KAPIYI KIRIP girmişler
Son zamanlarda fark ettim…
“Az bile yazıyorsun” diyenler…
“Çok daha sert yaz” önerisi yapanlar…
“Hayatlarımızı çaldılar” diye iç geçirenler…
“Nefessiz kaldık” diye bağıranlar…
Ve en galiz küfrü savuranlar…
Elbette hepsi değil…
Ama dikkat çekici bir kesimi…
Pek çoğu vakt-i zamanında ekmeğini yemiş, suyunu kana kana içmiş bu düzenin...
Etini sıyırmış da emmiş...
Derisini dahi kaynatmış, içmiş…
Şimdi şikayetçi…
Hem de nasıl bağırıyor, herkesten fazla…
Ama şöyle hafızamı zorluyorum...
Kıbrıs ortasından karpuz gibi yarılırken, ganimetin en güzeline konmuş, en ballısına malın, mülkün, tarlanın pek çoğu…
O zaman hiç sorgulamamış, zamanın ruhunu ölçmemiş, adalet terazisine dokunmamış, vicdanıyla baş başa kalmamış…
Susmuş, sinmiş, sevmiş o zaman...
“Devlet” kurulurken eğreti, en önde kapmış yerini, bayrak elde yürümüş...
“Şükran”ı esirgememiş büyüklerden...
En rahat köşelerine kurulmuş “kamu”nun…
Terfisini almış, emekliliğe ermiş...
Her iktidar döneminde geleni sevmiş...
Öyle akıntıya karşı kürek çekmemiş pek!
Kendi yetmemiş, çoluğu çocuğu bir güzel tımarlamış...
Ve şimdi yaş gelmiş ileri baharlara...
Tam da “rahat” edecek…
Ancak fırsat bulmuş, biraz başını kaldırmaya, memlekete bakmaya…
Bir de ne görsün, elden gitmiş ülke!
Ne “ev” kalmış yerinde, ne “bahçe…”
Güvende olmadığını şimdi anlamış!
Şimdi anlamış korktuğunu!
Yabancılaştığını şimdi fark etmiş taşına, toprağına, kimliğine, insanına…
Şimdi en fazla onlar bağırıyor!
Ve haklılar da…
Ama…
Bu düzenin “sebebi” olduklarını da hatırlamıyorlar nedense....
* * *
Turist vizesiyle ülkeye gelen iki garibanın haberini okudum dün, gülerek!
Nasıl da “köpürüyor” millet...
Girne’de boş olduğunu fark ettikleri ilk evin kapısını kırarak, yerleşmişler…
9 gün sefa sürmüşler, güzelim bir evde!
Ve tutuklanmışlar neticede…
Ahhh dedim kendime, ah...
Niye kızıyorsunuz bu insanlara…
Niye garibinize gidiyor sahi?
Çok mu farklıyız yani, on binlercesi...
Kırıp da girmedik mi kapıları, sökmedik mi pencereleri, eşyaları kapışmadık mı?
Şimdi mi gidiyor tuhafınıza...
Hani meşhur laftır ya…
Keçinin gülecek hali mi var, koyuna!