Kara bulutlar
Son günlerde kara bulutlar gelip gelip gidiyor. Ama bu kara bulutlar bölgede varolan sıcak çatışmaların yarattığı kara bulutlardan başkası değil.
Gerçi bugün-yarın yağmur yağacağını da söyledi meteoroloji ama bu bulutların bırakacağı yağmurlar bölgemizde yağan bombaların, uçaksavarların, düşen uçakların bıraktığı tozu dumanı yok edecek gibi değil.
Evet, ne yazık ki hemen dibimizde Suriye sağdan, soldan, yukarıdan, aşağıdan yağan kurşunlarla, bombalarla ateş altında… Orada yanan ateşin hemen yanıbaşında bulunan bizim ülkemizi etkilemesini beklemek maalesef çok olası…
Türkiye Esad’ı istemiyor diye orada bulunan Esad karşıtı gruplara önce reddettiği ama sonra kabullendiği silahları gönderiyor, ABD kontrolündeki güçler IŞİD’i bombalıyor gerekçesiyle Suriye’de, öte yandan Rusya “Esad’sız olmaz” diyerek o da Suriye karşıtı güçleri bombalıyor…
Bu bombalamaların karşılığını kafa kesen örgüt IŞİD, Türkiye ve Fransa’da veriyor. Avrupa ülkeleri terör alarmında… Her yerde bir gerginlik… Aşkın şehri dediğimiz Paris canlı bombaların şokunu kolay kolay üzerinden atamıyor. Avrupa’nın başkenti Brüksel, herhangi bir terör saldırısına karşı önlem alıyor. Şimdi Rusya tarafından “IŞİD’i beslemekle” suçlanan Türkiye’nin neredeyse her ili, ilçesi IŞİD terörü korkusunda…
İngiltere, Fransa’ya “IŞİD’i bombalamak istersen Kıbrıs’taki üslerimizi kullanabilirsin” diyor, uçağının düşürülmesinin ardından Rusya, savaş gemisini Lazkiye yakınlarına yani hemen Kıbrıs’ın, Karpaz’ın dibine konuşlandırıyor. Kıbrıslılara birşey soran yok. Filler kavga ediyor, çimenler eziliyor.
Ortadoğu uzmanı Hüsnü Mahalli çok önceden yine gazetemize söylemişti diye hatırlıyorum; Kıbrıs’ın tehdit altında olduğunu belirtmişti, şimdi tekrarlıyor görüşünü ve ben de şimdi bile tehdit altındayken üslerin kullanılması durumunda nasıl bir tehdit altında olacağımızı hayal bile etmek istemiyorum.
Etrafımız bu gibi korkunç gelişmelerle sarılırken, bir çeşit üçüncü dünya savaşı yaşanırken biz içimizdeki gelişmelere bakamaz olduk.
Örneğin Yenierenköy Belediyesi’nin çalışanları yollarda… Maaşları ödenemiyor… Lefkoşa’ya yürüyorlar… Elbette ki birileri çözüm üretmeli, çalışanları yollara düşürmemeli… Bir de bakıyoruz ki TC Lefkoşa Büyükelçisi sahip çıkmış! Yoldaki çalışanlara araba göndermiş, Lefkoşa’ya getirtmiş ve sorunlarını çözeceğini söylemiş. İyi de bir Büyükelçi’nin işi mi bu!
Büyükelçi’ye hükümetten birileri “dur bakalım, yaptığın nedir, senin işin mi bu?” gibi bir soru sorabildi mi acaba merak ediyorum.
Soramamıştır diye düşünüyorum ama dediğim gibi etrafımızda dolaşan oldukça çok kara bulut varken, Suriye’nin, Ortadoğu’nun dibindeki, etrafındaki ve de çok uzaklardaki ülkelerin bile bölgedeki çıkarları uğruna insanlar öldürülürken, göç ettirilirken, yine kendi hesapları için silahlandırlırken, uçak düşürdüler diye ‘Saray’da şakşakçılar alkış tutarken buralarda çalışanların yolda yürümelerini kim dikkate alır, kim konuşur, kim yazar!