İkinci devreye kötü bir başlangıç yapan ve aldığı kötü neticeler sonunda şampiyonluk yarışından uzaklaşıp, küme düşmeme mücadelesi veren takımlar arasına yer alma noktasına gelen Yenicami, ikinci devrenin flaş takımlarında Türk Ocağı ile karşılaştı. Sonuç Yenicami açısından hüsrandı.

Türk Ocağının emin adımlarla tehlikeli bölgeden uzaklaşırken, Yenicami’deki önlenemez düşüşün nasıl durdurulacağını gerçekten çok merak etmeye başladım. 90 boyunca, rakip kalede tehlike yaratamayan, kaleye şut atamayan, pas trafiği kötü olan, aslında bırakın şut atmayı, rakip ceza alanı üzerinde olumlu bir hareket yaratamayan bir takımın, bu şartlarda galip gelmesinin nasıl gerçekleştireceğini çok merak ediyorum. Ne oldu bu takıma?
        
Gerçekten Yenicami’de inanılmaz bir performans ve özgüven sorunu yaşanıyor. Sahadaki oyundan tutun da, futbolcuların inançsızlığı ve ruhsuzluğu, yönetimin yeterince ilgilenememesi, kötü gidişin neden kaynaklandığı teknik kadrodan sorulamaması ve kısaca bir başıboşluk almış başını gidiyor ve bunun farkına varılmaması kabul edilebilecek bir durum değildir.

İki yıl üst üste şampiyonluklar yaşayan, üstelik geçen yıl bütün kupaları müzesine götüren, ancak sezon başında mütevazı bir sezon geçireceklerini söylerken, lig'in ikinci devresine şampiyonluk parolası ile giren bir takımın bu hallere düşmesinin mutlaka önemli nedenleri olmalıdır.

Bir kere takımda gözle görülen bir huzursuzluk ve mutsuzluk vardır. Futbolcular gerçek kişiliklerini ortaya koyup futbol oynamıyorlar. Bunun sebebi, futbolcularla teknik heyet arasındaki huzursuzluk olduğu söyleniyor. Eğer bu doğru ise, yönetim devreye girip olayı çözmelidir. Çünkü bu gidiş Yenicami’nin zor günler yaşayacağının habercisidir. Kimse küme düşmeyiz rahatlığı içerisine girmesin. 32 puanı almayan takım rahat olamaz.

Gerçekten bu kadar sorunlar ortada dururken Yenicami’nin hangi takımdan puan alacağını çok merak ediyorum. Ortaya koydukları oyun, umut vermediği gibi, ruhsuz ve mutsuz oldukları tüm gerçekliği ile göze çarpıyor.

Yönetim işin ciddiyetinin farkına varmalıdır. Aksi takdirde, Ne olacağı belli olmayan bu ligde çok geç kalınabilir.  Kriz çözmek yönetimlerin işidir. Bir an önce takımdaki huzursuzluğun çözülmesi ve huzurun sağlanması gerekiyor.

Futbolcular ve teknik kadro arasındaki sorun derhal ortadan kalkmalıdır.  Yönetim bu noktada radikal kararlar üretmezse, telafisi çok daha kötü durumlar ortaya çıkabilir. Bütün takımlar lig'in ciddiyetinin farkında. Üstelik de puan veya puanlar aslanın ağzındayken, Yenicami yönetiminin kötü gidişe bu kadar kayıtsız kalması kabul edilebilir bir durum değildir.

Tüm bu olumsuzluklara rağmen, oyun içerisinde canını dişine takıp mücadele eden futbolcuların hakkını vermek lazım. Hascan, Zihni, Bünyamin gibi gençler ki bu oyuncular takımda, ikinci devre görev almaya başladılar, ortaya koydukları mücadeleci ve hırslı oyunlarından dolayı kutlamak gerekir.

Ayrıca Erbay ve Ünal’ın katkıları da küçümsenemez. Ellerinden geleni yapmaya gayret gösteriyorlar. Ancak futbol oyunu on bir kişi ile oynanır. Takımın yarısı kötü futbol oynuyorsa, iyi olan futbolcuların mücadelesi de göz ardı edilmiş olur.

Oyuna gelince, her iki takım da bir birlerine oyun açısından üstünlük kuramadılar. Ancak, futbolda şans da gerekir. Dünkü maçta bu şans Ocaktan yanaydı. Attıkları ilk gol tamamen şans ve karamboldan geldi. Bu gol kötü oynayan Yenicami’nin motivasyonunu ve oyun disiplinini bozarak ikinci golü yemesine neden oldu. Zaten Yenicami doksan değil yüz seksen dakika da oynasa, gol atması tamamen mucizelere bağlanmıştır. O nedenle golü yedikten sonra, bunu çıkarmanın zor olduğunun farkında olarak motivasyon tamamen kayboluyor.

Maçın hakemine gelince, kritik noktalardaki kararlar oyunu olumsuz yönde etkiledi. Ancak bariz ve gözle görülen en belirgin hatası, Ocak oyuncusu James'i ikinci sarı kartla oyundan attı diye, Yenicami’den de gereksiz yere Ousmane'ı oyundan atmasıydı.

Yani, sırf bir takımdan oyuncu attın diye, diğer takımdan da oyuncu atmanın marifet olduğunu düşünüyorsanız büyük hata yaparsınız. Bu tür kararlar hiç bir hakemi ileriye taşımaz, ona olan güveni azaltır. Onun için oyunu dengeleyeyim diye düşünürseniz büyük hata yaparsınız. Ousmane'nin pozisyonu faul, ama kart gerektiren bir faul değildi.

Sonuç olarak şunu belirtmek isterim. Ocak'ın galibiyeti, Ousmane'nin gereksiz yere oyundan atılmasından değil, Yenicami’nin kötü oynamasındandır.