1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. ‘Karma’ sevdası
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

‘Karma’ sevdası

A+A-

“Bizim ülkemizin kendine özgü koşulları var” diye koruma kalkanları oluşturulmuştur.
“Statüko” böyle korunuyor!

Görüyoruz işte “kendine özgü” diye diye hangi noktada olduğumuzu!
Körleşmenin bir sebebi de budur.
İnatla değişmemek…

***

Örneğin eğitimle ilgili bir dünya raporu yayınlanır, ders saatleri, bütçedeki pay, altyapı, öğrenci başına düşen öğretmen sayısı falan…
Pozisyonuna tutunan ve değişimi kendisi dışında isteyen herkes “ülkenin kendine özgü koşulları”nı sayıklar!

O koşullar “denetimi” reddeder.
“Standart” istemez.
“Eşitliği” sevmez.
“Performans” gibi ölçümleri beğenmez.
“Hakları” bilir ama “sorumlulukları” görmez.

Üretimden vergi adaletine, maliyeden sağlığa, sanayiden ticarete hep böyledir.
Bir çözüm önerisi gündeme getirir ve dünyanın gelişmiş bir ülkesinden örnek verirseniz, genelde aynı tepkiyi alırsınız: “Bizim ülkemizin kendine özgü koşulları vardır.

İşte o nedenle imkânsızı öne sürerek mevcudu korumak en tanıdık seçenektir.
Bakanlar çoğu zaman “mevcut kurulu düzeni” değiştirmeyi değil “başımız ağrımadan” sürdürmeyi hedeflerler.

***

“Karma Oy Sistemi” de böyledir.
Bizim ülkemize özgüdür (!)
Seçim tekniği ile değilse de “seçim kültürü” ile özgüdür.

Öyle “bir o partiden, bir ötekinden, ortaya karışık” bir model devşirilmiştir.
Böylece siyasi programlar ya da ilkeler değil “adayların” kendisi üzerinden “iş takibi” odaklı bir siyaset iklimi yaratılmıştır.
Bilgi, kapasite, etik, açıklık, samimiyet, donanım yerine akrabalık, yakınlık, bireycilik, popülerlik ve aslında vaat öne çıkar.
Bir mahallede “milliyetçi” maskesini giyen, bir başka mahallede “sosyalist” olan insanlar türer hayatımızda!

Karma” sisteminin “ilkeli bir siyaset” amacıyla korunduğunu iddia eden var mı?
Eğer öyleyse siyasetteki yozlaşmayı umursamıyoruz demektir!

***

Şunu merak ediyorum.
Siz “karma” seçseniz de günün sonunda ne değişiyor?

Meclis'te partisinin görüşü dışında bir duruş sergileyen, bir tavır gösterten, bir rol üstlenen oluyor mu?
Bir araya geliyor mu "karma"da oy verdikleriniz ve Meclis’in herhangi bir oturumunda “karma” bir tavır sergiliyor mu?
Hayır!
Herhangi bir meselede partilerinden ayrışıyor, farklılaşıyor, kümeleşiyorlar mı?
Hayır!

Hepsi de kendi partisi içinde hareket ediyor.
O zaman neye yarıyor sizin “karma”nız!

***

“50 iyi ismi ancak birkaç farklı partiden bulabiliyorum” diyor kimileri ya…
Merak ediyorum.
O farklı isimler, Meclis’e girince, yan yana mı duruyor, “iyiler” ya da “kötüler” olarak, yoksa tümü kendi partisinin içine mi yumuluyor?
“Karma” diye bir grup yok dostlar Meclis’te!
Siyasi partilerin en iyi listeyi oluşturma motivasyonunu da kırıyoruz böylece…
Her ilçede “kazanması muhtemel” birkaç adayın ardına “dolgular” ekleniyor.
Bir de “seçimi kaybedeyim de bürokrat olayım” diye hesap yapanlar!

***

“Bizim ülkemizin kendine özgü koşulları var” diyeceksiniz.
O koşulları görüyoruz, senelerdir...
Ah o “özel” koşullar (!)

Bu yazı toplam 1292 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar