Karmaşa
Havaların kararsızlığı mı bize yansıdı yoksa bizim kararsızlığımız mı havalara!..
Yaz girene kadar, hatta bir türlü gelemeyen yaz için “ne zaman gelecek bu yaz?” diye dert yanarken yaz sıcağının iyice bastırması üzerine bu kez “off yandık bu sıcaklardan, biraz serinlese havalar” gibi kararsız ve de tutarsız bir ruh haliyle yaşamaya çalışırken bu toplumsal ruh halimizin siyasete yansımamasını beklemek de çok doğru olmazdı.
***
Yakın coğrafyamızdaki kararsız ve tutarsız politikalar da siyasetimizi etkiliyor tabii ki, hem de tam göbeğinden…
Ruh halimizle birleşen bu durum öylesine bir siyaseti de gündemimize taşıyor…
Maraş’la ilgili Bakanlar Kurulu kararıyla gündeme düşen ‘açılacaktı açılmayacaktı’ tartışması, ‘sadece envanter sayımıydı, öyle bir açılış konusu yoktu’ belirsizliği, hatta ‘BM kontrolünde mi açılacaktı, Türk yönetimi altında mı açılacaktı’ genişlemesi tutarsız/kararsız/hükm-ü garaguşi bir politikanın yansıması gibi görünüyor.
***
Daha önce de yazmıştım ama bir kez daha yazmakta yarar var; Bir yerlerde böyle bir politika üretildi. Dendi ki siz de Bakanlar Kurulu’nda Maraş’la ilgili bir karar alın, gündem olsun. Ancak kararın nasıl alınacağı, kararda ne yazılacağı pek anlaşılmamış gibi…
Yazılı verilmemiş galiba, sözlü olsa gerek ki karmaşa var;
Başbakan başka bir şey söylüyor, Yardımcısı başka…
Tatar “açılacak” derken, Özersay “sadece envanter sayımıdır” diyor.
Tatar, daha da ileri giderek “Türk yönetimi altında açılacak” hatta yalanlasa da “Sophia Loren gelecek yine” derken, Özersay, “uluslararası hukuk uygulanacak” açıklaması yapıyor.
***
Karmaşa, Özgürgün için kurulması oylanan meclis komitesi başkanlığında da var.
Komitenin başkanlığı içi iki koalisyon ortağı kavga ediyor;
“Başkanlığı ben isterim” der biri, diğeri “olmaz ben isterim” der.
Biri herhalde eski başkanları için komiteye ‘evet’ derken, komite başkanlığını alarak belki süreci uzatmak, belki unutturmak isteyebilir, yargıya taşınmasını engellemek için uğraş verebilir...
Diğerinin ise başkanlığı almak istemekteki amacı, dörtlü koalisyonu bozup UBP ile hükümet kurarken kaybettiği imajını, Özgürgün’ü yargılayarak tekrar kazanmak isteyebilir.
Özgürgün’ün “Ersin Tatar ve Kudret Özersay bir kumpas kurdular. İkisi de siyasetten silinmelidir" dediği süreçte...
***
Öte yandan ‘Maronit açılımı’ denen ve Maronitler’in eski köylerine dönmeleri beklenen konu da tam bir karmaşa içinde… Ne olduğu, ne olacağı belli değil.
Dün sevgili Meltem Sonay’ın da yazdığı gibi bir de atama krizi yaşıyor yeni hükümet… Danışmanlık, müdürlük bekleyen ve hükümetin ilk günlerinden ‘atanmış’ gibi davranan çok kişi de Başsavcılık’ın olumsuz görüşü nedeniyle atanamadılar.
Bir karmaşadır gidiyor.
Kararsızlık, tutarsızlık ve ek olarak eskiden beri çok tanıdığımız ‘bana da bana da’ bencilliği karmaşanın büyümesine neden oluyor.