Kaybettiğimiz Kıbrıslırum arkadaşlar 2
Sonra birgün Kuzey’de Birlik Gazetesi bana karşı, küçük Rum ve Türk çocuklarını mektuplaştırıyorum diye saldırılar başlatmıştı . Ama ilginç olanı da bu sırada Yiolanda’ya ve Bayan Argiru’ya karşı saldırılar da “Selides” diye bir sağcı faşist dergiden gelmeye başladı. Hem Güney’den hem de Kuzey’den sağcı faşistler bize karşı saldırıya geçmişlerdi. Ama yılmadık ve bu bu projemize 2003 yılına kadar devam ettik.
Sonra Yiolanda’dan bir müddet haber alamadım. Sanırım 1997 veya 1998 yıllarıydı. Onu aradığımda da bana kaza geçirdiğini ve aylarca yoğun bakımda kaldığını söylemişlerdi. Bir tankerin altına arabasını sürmüş ve yanarak intihar etmişti ama daha sonra kurtulmuştu. Söylediklerine göre kocasının bir kadınla teması vardı ve kadından da 14 yaşlarında bir kız çocuğu vardı. Bunları duyan Yiolanda, çılgına dönerek arabasıyla bir tankerin altına girerek hayatına son vermek istemişti. Uzun bir müdetten sonra ona gene bir toplantıda rastladım. 2000’li yılların ortalarıydı herhalde. Tanıdığım Yiolanda değildi. Öğretmenlikten Eğitim bakanlığına alındığını söylediler bana. Öyle biliyordum ama Yiolanda dediğim gibi farklıydı artık. Donuktu. Soluk yüzlüydü ve gülümsemiyordu . Ağzından da tek tük laflar çıkmaktaydı. Sanırım kişileri de hemen hatırlamıyor ve aradan zaman geçtikten sonra anımsıyordu. Asık yüzünden mutsuz olduğu anlaşılıyordu Yiolanda’nın.Mutsuzluğu yüzünden okunmaktaydı. Ondan uzun süre haber alamadım ama bazı arkadaşlara sorduğumda kısa yanıtlar aldım. Çok uzun bir zaman daha geçmişti ki geçen haftalarda bir konferansta Bayan Argiru’ya rastladım ve ona Yiolanda’yı sordum. “Duymadın mı? “ diye sordu. “Ne oldu? Duymadım” dedim. “Yiolanda üç yıl önce intihar etti ve onu gömdük “ dedi. Kafamdan aşağıya soğuk sular dökülmüştü. Oysa her gördüğüm Kıbrıslırum arkadaşıma muhakkak Yiolanda gibi arkadaşların yaptıklarından dolayı bir ödül almalarını talep etmekte ve bunu yaparsak moralmen kaybettiğimiz bu arkadaşları kazanabileceğimize inanmaktaydım. Galiba onların da çoğu Yiolanda’nın başına gelenlerden habersizdiler.
Onun barışa ve bize katkılarını nasıl unutabilirdim ki? Her ne yapmışsak onun da yardımları ve katkıları vardı başarılarımızda. Hatta barikatların açılmasında bile…
En son yitirdiklerimizden biri de Jus Bayada’ydı. Onu 1975 yılında Spiros Handjigiorgiyou, bir de sosyal yardım dairesinden bir beyle birlikte, Baf’ta bizim evde babamı ziyarete geldiklerinde tanımıştım. Üçü de Yeni Kıbrıslılar Örgütü’ne üyeydiler. Orada Jus Bayada, Mağusalı olduğunu ve her gün sınıra giderek evini seyrettiğini, hatta evini de askerlerin yaktığından bahsetmişti. Daha sonra Alper Susuzlu ve Mehmet Ulubatlı’nın 1988 yılında ürettikleri, 11 metrelik 3572 mil kare resmini, BM Kıbrıs temsilcisi Oscar Camillion’a verilen bu resmin sergilenmesi için 1989 yılındaki bir toplantıda onunla karşılaşmış ve kendisi de bu resmin sergilenmesi için bize yardımcı olmuştu. Jus Bayada ile birçok kez karşılaştım. Birçok etkinlikte onunla karşılaşırken , Baf’tan Panayalı olan hanımı, eski sendikacı Kleopatra Bayada ile birlikte beraber olduk. Onun birçok kez sol kesimlere maddi yardımlarda bulunduğunu da biliyordum. Gene Pile’deki etkinliklerimizde de devamlı bulundu Jus Bayada. Bizi hiç yalnız bırakmadı. 2003 yılında ilk ortak 1 Mayıs Mitinginden sonra beni ve Kıbrıslıtürk arkadaşları evine yemeğe davet edişini de unutmadım. Son zamanlara kadar birlikte buluştuk Bayadalarla. Bu arada gene birkaç kez bizi Aynapa’daki evine yaz aylarında düzenledikleri yemekli toplantılara davet ettiler. Geçenlerde onun da hayata gözlerini kapadığını duyunca şoke oldum. Üzüldüm. Dün de sosyal medyada Gina Chappa arkadaştan gelen mesajda küllerinin Greko burnuna barış için serpildiğini okudum.
Tüm kaybettiğimiz değerli Kıbrıslırum arkadaşlarımıza, kardeşlerimize, Mihail Kirliçça’ya, Vartan Malian amcaya, Yiolanda’ya ve Jus Bayada’ya elveda- hoşçakalın diyorum. Barış için heykelleri dikilmesi gereken arkadaşlarımızdınız siz. Sizleri nasıl unuturuz ki? Hoşçakalın sevgili kardeşler, hoşçakalın sevgili arkadaşlar, sevgili yoldaşlar… Bir gün Kıbrıs’a barış ve çözüm geldiğinde hep sizi anacağız. Yaptıklarınızı unutumayacağız. Hoşçakalın…
(YENİÇAĞ – Ulus IRKAD – 13.3.2016)