“Türkiye ile Kıbrıs Cumhuriyeti Akdeniz’deki gaz yatakları için uzlaşmaya yakın”mış.
ABD Başkan Yardımcısı Biden’in bölgeye yapacağı ziyaret buna bağlanıyor.
Biz müzakere masasında ne olup bittiğinden bihaberiz.
Yok ki Türkiye-Kıbrıs Cumhuriyeti arasındaki pazarlıklardan haberimiz olsun!
Türkiye medyası ve Rum medyası Biden’in ziyaretine geniş yer vermiş.
Verir tabii...
Oralarda diplomasi Biden’in ziyaretine hazırlık yapıyor, belli.
Basın yoluyla kamuoyuna bir ‘şekil’ verilmek isteniyor, bu da belli.
Basın ve kamuoyu diplomasinin ayrılmaz bir parçası çünkü...
Gerektiğinde gereken bilgiler verilir, gerekmeyen gizlenir.
Nasıl bir kamuoyu oluşturulacaksa, o yönde haber ve yorumlar yaptırılır.
‘Haber sızdırma’ diplomasi açısından bu işlere yarar.
Basın da gereğini yapar.
**
Bizde durum ne peki?
Tam bir karartma hali!..
Kıbrıslı Türkler yine Rum basınına ve Türkiye basınına mahkum...
Müzakerelerde neler olup bittiğini bilen yok.
Var mı?
Bilen varsa bize de anlatsın lütfen...
Bırakın muhalefeti, basını, halkı...
Hükümetin bile olup bitenden ne kadar haberi var, belli değil!..
Dışişleri Bakanlığı’nın dahi by-pass edildiği gibi bir izlenim var.
Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun New York’a giderken “hükümete hiçbir bilgi vermediği”ni bizzat Başbakan Özkan Yorgancıoğlu söylemişti.
Belli ki durum hala öyle...
**
Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakere sürecinde kamuoyunu, basını, meclisi, hükümeti devre dışı bırakma alışkanlığı yeni değil.
Rahmetli Rauf Denktaş da müzakereleri kendisi yürütür, bilgiyi kendisine saklar, sonra istediği şekilde basını ve halkı maniple ederdi.
Muhalefet ya da hükümet “Bilgi vermiyor” diye eleştirir, ama Denktaş bildiğini okurdu.
Anlaşılan Eroğlu da Denktaş’ın ‘karartma’ taktiğinin izinden gitmeye niyetli...
Basına kendisi ya da sözcüleri vasıtasıyla yaptığı açıklamaların içeriğine bakarak olup bitenleri anlamak mümkün değil.
Mesela Anastasiadis’e “Geç kaldın” mesajını neden verme ihtiyacı duyduğunu anlayan olmadı.
Sanki müzakere masasından çok farklı, ‘sanal bir ambians’ oluşturmak istiyor Cumhurbaşkanı...
Sosyal yaşamda kuraldır: Bilgi yoksa hurafeler vardır, dedikodu vardır, yalanlar vardır, dedikodular vardır.
Niyet halkın hurafelerle oyalanmasını sağlamaksa, Eroğlu doğru yoldadır.
Merak ettiği şu: Acaba hükümet bu ‘karartma’nın aşılması için bir girişim yapacak mı, yoksa meydan Eroğlu’na mı kaldı?