Peki Karpaz’da yaşayan yurttaş ne düşünüyor?.. BYA Ajans Karpaz’ın nabzını tuttu:

'Doğa korunsun ama, bölgemize yatırım da yapılsın…'

·        “Biz 20 yıldır bu yolun yapılmasını bekliyoruz”

·        “Doğa ile barışık bir gelişme istiyoruz”

·        “Bir eksik ya da ihmal varsa, önce bölge halkı ile istişare içerisinde birbirimizi anlayarak adım atmamız gerekir.”

·        “Fakiriz, çocuklarımızı okutamayacak durumdayız, çocuklarımızın geleceği ile oynanmasın”

Bölgeden yayın yapan BYA Haber Ajansı’na konuşan Karpaz’da yaşayan yurttaşlar bölgelerinin temel ihtiyacı olan yol, su ve elektrik gibi ihtiyaçlarından mahrum edilmemesini istediklerini belirti.

Dipkarpaz Belediye Başkanı Mehmet Demirci, Karpaz halkının 20 yıldır bu yol yapımını beklediğini söyledi. Yolun dünyadaki milli parklarda olduğu gibi 6 metre olacağını belirten Demirci, genişleyen yolun vatandaşın arsası olduğunu ve onun isteği üzerine oraya toprak döküldüğünü savundu. Eylül’de yapılacak festivale de değinen Demirci, festivalin tarlalarda olacağını, altın sahilde sadece voleybol oynanacağını söyleyerek özellikle kaplumbağaların yumurtlama zamanı olmadığının altını çizdi.

Dipkarpaz sakini Yasin Alkan, yaşanılan bu olayların birçok sebebi olduğunu belirterek, bu sebeplerden en büyüğünün, bu eylemi tasarlayan örgütlerin Karpaz bölgesini bilmediğini dile getirdi. Alkan, Lefkoşa’da bulunan bazı çevre örgütü üyelerinin burada yapılacak eyleme, “Karpaz halkı ile dişe diş, kana kan Karpaz’a gidiyoruz” şeklinde duyurduğunu iddia etti. Alkan, burada yapılan eylemin amacının yol yapımı olmadığını, bu örgütlerin Karpaz halkına hiçbir şeyi layık görmediğini ve yapılacak festivalin Girne ya da Lefke bölgelerine çekilmek istendiğini savundu. Alkan, çevre örgütü üyelerinin bunu inkâr dahi etmediğini ve Karpaz bölgesinin bu tip uluslar arası organizasyonlara uygun olmadığını söylediklerini belirtti.

“DOĞA İLE BARIŞIK BİR GELİŞME İSTİYORUZ”

Hamza Güner ise, bölgenin gelişmesi gerektiğini ve doğa ile iç içe olabilecek yatırımlara böylesi bir tepkinin anlamsız olduğunu belirtti. Güner, milli park bölgesinde bulunan tek betonarme yapının yine çevre örgütlerine ait yapılar olduğunu belirterek, bunları tüm insanların bilmesi gerektiğini ve çevre örgütlerine ona göre itibar edilmesi gerektiğini savundu.

“YOL SORUN…”

Erkan Efe, köylerinde bu yol ile böbrek hastalarına tedavi uygulayabileceklerini belirterek, böbreğinde taş olanların köyün yolunda traktör ile bir tur atması sonucu taşlardan kurtulabileceğini söyleyerek,

20 yıldır bölgede yaşadıkları sorunları anlatmak istedi. Efe, Karpaz’ın hep piknik yapılıp çöpleri dahi orman da bırakarak gidilecek bir yer olarak düşünülmemesi gerektiğini belirterek, “Bizi Avrupa Birliği’ne yolsuz, susuz ve elektriksiz mi sokmayı düşünüyorlar” şeklinde konuştu.

“BİZ KARPAZ’I KURTARMAYA GİDİYORUZ”

Gültekin Erdoğan, tüm sorunların diyalog yolu ile aşılabileceği varken, örgütlerin bölge halkını tahrik ettiğini iddia etti. Bir eksik ya da ihmal varsa, önce bölge halkı ile istişare içerisinde birbirimizi anlayarak adım atmamız gerekirken, televizyon programlarında bölge halkına hakaretler edilerek “Biz Karpaz’ı kurtarmaya gidiyoruz” söylemleri ile bir noktaya varılamayacağını savunan Erdoğan, Karpaz halkının tarihte ilk kez siyasi ayrım gözetmeksizin hem fikir olduğu bir gün yaşadıklarını öne sürdü.

“ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ ENGELLEMEYİN”

Adil Çömen, gazi olduğunu söyleyerek, Karpaz’da Rumlarla yıllardır barış içinde yaşadıklarını ve örnek teşkil ettiklerini belirtti. Çömen, fakir olduklarını, çocuklarını okutamayacak durumda olduğunu belirterek, çevrecilere atfen “Evimize gelin koyun keselim yiyelim ama ne olur geleceğimizi engellemeyin” şeklinde konuştu.

“BU ÜLKE ENTEL VE DANTEL KİŞİLERİN İSTEĞİ İLE YÖNETİLEMEZ”

Murat Civelek, Dipkarpaz’da insan da yaşadığının altını çizerek, her yıl bu yolda can kaybettiklerini, arabalarının hurdaya döndüğünü ancak çevrecilerin umurunda olmadığını öne sürdü. Civelek, AB’ye hazırlanan toplumda Dipkarpaz’ın elektriğe bile 2003 yılında kavuştuğunu hatırlatarak, bazı kararların alınmadan, bazı sözlerin söylenmeden önce gelinip yerinde görülmesinden yana olduğunu belirtti.