı kurmalıyız.

Ama hayat da devam etmeli, artık tedbirlerin korumasında yeni normale alışmalı ve devam etmeliyiz. Hayat bundan sonra böyle.

Bir de kendimize karşı samimi olmalı ve sadece eleştirmiş olmak için eleştiri yapmamalıyız. Eleştiri yapabiliriz ama o eleştiriyi yaparken maskemizi takmalı, özellikle şimdi düğün mevsiminde cak cuk öpüşmemeli, dezenfektanımızı yanımızdan ayırmamalıyız. “Uçaklar gelmesin, vaka olmasın, kapalı kalalım” derken biz de gerekeni yapalım, sosyal medya kahramanı olup bir tür tatmin olmaktan öte yazdıklarımızı önce kendimiz uygulayalım.  

***

Bir de turizm sektörü için bir öneri;

Otellerimizin çoğu kapalı iken, müşteri yokken belki şimdilerde işine ara verilen ama mutlaka bir gün işe dönecek çalışanlar için Kıbrıs’ı tanıtacak bir eğitim/gezi düzenlenebilir. Fırsat bu fırsat deyip bu boşluk değerlendirilebilir. Bu konuda Turizm Bakanlığı finans desteği sağlayabilir ki çok da maliyetli bir program olmayacaktır.

Bu eğitim önemli çünkü restoranlarımız dahil, otel çalışanlarımızın çoğu Kıbrıs’ı bilmeyen, tanımayan, gezmeyen, görmeyen, bu olanağı olmayan kişiler ve müşterilerin Kıbrıs hakkındaki sorularını yanıtsız bırakmak veya yanlış bilgi vermek gibi hoş olmayan durumları sık sık görüyor veya duyuyoruz. Bu olumsuz dönemi bir de bu yönden değerlendirip en azından bu yönde olumluya çevirmek iyi olur. 

  

 

Bu yazı toplam 1848 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar