‘KARA’ MEDYA
‘Gezi Parkı’ direndi... Medya gizledi...
“Geleneksel medya” diyelim...
Çünkü işin “sosyal”inde, hem “özgürlük” vardı, hem de “kirlilik...” “Dayanışma” da vardı, “kışkırtma” da.
***
İyi de “geleneksel medya”da hiç mi yok yalan, yanlış yönlendirme, tahrik?
Hem de nasıl... Hem de nasıl...
***
Bu “direniş”, bir gerçeği yeniden vurdu yüzümüze...
“Patronaj” sistemi ve “kâr ortaklığı” anlayışındaki bir medya, gün gelir, işte böyle toslar duvara...
Holdinglerin ve “güç - konum - yaptırım” sevdalılarının medyası bu...
Günler ve geceler boyu, direnişleri “HALK TV”den izledi milyonlar...
Neydi HALK TV?
Bir “siyasi kanal...”
Demokrasinin vazgeçilmezi “siyasi partiler” üzerinden bir mecra...
Önemli eksikliği, gazetecilik disiplinleri adına daha ‘özerk’ olma ihtiyacı.
O durumda, CHP’li vekillerin de ‘demagoji’ aracı olmazdı böylece...
Ama “merkez medya”nın ve “tarafsızlık”la övünenlerin nasıl “duman” olduğunu da yaşadık birlikte...
“Bertaraf” oldu sonları!..
***
Sosyal medyaya sığınanlar..
İnternet devriminin her türlü uşaklığı ve ödlekliği silip süpüren gücünü kutsadı...
Artık ‘iletişimin’ önüne hiçbir engel konamayacağı gerçeğini haykırarak.
Ama bitmiyor...
GELENEKSEL medya, çok daha geniş kitlelere; doğru, etkin, sorumlu erişim adına önemini koruyor, hâlâ....
***
ERDOĞAN’ın medya üzerindeki ‘baskıcı’ rolü ve ‘hakimiyeti’, reklam verenlere yönelik ‘tehditkar’ tavrı, bir ülke demokrasisi adına utanç vericidir...
Ancak, Erdoğan’ın elindeki gücün milyonda birine dahi sahip olmayan kimileri, iş kendine gelince benzer bir ‘hakimiyeti’ arzuluyor ne yazık...
‘Kendi kontrollerindeki’ medyada, her gün, kendilerini manşet yapanların ‘mantığı’ farklı değildir, inanın ki!..
İş kendilerine gelince benzer bir ‘hakimeti’ arzularlar pek çok siyasetçi, sivil toplum ya da hareket lideri...
Geleneksel MEDYANIN ‘yanlış’ rolüne ‘isyan’ eden pek çoğunun, iş kendi reklamına gelince, değişmez tavrı...
Böylelerinin ‘imajları’, söyledikleri sözden ve yaşama kattıkları değerden çok daha önemlidir çünkü...
Üç kuruşluk işin, beş kuruşluk reklamı peşinde koşarlar...
MEDYA, onlara ‘konum’ kazandıran bir ‘süs aracı’ gibi durur gözlerinde...
Oysa, gördünüz mü şimdi, medya, asıl ne zaman gereklidir, diye...