Kapandık
Rakamlar her gün biraz daha artarken, ve bizler, ‘Kapanmalıyız… ‘, ‘Kapanacağız… ‘, ‘Kapanmalıydık…’, ‘Kapanırsak…”, “Kapanmazsak…” tartışmalarını sürdürürken, nihayet kapandık. Kapalılığı da yüzümüze gözümüze bulaştırırız mıyız ? Yoksa başarır mıyız ? Önümüzdeki günlerde hep beraber göreceğiz.
Sıkıntılı, bunalımlı günler geçiriyoruz. Bir yanda Covis-19 diğer yanda becerileri inanılmaz (!) politikacılarımız, ve darmadağın olan günlük yaşamımız. Nasıl atlatırız tüm bunları ? Doğrusu bilemiyorum.
***
Haftalık köşe yazımı yazmak için oturdum, başladım ve bitirdim. Neler döktürmüşüm gene merak ettim, bir kez daha okudum. Başlangıçtan sona, tipik bir ‘bunalım’ eseri (!) daha yaratmışım gene.
Vazgeçtim… “Bu defa ne Covid-19 olacak konum, ne de iç veya dış politika” dedim ve yazdığım makaleyi sildim. “Biraz da fıkra…” dedim kendi kendime ve fıkralar derledim. Umarım beğenirsiniz. Birazcık da olsa havanız değişir.
Fıkralar
İhale
Meclis Kapısı Mecliste odalardan birisinin kapısı bozulmuş. Kapının tamir olması için marangoz çağırmışlar. İhale kurallarına uygun olarak iki marangoz çağırmışlar. Konu ile ilgilenen milletvekili gelen birinci marangoza sormuş:
“Bu kapıyı kaça yaparsın?”
“500 liraya yaparım.”
Milletvekili ikinci marangoza dönmüş:
“Sen kaça yaparsın?”
“2500 liraya yaparım” demiş ikinci marangoz. Vekil şaşırmış.
“Nasıl yani! Bu nasıl 500 liraya yapıyor da sen neden 2500 lira diyorsun?”
“Sayın vekilim, 1000 lira ben alacağım, 1000 lira siz alacaksınız. 500 lira da buna vereceğiz, kapıyı yaptıracağız.”
Ve tabii ihaleyi ikinci marangoz almış.
Akıllı Eşek
Bir milletvekili köyün birini gezerken, bağlı olduğu değirmeni döndüren bir eşek görmüş.
Yanındaki köylüye sormuş:
“Bu eşeğin boynundaki zil ne işe yarıyor?”
-“Efendim… O zil sustuğunda eşeğin durduğunu anlıyorum. Müdahale edince tekrar harekete geçiyor…”
“Akıllıca” demiş vekil ve devam etmiş “Peki eşek olduğu yerde durup başını sağa sola sallarsa nereden anlayacaksın durduğunu?”
“Anlayamam tabii, ama sizin gibi akıllı eşek yok buralarda efendim…”
Posta Pulu
Ülkenin başkanı talimat vermiş, üzerinde kendi resmi olan pullar bastırmış ve “Bundan böyle başkanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak.” demiş.
Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor. Başkan küplere binmiş ve yetkiliyi çağırıp sormuş;
“Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi?”
“Sürdük efendim…” demiş yetkili ve eklemiş. “Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun ön yüzünü tükürüklemesi efendim.”
Mobilya Ticareti
Başbakan sendika toplantısında işçinin birine “Geçinebiliyor musun?” diye sormuş.
“Ek iş yapıyorum efendim… Mobilya satıyorum…”
“Peki işler nasıl?”
“İyi sayılır efendim… Ama evdeki mobilyalar bittikten sonra ailece ne yaparız bilemiyoruz…”
Sokak Ağzı
“Türkiye basını kararını verdi. KKTC’de pozitif vakaların sayısının artmasını nedeni Rus masözmüş. Bu kadar zamandır biz de merak içindeydik, öğrendik.”
***
“Herkes panik içinde ve yaşam derdinde. Bu arada, görevden almalar yepyeni atamalar sessiz sedasız devam ediyor.”
***
“Görüşmeler başlayıyor. Federasyon mu istersiniz ? Yoksa bağımsız cumhuriyet mi ? Taksim mi istersiniz yoksa Hatay ilçesi olmak mı ? Aha size seçenekler. Beğenin da beyendiğinizi.”
***
“Her şey durdu. Çarşıdaki tek hareket memur ve emekli maaşları ile gerçekleşmekte. Onları da kesin da tamamen ölsün her şey.”
***
“Anastasiadis başı, Altın Pasaport konusu yüzünden bayağı dertteymiş. Kendi kendime, iyi ki bizim bu tarafta Altın Pasaport yok. Yoksa bakalım neler neler olurdu, dedim”
Anlayana
“Dar yerden çıkanlar, geniş yerlere sığmazlar.” (Aziz Nesin)