“Kaptan Hüseyin Tantura…” 2
*** Araştırmacı-yazar Ulus Irkad, YENİDÜZEN için kaleme aldı… Savaş, Baf’ın ilk Kıbrıslıtürk armatörünü nasıl yoksullaştırmış, her şeyini nasıl kaybettirmişti… İşyerinden ve evinden ancak silah zoruyla çıkarılmış, geriye kalan ömrünü yoksulluk içinde geçirmek zorunda bırakılmıştı…
“Kaptan Hüseyin Tantura…”
Ulus Irkad
1964 yılında Baf Ülkü Yurdu’ndan İsveç’e transfer olan Tezel Muharrem’in anıları:
“Ben Hüseyin Tantura dayının gençliğini hatırlamıyorum. 1950'li yıllarda Baf Limanı’na yüzmeye ve balık avlamaya giderdik. Benim hatırladığım, Tantura'nın Baf Limanı'nın en önemli ismi olduğudur. Baf'a gelen yük vapurlarının yüklenmesi ve boşaltılması onun mavnalarıyla yapılırdı. Yani bir hayli hammala istihdam imkanı yaratırdı. Oraya gelen resmi veya gayrı resmi İngiliz ziyaretçiler Tantura ile konuşur, anlaşır ve sohbet ederlerdi. İngilizcesi gayet iyi idi. Gadaklizmo (Deniz Panayırı) günlerinde insanları büyük yelkenli/motorlu gemisiyle gezmeye çıkarırdı. İsteyenlere de sandal kiralayıp liman içinde ailece dolaşmalarına imkan yaratırdı.
Maalesef EOKA devri başladığı devirde Türk’lere karşı yapılan baskılar ve ticari eylemler neticesi olarak, Rumlar kurdukları bir şirketle, mavna işlerini kendi işadamlarının eline geçmesini sağladılardı. Bu şekilde Tantura'nın işleri bozulup yok olmaya mahkum edilmişti.
Benden birkaç yaş büyük iki oğlu vardı. Büyüğünün ismi Mustafa idi. Baf limanına Derviş abimle gittiğimizde hep onlarla ve Mehmet Çakır’la beraberdik. O zamanlar limandaki ağırlık ve hakimiyet Türklerdeydi. Bunun en büyük sebebi de Tantura'nın büyük bir iş adamı ve itibarı çok yüksek olmasıydı. Ne yazık ki EOKA devrinde ve 1960-64 arasında oralara biraz korkarak giderdik.
Tantura saf, sakin, çok bilgili ve deneyimli bir şahıstı. Kıbrıs'ta büyük işadamlarının ve entelektüellerinin son nesillerindendi.
Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet ruhu şad olsun”.
MEHMET TANTURA’NIN ANILARI…
Oğlu Mehmet Tantura ise bana babasını şöyle anlattı:
“Babam aslen İskeleliydi. İskele’den gemisiyle Baf’a geldi. Baf’tan Beyrut’a çeşitli Arap ülkelerine, Mağusa’ya mal ihraç veya mal ithal ederdi. Vapurlar çıktıktan sonra ondan vazgeçti ve vapurlar limana giremediği için mavnalarla yük taşımacılığına başladı. O sıralar yani 1930 sonrası tek armatördü bölgede. Ama daha sonraları o bölgedeki Kıbıslırumlar da bir Kıbrıslıtürk’ün iş sahibi olmasına tahammül edemediler ve onlar da bir gemicilik şirketi kurdular. Bu rekabetten dolayı Kıbrıslırum işçilerimiz bizi bırakıp diğer Kıbrıslırum şirketine gittiler.
Babam aradaki boşluğu doldurmak için Kıbrıslıtürkleri işe alıp işine devam etti. Gelen Yunan ve Kıbrıslırum gemilerinin mallarını onlar boşaltıyordu. Daha önceleri babam boşaltırdı. Buna rağmen babamın işleri 1963’e kadar sürdü. Babam aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı sırasında yaptığı hizmetlerden ötürü İngiliz Hükümeti’nden de üstün hizmet madalyası almıştı. 1963 yılında herkes Dip Baf’ı bırakıp da göçetmesine rağmen ne tersanesini ne de gemicilik ofislerini orada terketmek istemedi.
Sonuna kadar kalıp işyerlerini korumak istedi. Mallarla dopdolu depoları, koskocaman tersanesi, gemileri ve mavnalarıyla, sandalları burada durmaktaydı. Tüm sermayesiydi bunlar.Orada kaldık. O sırada bölgenin mücahitlerinden olan Mehmet Çakır ve Erdoğan Çakır bize geldiler. Babam onlara işyerlerini, evini bırakıp Mutallo’ya gelmek istemediğini söyledi. 1964’ün o korkunç saldırıları başladığında bir akşam kapımız çalındı. Silahlı EOKA’cılardı bunlar ve bizi ya esir almak veya yoketmek için gelmişlerdi. İsmet abim eve gelenleri korkutmak için bir alarm sistemi kurmuştu. Zil çalındığı anda alarm sistemi harekete geçince korkup kaçtılar. Niyetleri fenaydı. Ertesi gün babam İsmet abimle işyerindeyken silahlı olarak işyerimize geldiler. Babamı ve İsmet abimi esir aldılar”.
DAMADI AYDIN AYDINGÜN’ÜN ANLATTIKLARI…
Hüseyin Tantura’nın damadı ise bana daha detaylı bilgiler vermiştir.
Damadı Aydın Aydıngün Kaptan Hüseyin Tantura’yı anlatıyor:
“Babası: Mehmet Tantura (6.11,1841-23.4.1951) yılları arasında yaşamıştı.
Annesi: Zehra Mustafa Deveci …-1958’de 70’li yaşlarında vefat etti (İngiliz döneminde sokağa çıkma yasağı olduğu bir gün. Defin özel izin ile yapılabildi)
25.1.1898 tarihinde doğan Hüseyin Tantura 9.12.1969 tarihinde Baf’ta vefat etti. Mezarı halen Baf kasabasında bulunmaktadır.
Hüseyin Tantura’nın babası, Kaptan Mehmet Tantura, 1860 yıllarında Mısır’ın Tanta ve/veya Filistin’de Al-Tantura (https://en.wikipedia.org/wiki/Tantura) adlı liman kasabasından göç ederek Kıbrıs’ın liman kasabası olan İskele bölgesine yerleşmiştir. Daha sonra İstronculo (Turunçlu) köyünden olan Zehra Mustafa Deveci ile tanışarak evlenmiş ve Baf’a taşınana kadar İskele’de yaşamışlar. 25.1.1898 tarihinde Hüseyin Tantura dünyaya gelmiştir. Fatma isminde bir de kızkardeşi olan Hüseyin Tantura’nın okul çağı İskele’de geçmiştir.
Liseyi Larnaka Amerikan Akademi’de okuyan Tantura, okulun başarılı öğrencilerinden olup, okulun hokey takımının kaptanlığını da yapmıştır.”
DEVAM EDECEK