Kaptan, sana güveniyorum!
Beş yıl kadar oldu memleketten ayrılalı. Umutlarımı bavuluma doldurup, mantık düzeyinde faaliyet gösteren bir ülke arayışına çıkalı oldu beş yıl. Her gün beni çıldırma noktasına getirecek politikalar üretmeyen bir ülke bulmak için çıktım yola beş yıl önce. Kendi ülkemden umudu kestim.
En ufak bir işlem yaptırabilmek için bürokrasisinde tanıdık, bildiklere yalvarmak zorunda kalmayacağım bir şehre evim demek istedim. Her işin yarım yamalak yapılmadığı bir düzen bulmaktı niyetim. Eşitlikçi, adaletten yana bir sistemdi kendi ülkemde yıllarca kurulmasına katkı koymaya çalıştığım. Sistematik olarak yıllarca, defa defa yenilgiye uğradım. Pes ettim.
Fazla bir şey değil, sadece insan olduğum için bana saygı duyulacağı bir ülkede yaşamayı arzuladım. Sağlığıma değer veren, eğitime önem veren siyasilerin yönettiği bir ülke olsun istedim. Doğaya, hayvana özen gösterilsin, canice katledilmelerini her gün izlemek zorunda kalmayım işimden eve dönerken istedim. Olmadı ve ben gittim.
Yasaların olduğu, titizlikle uygulandığı, takibinin yapıldığı bir sistem demek değil miydi Hukuk Devleti? Bunun çalıştığını görmek istedim. Yolsuzluklar ortaya döküldüğünde, pişkince sırıtan siyasiler görmek istemiyordum çünkü. ‘Bal tutan parmağını yalar, bu iş böyle, sen de alış artık’ cümlesini duymaktan gına gelmişti artık. Yalanın, talanın normalleştirilmesinden bıkıp usandığım için attım kendimi yurtdışına.
Hastahaneler, okullar perişanken, Bakanlar’ın altına çekilen Mercedesler midemi kaldırıyor zira benim. ‘Kaynakları boşa harcadığımı düşünmüyorum’ açıklamasını halkın zekâsının aşağılanması olarak algılıyorum. ‘Bunların hangisi sporcu bilmiyorum’ cümlesi geleceğini kurtarmaya çalışan gençlere edilmiş hatırı sayılır bir hakaret benim gözümde. Siz tam olarak neye inanıyorsunuz diye sormak istiyorum Hükümet’e ve bu zihniyete oy veren herkese. Teker, teker.
Paniğe kapılıyorlar birden. Her tarafı su alan teknenin, sağını solunu yamamaya çalışan, bir yandan da tekneyi fırtınadan kurtarıp Uluslararası sulara ulaştırmaya çalışan Kaptan’a çamur atmaya başlıyorlar. Seviye yerlerde. O zaman umutlarım geri geliyor işte.
Kaybetmekten korktukları tek şeyin kendi yarattıkları bataklık olduğunu biliyorum çünkü ve güneşin çamur tutmadığını. Canla başla çalışan Kaptan bir o kadar daha parlıyor şimdi ve fırtınada ustaca yol alıyor. Tekneyi devirme çabaları durmayacak biliyorum, çözüm ufukta belirdi ya, daha çok yaygara kopacak güvertede. Dayan Kaptan, yanındayım.
Memlekete dönmenin planlarını yapmaya başlıyorum. Sistemin, düzenin ve adaletin olduğu bir ülke ufukta gördüğüm zira, çözümün hemen ardında. Özlediğim yaşama doğru yol alıyor tekne, kıyı yakın biliyorum. Memlekette görmek istediğim değişim geliyor, sesini duyuyorum, ben heyecandan yerimde duramıyorum.
Kaptan’a şapka çıkarıyorum, saygıyla.