1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Katliamda öldürülen 14 çocuk bugün defnedilecek...
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Katliamda öldürülen 14 çocuk bugün defnedilecek...

A+A-

1974’te EOKA-B’cilerin gerçekleştirdiği Muratağa-Sandallar katliamıyla ilgili olarak Kayıplar Komitesi’nin Muratağa’da yürüttüğü kazılarda bulunarak DNA testleri aracılığıyla kimlikleri tespit edilen yedisi kız, yedisi erkek 14 çocuk, 26 Aralık 2020 Cumartesi günü yani bugün sabah saat 10.00’da düzenlenecek törenle, Muratağa-Sandallar Şehitliği’nde toprağa verilecekler...

 

EN KÜÇÜKLERİ DÖRT AYLIK...

Katliamda öldürülen 14 çocuk defnedilecek. Çocukların en küçükleri dört ve altı aylık, en büyükleri ise 15 yaşında...

26 Aralık 2020 Cumartesi günü defnedilecek olan en küçük çocuk dört aylık Hayriye Arif... Henüz altı aylık bir bebekken EOKA-B’ciler tarafından katledilen Zehra Bayram da DNA testleriyle kimliklendirilerek defnedilecekler arasında bulunuyor... 3 yaşındaki Mustafa Bayram, 6 yaşındaki Ayşe Bayram, 6-7 yaşlarındaki Yüksel Arif, 9 yaşındaki Eren Bayram, 9-10 yaşlarındaki Göksel Arif, 10 yaşındaki Aziz Fikri, 10 yaşındaki Sevgi Hasan, 10-11 yaşlarındaki Havva Süleyman, 11 yaşındaki Halil Bayram, 12 yaşındaki Aliye Süleyman ve 15-16 yaşlarındaki Ayşe Hasan, 26 Aralık 2020 Cumartesi günü Muratağa’da defnedilecek çocuklar...

Ailelerinin ve toplumumuzun acısını paylaşıyoruz...

sayfa-13.jpg


“21 Aralık üzerine...”

Mustafa Özbilgehan

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasının ertesinde baş gösteren iki toplum arasındaki problemlerin bir silahlı çatışmaya dönüşmesi beklenmedik bir hadise miydi tartışılır. O günlerde gerçekte ne olduğu, motivasyonların ne olduğu, kimin kimi vurduğu tartışılır. Kimin nerede, hangi mezarda gömülü olduğu dahi tartışılır. Ancak tartışılamayacak tek şey ölümün varlığıdır. Toplumlararası olaylarda 1950’li yıllardan bu yanı binlerce insan hayatını kaybetmiştir.

Tüm bu olaylarda adamızın her tarafındaki insanlardan birçoğunun ailesinden kayıplar yaşanmıştır. Şehit çocuğu, şehit torunu olmak ve bunun getirdiği travmalarla büyümek ister istemez birçok kişinin hayatını daha sonrasında ciddi şekilde şekillendirmiştir. Bu durumun yükü kişilerin ve de halkın omuzlarında olmaya devam etmiştir. Adanın her tarafında ve hatta dışında başta politik olmak üzere çeşitli çıkarların peşinde olan birtakım çevreler bu hissiyatları sömürmek için çeşitli manipülasyonlara girişmiştir.

Bugün, tüm bu zamanlardan farksız değildir. Özellikle bu acılara ancak uzaktan seyirci olanlar ile bu acılara tamamen yabancılar bizleri maniple etme gayretinden geride durmamaktadır. Kendi politik çıkarları için bir çatışma ortamı yaratanlar, bunun bedelini kendi canları ile ödemeyeceğinden dolayı oldukça rahattır. Buna kendi çıkarları için çanak tutan adadaki iş birlikçiler ise toplumlarına karşı suçların en büyüğünü işleseler de yarattıkları sahte milliyetçilik maskelerinin ardında korunmaya devam etmektedir.

Bir sıcak çatışmanın yarın bu adada da olmayacağının garantisini kim verebilir? Uzaktan kumanda ile bir anda sınır tellerine her iki taraftan yığılan onlarca iradesi çürümüş zat gibi uzaktan kumanda ile bir sıcak çatışma için kıvılcım çakacak birilerinin hazırda beklemediğini mi sanıyoruz? Teknolojinin bu denli gelişmesini yanlış yorumlayıp çok yakın coğrafyalarda vuku bulan vahşetin saatler içerisinde bu adada da gerçekleşme ihtimalini nasıl göz ardı ediyoruz?

Savaş dediğimiz şey 1963’te ya da 1974’te ne kadar gerçekse bizim için de bugün bir o kadar gerçektir. Gerginliği arttırmak için ellerinden geleni yapanlar ve buna çanak tutanlar ise bunun farkında olarak birebir hepimizi tehlikeye atmaktadırlar. İnceldiği yerden koptuğunda saraylarının ve ordularının kendilerini koruyacağını düşünenler tabii ki sarayları olmayanları ya ordularının içinde ya da ordularının dışında ne beklediğini umursamayacaktır.

Ayvasıl’da, Gaymaklı’da, Aşa’da, Çatoz’da ve daha nice köyümüzde iki toplumdan öldürülen onlarca insanı saygıyla anarken, tek dileğimiz onların arasına yeni kayıpları eklememek olmalıdır.

Sığınacağımız tek liman barıştır. Barışın yolu da diyalogdur. Bir arada yaşamı benimsenmedir.

Çocuklarımıza ve torunlarımıza travmaları değil barışı ve kardeşliği miras bırakmak için…

(TABELLA – Mustafa ÖZBİLGEHAN – 21.12.2020)


“Bir tutam yaşam: Özer Komando, bir futbol efsanesi...”

Ertanç HİDAYETTİN

Futbol birçoklarιmιz için büyük bir tutkudur. Ne kadar da ünlü Liverpool Antröneri Bill Shanklynin “Futbol bir ölüm kalιm meselesi değildir, ondan daha da önemlidir” sözünü savunan fanatiklerin sayιsι pek fazla değilse, birçoklarιmιz futbol hastasιyιz.

Özellikle pek fazla alternatif eğlencenin olmadιğι günlerde futbola adeta bir cankurtaran simidi gibi sarιldιk biz Kιbrιslι Türkler. Önceleri Taksim Sahasι, sonra ise Yusuf Kaptan Sahasι özellikle erkeklerin (Limasol kadιnlarι haricinde!) stres atmak için koştuğu yerler oldu bir zamanlar. Bahsettiğim yιllar, daha çok benim hatιrladιğιm 1960’lι yιllar. Çetinkaya’nιn, Yenicami Ağdelen Kulübü’nün, Doğan Türk Birliği’nin, Mağusa Türk Gücü’nün, Küçük Kaymaklı’nın fιrtιna gibi estiği yιllar.

İşte bugünkü ‘Bir Tutam Yaşam’ sayfasιnιn konuğu futbol deyince biz Kιbrιslιlar’ιn ilk aklιmιza gelen isimlerden: Özer Komando.

Özer Komando’nun bu ülkede yaşadιğιnι biliyordum. Bu diziyi başlattιğιmda aklιma ilk gelen isimlerdendi. Ama ona ulaşmama once Özer Komando ile futbol sahalarιnι paylaşan yetenekli futbolcu Eray’ιn kardeşi sevgili Hasan Hastürer, sonra da onun hakkιnda “Özer Komando Efsanesi” isimli kitabι yazan oğlu Levent Dirençay sebeb oldu. Her ikisine de bu satιrlardan teşekkür ederim.

Özer Komando 29 Ocak 1939 yιlιnda Lefkoşa’da dünyaya gelir. O zamanlar annesi Şifa Hanιm ve babasι Tenekeci Mehmet şimdiki Cumhurbaşkanlιğι Sarayι’nın bulunduğu Silihtar bolgesinde yaşιyorlardι. Evlerinin Çetinkaya Kulübü’ne yakιn olmasι ve babasι ve diğer akrabalarιnιn koyu Çetinkaya taraftarι olmalarι ona hem futbol sevgisinin aşιlanmasι, hem de ilerideki Çetinkaya serüveninin başlamasι için zemin hazιrlar.

Eğitim hayatι Yenicami İlkokukulu’nda başlar küçük Özer’in. Onu takiben Haydarpaşa İlkokulu’nda, sonra da Bayraktar Ortaokulu’nda okur. Gönlüne henüz çok küçükken futbolcu olma arzusu yerleşir. Küçük yaşta İpçi Hisarι’nιn altιndaki sahada annesinin kendisi için yaptιğι “çapιt toplarla” günleri futbol oynamakla geçer. Bir gün coğrafya öğretmeni ile çekişir ve okuldan ayrιlarak eve gider. Babasιna artιk okula gitmek istemediğini söyler. Onun meslek olarak makinistliğe özentisi vardιr. Ama annesi ona her gün yağlarιn içinde eve gelmesine tahammülü olmadığιnι söyler ve dayιsιnιn yanιna “bandoflacιlιk”, (terlik yapma) sanatιnι öğrenmeye gönderilir.

Özer Komando 1954 yιlιnda Kιbrιs Futbol Federasyonuna (KOP) bağlι Çetinkaya Futbol Kulübü’nün genç takιmιnda antremanlara başlar. O yιl KOP tarafιndan düzenlenen gençlik turnuvasιnda beğeni kazanιr. O yιllar EOKA’nιn İngilizlere karşι başlattιğι Enosis’in kιzιşmaya başladιğι vahim yιllardι. Nitekim Çetinkaya da bundan nasibini alιr ve KOP’dan atιlιr. 1955 yιlιnda Rumlar sahalara kilit vurur ve Çetinkaya ile ilişkiler tamamen kopartιlιr.

Dayιsιnιn yanιnda iki yιl çalιştιktan sonra 16, 17 yaşlarιnda İngiliz idaresinde Oksilari (Auxiliary) Polis yazιlιr Özer Komando. 1955 yιlι sonlarιnda da komandoluğa yazιlιr ve aralarιnda Ali Karayel, Lefkeli Leyla, Ali Denizer, Hüseyin Pof da olan Kιbrιslι Türk Komandolarι’ndan oluşan “Mobile Reserve” takιmιnda futbol serüveni başlar. Bu takιmιn kuruluşuna önayak olan kişinin babamιn polislik devresinde yιllarca Lefke’de Polis Komiserliği yapmιş olan rahmetlik Kavaz Efendi’nin olduğunu böylelikle öğrenmiş oldum. Bu takιmda kaptanlιk mertebesine erişen Özer Komando artιk Kιbrιs’ιn hatιrι sayιlιr futbol yeteklerindendir. Mobile Reserve Kιbrιs çapιndaki asker ve polis takιmlarιndan oluşan bir ligde 3 yιl üstüste şampiyon olur. Bu arada Çetinkaya ile de ilişkisini kesmiş değildir Özer Komando. İngilizlerin adadan ayrιlmasi ile komandoluk sona erince bir yιl Türk Cemaat polisliği yapar ve artιk sadece Çetinkaya’da futbol oynar.

Ancak polislik zor meslektir. Futbol hayatιnι etkilemeye başlayιnca kulübünün kendisine başka iş bulacağι sözü üzerine polisliği bιrakιr. Ama bir yιl kadar işsiz kalιr ve zor günler yaşar. Bu yιl içerisinde Mağusa Türk Gücü ona cazip bir teklif yapar. Ancak babasι Tenekeci Mehmet hemen Dr. Küçüğe koşar. Rahmetlik ona “Nere gidecen be belânι versin” der ve MTG’ne gitmesi önlenir. Dr. Küçük onun için Lefkoşa Havaalanında bir güvenlik memuru işi ayarlar. Toplumlararasι çatιşmalarιn başladιğι 1963 yιlιna kadar orada çalιşιr.

Özer Komando’nun futbol hayatι hakkιnda futbolseverlerin geniş bilgisi vardιr. Futbolu bιrakιp İngiltere’ye geldiği 1969 yιlιna kadar ilk Çetinkaya’da, sonralarι Küçük Kaymaklι takιmlarιnda, çatιşmalarιn çιkmasι ve ligin iptal edilmesi ile de birkaç yerel takιmda büyük bir üne sahip olur. Kornerden defalarca gol atabilen, oyuncularι çalιmlayιp geçme yeteneği, frikik çekme yeteneği çok gelişmiş bir futbolcu olan Özer Komando futbolseverlere heyecanlι anιlar yaşatιr yιllarca. Tek kusurunun aşιrι sinirli olduğunu kendisi de kabul eder. Yusuf Kaptan Sahasι’ndaki bir maçta hakemin birini yumruklayιp kιrmιzι kart aldιğιnι anιmsarιm. Futbol hayatι boyunca Özer Komando Türkiye’nin çeşitli bölgelerine ve İsrail’e gidip futbol oynar ve futbolseverlerin büyük beğenisini kazanιr. Rum takιmlarι da dahil birçok kulüpten kendisine teklif gelir ama ya babasι ya Çetinkaya yetkilileri ya da o zamanki siyasi liderlik daima onun Çetinkaya’dan ayrιlmasιnι önler. Ta ki Küçük Kaymaklι külübüne olaylι transferine kadar.

Geçenlerde ilk gözağrιsι Çetinkaya ile Luton Town arasιnda son anda oynanmasι önlenen maç hakkιnda da konuştuk. Tabii ki bu olaya herkes gibi o da üzülüp kιzdι. Ama en azιndan sportif ve sosyal alanlarda amborgalarιn kaldιrιlmasι için gelmiş geçmiş hükümetlerin yeterince çalιşmadιklarιnι da vurgulamaktan geri kalmadι. Sporda uygulanan amborgonun ülkemizdeki futbolu çok kötü bir şekilde etkiledigini savunuyor Özer Komando. Futbol seyretmeye gittiğinde yirmi otuz kişilik küçük seyirci kitleleri görmek onu son derece üzüyor. Birkaç ay önce KOP’un düzenlediği ve FIFA Başkanι Platini’nin de bulunduğu bir resepsiyona Çetinkaya da davet edilmişti. Çetinkaya Başkanι KOP tarafιndan kendilerine verilen plaketi Platini’ye iade etmiş ve Rumlarιn Kιbrιslι Türklere uyguladığι spor ambargosunu böylelikle protesto etmişti. Eski takιmιnιn bu hareketi Özer Komando’yu epeyce gururlandιrmιş.

Özer Komando’ya ilk sorum şu olmuştu: Özer Komado’yu nasιl tanιmlarsιnιz? Kimdir Özer Komando? Verdigi cevapda doğal olarak futbolu öne çιkardι. Ama bunun yanιsιra vatanιnι seven bir milliyetçi, herkese iyilik yapmayι seven, “cebinde iki kuruş olsa yoksul birisine veren” bir iyiliksever olarak da tanιmladι. Oğlu ile yazdιğι kitabι Mete Adanιr Vakfι’na bağιşlamasι bunun çok iyi bir göstergesi. Mete Adanιr gencecik bir yaşta Türkiye’de başarιlι bir futbolcu iken bir kazaya kurban giderek aramιzdan ayrιlan çok yetenekli bir futbolcumuz idi.

Özer Komando çatιşmalarιn çιkmasι ile bir TMT mensubu olarak önemli görevler yerine getirir. 1963 yιlιnda Küçük Kaymaklι’da mermileri bitene kadar çarpιşanlar arasιnda idi o. Ondan sonra Hamitköy, Çağlayan bölgesindeki polis evleri ve Köşklüçiftlik bölgelerinde üst kademede mücahitlik ve TMT görevleri üstlenir.

En son görev yaptιğι Köşklüçiftlik bölgesinden ayrιlιr ve sivil hayata geçer. Bu zaman zarfιnda Kιbrιs Türk Ligi tekrar başladιğι için Küçük Kaymaklι’da futbol hayatι devam eder. Ama yιllar süren futbol hayatι dizlerini etkilemiştir. Üstelik savaş yιllarιnda tanιk olduğu şeyler zaten asabi olan mizacιnι daha da pekiştirmişti. Arkadaşlarιnιn ısrarι üzerine beş altι ay Elektrik Dairesi’nde çalιştιktan sonra 1969 yιlιnda İngiltere’ye akrabalarιnιn yanιna gelir.

İlk çalιştιğι yer bir pirinç fabrikasι olur Özer Komando’nun. Bunu çeşitli fabrikalar takip eder. En son, arkadaşι Tuncel Nalbantoğlu’nun başlattιğι Vatan Catering et firmasιnda 20 yιl genel müdürlük yaptιktan sonra emekliye ayrιlιr. Bu ülkeye geldiği ilk zamanlardan itibaren de toplum işleri ile uğraşmaktan, toplumu için elinden geldiği kadar yararlι işler yapmaktan geri kalmaz. O zamanki Temsilci Faik Müftüzade ile birlikte ikiye bölünmüş Futbol Federasyonu’nu birleştirmeye çalιşιr. Daha sonralarι ise Mustafa Kemal Derneği’nde uğraş verir. Özer Komando dobracι birisidir. Hiçbirzaman düşündüğünü söylemekten çekinen biri olmamιştιr. O, zor günlerde orada burada saklanιp sonralarι etrafta horozlanan sahte milliyetçilerden değil. En büyük üzüntüsü toplumun Kιbrιs konusunda tek sesliliği sağlayamamιş olmasιdιr. Kişilerin kendi menfaatlerini daima ön plana çιkarmalarι yüzünden gittikçe toplum işlerinden uzaklaşιr.

Özer Komando şu an Oxford’a yakιn şirin bir kasaba olan Maidenhead’de 1972 yιlιnda evlendigi Galli ikinci eşi ile çok mutlu bir yaşam sürmektedir. İlk evliliğinden 4, ikinci evliliğinden 1 çocuğu bulunmaktadιr.. İlerlemiş yaşιna rağmen dinamizmini, spor tutkusunu kaybetmemiştir. Haftada en az iki kez yüzmeye devam etmekte, her gün de en az üç mil yürüyüş yapmaktadιr.

Bizlere oynadιğι futbolla çok zevkli, heyecanlι anιlar yaşatan Özer Komando’ya sağlιklι, mutlu bir yaşam dileğimi eminim hepiniz paylaşacaksιnιz değerli okurlar.

(EURO GENÇ TV – Ertanç HİDAYETTİN – 15.12.2020)

PAZARTESİ DEVAM EDECEK

Bu yazı toplam 1830 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar