Kıbrıs Barış Konseyi’nin 2022 Barış Ödülleri verildi. Kıbrıs’ın güneyinde Kıbrıs Gazeteciler Birliği lokalinde düzenlenen dokunaklı törende, katliamların yeniden yaşanmaması için barış mesajı verildi...

Kıbrıs Barış Konseyi’nin 2022 Barış Ödülleri, Palekitre katliamında tüm ailesini kaybeden Yorgos Lisasi’ye, aynı katliamda ailesini yitiren Petros Suppuris’e, Dohni katliamında vurulan ama sağ kurtulan Suat Kafadar’a ve Muratağa-Sandallar katliamında bütün ailesini kaybeden Hüseyin Rüstem Akansoy’a verildi. Yorgos Liasi, Petros Suppuris ve Suat Kafadar, bu katliamlar esnasında vurulmuşlar ve öldü diye bırakılmışlardı fakat onlar hayatta kalarak yaşananları dünyaya duyurmayı başarmışlardı...

Ödüle layık görülen Liasi, Suppuris, Kafadar ve Akansoy, yaşamış oldukları korkunç trajediye karşın hiçbir zaman yaşadıkları acıyı milliyetçi bir zehire dönüştürmemiş ve her zaman adada barış için uğraş vermiş bulunuyorlar...

Kıbrıs Barış Konseyi’nin ödülle ilgili açıklamasında da şöyle denilmişti:

“1974'ün trajik olaylarının üzerinden neredeyse yarım yüzyıl geçti ve trajedinin son bulması her zamankinden daha uzak görünüyor. İki toplum arasında uzlaşı ve dostluk geleceğin Kıbrıs'ı için temel taşı olmaya devam ediyor.

Bugün 1974’ün ateşler içerisindeki Ağustos'unu kendileri yanmadan geçiren dört kişiyi saygıyla onurlandırıyoruz. Onlar ellerine hiç silah almadan, kimseyi öldürmeden savaşı kazandılar. Gözlerinin önünde sevdiklerini yitirdiler. Buna hangi yürek dayanabilir?

Yorgos Liasis, Petros Supuris, Hüseyin Akansoy ve Suat Kafadar gerçek kahramanlardır, bizim kahramanlarımızdır. Onlar trajik yaşanmışlıklarını karşılıklı anlayış ve işbirliği mesajlarına dönüştürdüler. Onların hikayeleri nefrete karşı siper oldu. Bu nedenle onları onurlandırıyoruz ve kendilerine teşekkür ediyoruz.”

Törende Kıbrıs Gazeteciler Birliği Başkanı Yorgos Frangos, Kıbrıs Barış Konseyi Başkanı Tasos Kosteas, Dünya Barış Konseyi Başkanı Pallab Sengupta birer konuşma yaptılar, şair Neşe Yaşın da ödülün gerekçelerini aktardı. Gecenin sunuculuğunu Hatice Kerlo ve Konstantinos Konstantinu yaparken, İki Toplumlu Koro “Lena Melanidou” da barış için şarkı söyledi. Gecede ödül alanlar adına bir konuşma yapan George Liasi de barış mesaj verdi... Petros Suppuris bir pilot eğitmeni olarak yurtdışında bulunduğundan, ödülünü onun adına eşi Eleni Suppuris aldı.

Biz de bu dört Kıbrıslı barışseveri, barış öncüsünü YENİDÜZEN olarak yürekten kutluyoruz...

TASOS KOSTEAS’IN SÖYLEDİKLERİ...

Barış Ödülleri Töreninde Kıbrıs Barış Konseyi Başkanı Tasos Kosteas ise yaptığı konuşmada şöyle dedi:

“Değerli davetliler, sevgili dostlar,

Bugün dört Kıbrıslıyı savaşta yaşadıklarından ve barışta inşa ettiklerinden dolayı onurlandırıyoruz. Suat Kafadar, Hüseyin Akansoy, Petros Supuris ve Yorgos Liasis. Her insanın içinde büyük bir içsel güç, doğal bir erdem, iyiyi kötüden ayıran çizgiyi aydınlatan sönmez bir alev olmalıdır. 1974'ün dramatik yaşanmışlıklarına rağmen, bu dört yurttaşımız bu yolu izlediler. Onların ortaya koydukları örnek tutumları canlı olmaya ve milliyetçi nefretin yol açtığı yıkımlara rağmen, iki toplum arasında uzlaşı ve işbirliğinin her seferinde yeşereceğine dair bize umut vermeye devam ediyor.

Kıbrıs Barış Konseyi olarak bugün Yorgos, Petros, Hüseyin ve Suat’ın şahsında bu örneği ödüllendiriyoruz. Onlara minnettarız, çünkü onlar yaşadıklarını Kıbrıs'ta ve yurtdışında birçok kişiye anlattılar ve öğrettiler, çünkü onların gerçekleri resmi anlatılardaki gerçeklerden, medyada sunulan gerçeklerden farklı.

Neredeyse yarım asır sonra, Kıbrıs sorunu halkımız ve tüm bölge için açık bir yara olmaya devam ediyor. Daha fazla militarizasyon, aşırı savaş retoriği, diyalog eksikliği sorunu büyütüyor ve Yeşil Hat insanların, özellikle de genç neslin zihninde yer ederek, genişleyip gidiyor. Durum, insanların ayrımcılık, dışlanma ve tecrit koşullarında yaşadığı ve evlerinden, yerlerinden sürüldüğü Filistin'de; ülkenin parçalandığı ve enerji zenginliğinin yağmalandığı Suriye'de ve daha geniş bölgemizde olduğu gibi maalesef hayal kırıklığına sebep oluyor.

Barışa karşı günümüzün kâbusu Avrupa'daki savaştır; Rusya'nın Ukrayna’da sürdürdüğü işgalidir. İşgal altındaki bölgelerin ilhak edilmesi tehdidi ve su, elektrik ve ısıtma sistemi gibi sivil halk açısından hayati altyapıların tahrip edilmesi başta çocuklar ve yaşlılar olmak üzere milyonlarca insanın hayatını tehdit ediyor ve öngörülemeyen sonuçlarla uluslararası hukukun bariz bir biçimde ihlalini teşkil ediyor. Bu tarif edilemez ve tamamen anlamsız trajediye hiç kimse göz yumamaz.

Dünya nüfusunun %10'unun gezegenin üretim ve enerji kaynaklarının %50'den fazlasını tükettiği bir dünyada yaşıyoruz. Ve aynı zamanda ve daha da ürkütücü olan şey de Batı ülkelerinin 800 milyon vatandaşının sadece %5'inin dünya servetinin %80'ine sahip olmasıdır. Geriye kalan 7 milyar 200 milyon insan, arta kalanlarla ve genellikle siyasi kısıtlamalar altında yaşamak zorunda kalıyor. Yararlandıkları enerji yüzlerce kat daha düşük, maddi olanakları bizim yaşam standardımıza asla yaklaşamayacak düzeyde olmaya devam ediyor. Akdeniz'i ya da ABD sınırlarının aşılamaz engellerini geçmek için binlerce kişinin çok tehlikeli yolculuklara çıkmasına hiç şaşırmayalım.

Gezegenin sürüklendiği tarihsel kırılma noktasında, dünyamızda güvenli bir yaşamın devam etmesinin yolu kaotik ekonomik yayılmadan değil, istikrarlı sosyal adaletten; kontrolsüz büyümeden değil, sürdürülebilir kalkınmadan, şovenizmden değil, uluslararası dayanışmadan, savaştan değil, barıştan geçmektedir.

Kıbrıs Barış Ödülü büyük kişisel bedeller ödeme pahasına barışı ve yeniden yakınlaşmayı daha da yükseğe çıkaran ve bu ödülü gerçekten hak eden dört insanımıza veriliyor. Suat Kafadar, Petros Suppuris, Hüseyin Akansoy ve Yorgos Liasis ortak vatan için referans noktalarıdır. Onlar hiç savaşmamış, ellerine silah almamış ve kimseyi öldürmemiş kahraman figürlerdir. Onlar engelleri, güçlükleri bir kenara itip, geleceğin yollarını açtılar ve bizden geleceğe doğru ilerlememizi istiyorlar. Onlar dikenli telleri delip geçmiş ve şu sözleri sesleri ile pratiğe dökmüştürler. Kıbrıs'ta barış engellenemez!”

FRANGOS’UN KONUŞMASI...

Kıbrıs Barış Konseyi’nin etkinliğinde Kıbrıs Gazeteciler Birliği Başkanı Yorgos Fragos yaptığı konuşmada şöyle dedi:

“Sayın davetliler,

Sevgili dostlar,

Barış için mücadelede yol arkadaşlarımız,

Bu akşam Gazeteciler Birliği’nin binasında gerçekleştirilen bu etkinliğe Birliğimiz adına hepinize hoş geldiniz demek benim için büyük bir onur ve aynı zamanda büyük bir mutluluktur. Barış gazeteciliği Kıbrıslıtürk gazeteci meslektaşlarımız, dostlarımız ve yurttaşlarımızla uzun yıllardır özveriyle, azimle, özveriyle birlikte hizmet ettiğimiz Birliğimizin büyük vizyonlarından biridir. Bu nedenle, barışa hizmet edenler bizim için çok değerli dostlar, yol arkadaşları ve ortak mücadele arkadaşlarıdır. Ancak Kıbrıs Barış Konseyi olarak siz sadece ülkemizde değil, tüm dünyada barış mücadelesinde sadece ortak mücadele arkadaşlarımız değil, bu mücadelenin öncüsüsünüz.

Barış için mücadele her şeyden önce vizyon, kalbin sıcaklığı, manevi irade ve savaşma cesareti gerektirir. Kıbrıs Barış Konseyi bunların tümüne sahip olduğunu onlarca yıldır sürdürdüğü mücadeleleriyle kanıtlamıştır. Tabii ki Kıbrıs Barış Konseyi (KBK) kendi kendini aşma büyüklüğüne de sahiptir. Barışa ulaşma ancak kalıcı ve sürekli bir biçimde kendi kendini de aşmayla mümkün olduğuna göre, KBK tüm bunlara sahip olmaz?

Bu akşam KBK tarafından onurlandırılacak olan Yorgos Liasis, Petros Suppuris, Suat Kafadar ve Hüseyin Akansoy insan ruhunun muhteşemliğini fazlasıyla göstermiş insanlardır. Kendi yakınlarının, insanlarının dökülen kanı onları kin ve öfkeyle kör etmemiş, bilakis onların yüreklerini ısıtmış ve onları tamamen insani evrensel idealler ve vizyonlarla donatmıştır.

İşte bu akşam, Kıbrıs'ı bir bütün olarak gören ve hepimizin de öyle görmemiz ve bu uğurda mücadele etmemiz gereken Kıbrıs’ımızı barış içerisinde müreffeh bir vatan olarak görmeyi arzulayan dört yurttaşımızın büyük insanlığını onurlandırıyoruz. Bu insani muhteşemliği onurlandırıyoruz.”

(Fotoğraflar Andreas Maras ve Tasos Kosteas’tan alınmıştır... Konuşma metinleri için çok değerli arkadaşımız Hatice Kerlo’ya çok teşekkürler...)