Karikatür
Şu ‘karikatür’ konusu iyi malzeme oldu. Afrika gazetesine saldırı üstüne saldırı. Hakaretlerin ardı arkası kesilmiyor. ‘Hakaret’ fırtınasına TC’nin Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Bakanı da en kaba ve en şiddetli şekilde kapılınca, yardakçıları da meydana fırlayıverdi.
Aslında karikatür bir bahane. ‘Afrika’ya çok uzun zamandır diş bileyenlere bir fırsat oldu sadece. Oldu da, dikkat ettim, saldırıların tümü Afrika gazetesine. İyi de, karikatür, bir Yunan gazetesinden alınmıştı. Her nedense Yunan gazetesine birşey söyleyen yok. Yani ‘protestocular’, ‘Yunanlı yapmış olabilir ama sen bunu yayımlamayacaktın....’ mı ? demek istiyorlar ? Herhalde öyledir....
Ve merak ediyorum,
Her konuya balıklama dalan, abarttıkça abartan, Ajda Pekkan’ın poposunu bile günlerce işleyen kocaman Türkiye medyasında, bu konuya ilgi pek de büyük olmadı. Eğer Afrika yayımlamasaydı, Yunan gazetelerinden birinde böyle bir karikatür çıktığından, (Kıbrıslı ve/veya Türkiyeli) kaç Türk’ün haberi olacaktı ?
Madalya
Hiçbir Kıbrıslı Türk, ilerki yıllarda “bir çıkar sağlarım” amacıyla katılmamıştı Mücahit Ordusu’na. Amaç tek’ti: Üzerine düşen görevi yapmak.... Ama, yıllar sonra, ne olduysa oldu, bambaşka bir şekle dönüştürüldü herşey. Puanlar dağıtıldı, hizmet yılları dağıtıldı, evler, arsalar, araziler dağıtıldı v.s.
Özellikle, 60’lı yılların sonlarına kadar mevzilerde çarpışanlar, gerçek yükü sırtlayanlar uzaktan bakarken, ön sıralara önemli (!) kahramanlar (!) çıkıverdi. Bir ‘paylaşma’ furyasıdır başladı ve sürdü gitti.
Ve ansızın, bir de ‘Madalya’ dağıtılması kararı alındı.
Fikir kimden çıktı ? ‘Madalya’ bekleyen var mıydı ? Bu ‘Madalya’ya kimler talipti ?
Bilmiyorum. Doğrusunu isterseniz, bilmek de istemiyorum.
Seçim
Seçime çok az kaldı. Propaganda dönemi de başlamış durumda. Ekranlar adaylarla dolu. Atıp tutanlar çok. Neler yaptıklarını (!) anlatanlar da var, neler yapacağını anlatanlar da.
Ekran showlarının kaçı paralı kaçı beleş, bilmiyorum. Belki bir gün açıklanır da öğreniriz ekran satın almaya çalışanları da...
‘Ödemeli Anket’ kavgası sanki birazcık oturuşmuş gibi. Ama bu sizi yanıltmasın sakın. Bu ‘ödemeli’ başka kamu oyu araştırmaları yok veya olmayacak anlamına gelmiyor.
***
Çağ atladık... Geçmiş seçimlerde sandık başında para dağıtıldığına da tanık olmuştuk. ‘Birseyel oy satın alma’ yöntemiydi bu. Şimdilerde daha bilimsel (!) yürütülüyor bu alış-veriş.
Değişmeyen tek şey var: Artık gelenekselleşmiş olan, ‘alış-veriş’....
Malum... Parayı veren düdüğü çalar...
Sokak Ağzı
“Rum dostlarımız hala AIHM ‘le Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile uğraşırken hızla yıllar geçti, geçiyor farkında değiller. Bırakın mahkemeleri de masaya gelin be gafiller... Bir çözüm tek yoldur. Kendi kendinizi kandırıyorsunuz.” (M.Aksu)
***
“Mağusa’yı Girne’yi bilmem. Ama Lefkoşa’da artık yaya olarak bir yerden bir yere gitmek bile çok büyük risk. Ne olacak bu işin sonu çok merak ediyorum.” (Neri- Lefkoşa)
***
“Milletvekili adaylarımızın her birinin ağzından bal akıyor bal. Vaadler, sözler, planlar, projeler gırla. Koltuğa oturana kadar geçerli hepsi. Haberiniz ola.” (Gülsüm Yüce-Girne)
***
“Duydunuz değil ? Ajda Pekkan da vatandaşımızmış. Acaba ona da Başkanımız mı verdi yurddaşlığı ?” (Yüksel-Lefkoşa)
***
“Herkes gider Mersin’e biz gideriz tersine... İsveç’te emeklilik yaşı 68 oldu haberiniz var mı ? Biz de mümklün olsa 45’e indirmeye çalışırız.”(Murat Karademir)
***
“Tek umudumuz piyango... Şimdi ona da saldırı var Dincilerden. Yakın zamanda Bankalardaki faizlere de el atarlar herhalde...” (Murat Soykan-Mağusa)
***
“Magazin basınımız ? Yogdur öyle birşey... Var olan bazı gazetelere yerleşmiş büyük otel ve gazino muhabirleri ve onların yayınladığı fotoğraflar ve yazılar. (Orhan-Lefkoşa)
***
“Beş gencimize sordum: Galatasaray-Fenerbahçe-Beşitaş’tan üç oyuncu ismi sayabilir misiniz ? Üç değil beşer tane saydılar.... Devam ettim: YAK, DTP, GG, MTG, Çetinkaya’dan üç oyuncu ismi ???.... Tıss yok. Sanırım isimlerini saydığım takımları bile bilmiyorlardı...” (Muzaffer-Lefkoşa)
***