EOKA yapar, tüm Rumlar suçlu olur!

TMT yapar, tüm Türkler suçlu olur!

-*-*-

Veya şöyle söyleyelim; “yönetenler savaş çıkarır”, masum insanlar ölür!

-*-*-

Hamas saldırır, tüm Filistin halkı hatta tüm Müslümanlar hedeftedir!

İsrail devleti bombalar, tüm Yahudiler suçlu kabul edilir!

-*-*-

Ve savaşın korkunçluğu, hastane bombalamasına kadar uzandığı anda, “devlet terörü” ya da “Hamas terörü”, kesinlikle sivillere karşı nefreti de artırır…

-*-*-

Oysa, savaşın şiddeti ne isterse olsun, sivil insanları, hele hele Dünya’nın dört bir yanına dağılmış “masum”ları hedef göstermek, “hastaneyi bombalamak kadar büyük bir suç”tur!

-*-*-

İsrail, birçok ülkedeki vatandaşlarına “orada kalmayın” hatta “kaçın” diye mesaj göndermeye başladı…

Bu ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor…

İsrail devleti, Türkiye’deki vatandaşlarına “bu ülkeden ayrılın” derken, yine bu ülkeye seyahat uyarısını da en yüksek seviyede “sakın gitmeyin” noktasına çekti…

-*-*-

Sanal medyada, İsrail vatandaşlarının, Larnaka Havaalanı üzerinden KKTC’ye geçtiklerini yazanlar var…

Kimisi ise İsrailli insanlara KKTC’den mülk satılması ile ilgili paylaşımlar yapıyor…

Türkiyeli bir general emeklisinden tutun, bizdeki siyasi parti yetkililerine kadar bazı kişilerin de katıldığı bu cinsten açıklamalar, açık hedef göstermedir…

-*-*-

Benyamin Netanyahu’nun veya İsrail Devleti ile ABD Yönetimi’nin yaptıklarını onaylamak, insanlık ayıbıdır, insanlık utancıdır…

Kimse bu iki barbar yönetimin yaptıklarını alkışlayamaz…

Hamas’ı sebep gösterip de çocukların başına bomba yağdırmaya “eh Hamas’ın kabahati, yapmasaydı, şimdi Filistin halkı Hamas’ın kabahatinin bedelini ödeyecek” diye meseleye yaklaşamaz…

-*-*-

Ama unutmayın, kimse de Netanyahu, Jo Biden, Avrupalı liderlerin “birlikte” yaptığının veya yapılanları onaylayışının bedelini, masum İsraillilere ödetemez…

-*-*-

Ülkemizde yaşam süren Filistinliler de Yahudiler de; savaştan kaçıp bize sığınan herkes de, kardeşimizdir ve gözümüz gibi bakmalıyız…

Katil liderlerin hesabını masum halktan soramazsınız…

-*-*-

KKTC’de çok sayıda İsrailli ve Filistinli yaşıyor…

Bu insanların güvenliğinden sorumlu olanların, ciddi şekilde “alert” olmaları yani “gözlerini açık tutmaları” kaçınılmazdır…

-*-*-

“Netanyahu faşisti hastane bombaladı” diyerek, tüm Yahudilere düşman olmak, doğru değildir, ahlaklı değildir… En önemlisi ise kesinlikle “günah”tır…

Sorun çok!

Kuzey Londra’dan çık, M11 otoyolundan Cambridge ve Huntingdon’u geç, yaklaşık 120 kilometre sonra Peterborugh karşınızda…

Evet Peterborough…

Düzenli gibi görünen ama belirli saatlerde trafik sorunu yaşayan, 220 bin nüfuslu bir İngiliz kenti…

Batısında Leicester, daha sonra az Güneye doğru Nothingham var…

Sonra Sheffield ve Manchester…

Güney Doğusunda ise 40 – 50 kilometre sonra Kuzey Denizi…

-*-*-

Sokaklarda “evsiz insan sayısı” bir hayli yüksek…

Kentin merkezinde dilenen, sizden para isteyen de…

-*-*-

Kentte dev gibi bir katedral ama aynı zamanda yedi cami var…

Asyalı Müslüman nüfus dikkat çekiyor…

Tabii ki az sayıda da olsa Kıbrıslı Türk ve Türkiyeliler de…

-*-*-

Pandemi dönemi bazı küçük işletmeleri çok kötü etkiledi…

Yeniden açılamayan “büyük markalara ait dev mağazalar” var…

-*-*-

Kredi kartı kullanımı, çok yükseldi…

Nakit kullanımı azaldı…

Birçok küçük işletme, haliyle geçmişe göre daha yüksek oranda vergi vermek zorunda kalıyor…

Nakit ödemeler, bir miktarını “vergi” olarak beyan etmeme şansı veriyordu, işletmeci cebe atabiliyordu ama mesele kartla ödeme olduğunda, vergiden kimse kaçamıyor, kaçıramıyor…

-*-*-

Enflasyon yükseldi…

Fiyatlar arttı…

Mahalle doktorundan randevu alabilme süresi, hele hele hastanede tedavi süresi uzamaya başladı…

Özellikle Ulusal Sağlık Hizmetleri’nden (NHS) bedava diş hekimliği hizmeti hakkı olanlar, aylarca beklemek zorunda…

-*-*-

Mortgage yani ev kredisi ödemek zorlaştı…

Haftalık veya aylık alışveriş miktarı düştü…

Ödene para miktarı aynı ama alınan ürün azaldı…

-*-*-

Çok zenginlerin, çok yüksek vergi vermedikleri eleştirisi bayağı yaygın…

Sokaklarda polis devriyesinin yetersiz olduğunu ve sokakların güvenlik açığı bulunduğunu söyleyenler bir hayli fazla…

Konuta erişim geçmişe göre çok zorlaştı…

-*-*-

Elbette Londra veya başka bölgelerde farklı sıkıntılar olabilir ama birçok küçük iş yeri sahibi ya da işletmecisi, pandemi öncesindeki “ekonomik durumu” özler durumda…

Ve evet, geçmişe göre tatile gidişler de azaldı…

-*-*-

Başkasının sıkıntısını görmeyen, kendi sıkıntısını “büyük” sanır gibi bir şey… (KKTC’den şikayet eden benim gibileredir bu mesaj tabii ki… Başka yerleri sorunsuz sanmayalım ama bu, bazı şeyleri düzeltmeyelim anlamına gelmemeli…)

-*-*-

Haaa, tekrar edeyim, daha temiz, daha düzenli, yemyeşil bir doğa, hayvancılık, atlar, koyunlar, inekler… Manzara çok rahatlatıcı…

Ve İngiltere, sanayideki gelişmişliğine rağmen, hala dev bir tarım ülkesi…

-*-*-

Hava soğuk, kapalı…

Yağmurlu…

Ama bu yıl, her zamankinden daha sıcak geçmiş yaz…

Hava son bir hafta içinde soğumuş…

Akşamları sıcaklık 2 dereceye kadar düşebiliyor…

Peterborough Katderali… Görkemli bir yapı… Bölgede Roma döneminden kalıntılar var… Buraya 600’lü yıllara doğru bir manastır inşa edildi… Akabinde Viking saldırısı ile yakıldı… Sonra başka bir manastır yapıldı… 1116 yılında yangın çıktı ve tüm bina yanında kasabanın yarısı da yandı…  Ve o yangın günlerinde, İngiltere’de “Anglo-Sakson Chronicle” adlı bir gazete yayınlanıyordu… Bu gazetenin önemli bir bölümü de manastırda hazırlanıyordu… Ve yangından sonra 1118 yılında mevcut katedral binasının yapımına başlandı. Yeni manastır ve katedral 1238'de kutsandı ve binanın yapısı tamamlandı… Çok ilginçtir, bu katedralin orijinal ahşap tavanı hala varlığını sürdürüyor… İngiltere’de türünün tek örneği ve 1230 ile 1250 yılları arasında tamamlanan ve o döneme ait tüm Avrupa'da ayakta kalan dört ahşap tavandan biri. Şimdiye kadar iki kez boyandı, ancak orijinal stilini ve desenini korudu… Ve tüm bu ya da buna benzer bilgiler kayıtlı… Tekrar edeyim, katedralin yapımına başlandığı 905 yıl önce, buralarda gazete yayınlanıyordu…