1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Kayıp” Halil Ziya Desteban için cenaze töreni yarın Mormenekşe’de yapılacak…
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Kayıp” Halil Ziya Desteban için cenaze töreni yarın Mormenekşe’de yapılacak…

A+A-

17 Mayıs 1964’te Pervolya’da (Bahçalar) “kayıp” edilmişti…

 

17 Mayıs 1964’te Pervolya’da (Bahçalar) bazı Kıbrıslırumlar’ın kurmuş olduğu pusuya düşürülerek öldürülen ve “kayıp” edilen Halil Ziya Desteban’dan geride kalanlar, yarım yüzyılı aşkın bir süreden sonra en nihayet ailesine kavuşuyor: “Kayıp” Halil Ziya Desteban için yarın (31 Ekim 2017) Mormenekşe’de (Limnya) askeri bir cenaze töreni düzenlenecek ve ailesi tarafından toprağa verilecek.  Önce Mormenekşe camisinde saat 10.00’da kılınacak cenaze namazı ardından “kayıp” Halil Ziya Desteban Mormenekşe mezarlığına askeri törenle defnedilecek…

YARIM YÜZYILDIR BİR SU KANALINDAYDI…

Pervolya’da arabasıyla yolda giderken, “Muhammed’in Bahçesi” diye bilinen noktaya aracını sürmeye zorlanan ve burada öldürülen Halil Ziya Desteban, daha sonra Çite’de (Kiti) bir su kanalına gömülmüş ve yarım yüzyıl boyunca bu su kanalında yatmıştı…

“Kayıp” Halil Ziya Desteban için ailesi çok çaba harcamış, biz de YENİDÜZEN olarak bu sayfalarda “kayıp” Desteban için geniş yayın yapmış, yazılarımız POLİTİS gazetesinde de yayımlanmış, defalarca Pervolya-Çite köylerine giderek, bu trajik olayla ilgili araştırma yapmış, ayrıntıları öğrenmeye çalışmış ve Kıbrıslırum okurlarımıza da bildiklerini paylaşmaları için çağrılarda bulunmuştuk. Pervolya’ya birkaç kez Kayıplar Komitesi yetkilileriyle de araştırma yapmak üzere gitmiştik. Topladığımız bilgileri bu sayfalarda okurlarımızla ve Kayıplar Komitesi’yle de paylaşmıştık. İsveç’ten okurumuz Tommy Nilsson,  Birleşmiş Milletler’de görev yapmakta olan bir İsveçli görevlinin işlenen cinayetin ertesi günü yürütülen Birleşmiş Milletler soruşturmasından çekmiş olduğu renkli bir filmi göndermiş, biz de bunu Kayıplar Komitesi yetkilileriyle paylaşmıştık.

Pervolya-Kiti bölgesinde çeşitli atölye çalışmalarında da Kıbrıslırumlar’a yönelik aynı çağrıları yenilemiştik.

Tüm bunlar olurken bir Kıbrıslırum, Kayıplar Komitesi’ne Çite’de (Kiti) “kayıp” Halil Ziya Desteban’ın su kanalındaki gömü yerini göstermiş ve yapılan kazılar sonucunda Desteban’dan geride kalanlara ulaşılmıştı. Kayıplar Komitesi’nin yürüttüğü DNA testleri sonucunda kimliği belirlenen “kayıp” Halil Ziya Desteban işte 53 yıl sonra, ailesine kavuşuyor.

GÖKHAN ÖZTÜRK’ÜN YAZDIKLARI…

“Kayıp” Halil Ziya Desteban’ın torunu Gökhan Öztürk, geçtiğimiz günlerde sosyal medya paylaşımında şöyle yazdı:

“Aile tarihimizin en önemli olayına tanıklık ettik bugün. Kayıp Şahıslar Komitesi'nden Psikolog Ziliha Uluboy bugün (24 Ekim 2017) annem Nurten Öztürk, dayılarım Ziya Hürsöz ve İsmail Menevili ile görüşerek 17 Mayıs 1964'te kayıp edilen babaları Halil Ziya'nın bulunduğunun haberini verdi. 12 yaşında babasız kalan annemin yıllardır sürdürdüğü mücadele nihayet sonuçlandı ve üzerinden 53 yıl geçen melun olayın ne kadar can yaktığını annemin gözyaşlarıyla bir kez daha yaşadık. Dedemiz babamız şehit Halil Ziya'nın cenazesi 31 Ekim Salı günü saat 10:00'da askeri törenle Mormenekşe Mezarlığı’na defnedilecek. Kayıp yakınımızın bulunmasında emeği geçen Kayıp Şahıslar Komitesi çalışanlarına, her zaman yanımızda olan Sevgül Uludağ’a teşekkür eder, "onun mezar yeri yok ben de öldüğümde mezar istemem" deyip son gününe kadar eşinin acısını yaşayan nenemiz Nazime Halil Tokel ve hayatta olmayan çocukları Hasan Halil, Zeki Tokel, Cemal Balses ve Şener Balsoy'u sevgi ve rahmetle anarız. Bu ve bunun gibi vahşetleri yapanları ve sebep olanları da lanetle anarız.”

Desteban’ın bir diğer torunu olan Bedia Balses de şimdi hayatta olmayan sevgili babası, “kayıp” Halil Ziya Desteban’ın oğlu Cemal Balses’in yazmış olduğu bir şiiri paylaştı… Bu şiiri ve Bedia Balses’in babasının ve dedesinin trajik öyküsünü anlattığı yazılarını daha önce bu sayfalarda paylaşmıştık. Cemal Balses, “kayıp” babası için şu şiiri yazmıştı:

“Bir pazar günüydü düştün yollara
Dudaklarında acı bir gülüş vardı
Hüzünlü güneş kasvet verirdi akşamlara
dönülmez yolları tutmuştun

Sevgili babam dönmediğin akşam
gözyaşı pınarından içtik bol bol
sen gidince o gün karardı dünyamız ailece
sonra kaldırdılar naaşını hain eller
denizle göğün birleştiği yere götürdüler

şimdi dalgaların şıpırtılarını dinleyerek uyuyorsun
Bağırıyor, haykırıyor ama beni işitmiyorsun
Melekler yoldaşın şimdi
Mateminle çiçekler bile soldu
Hüzünlü bülbüllerimiz ötmez oldu

Kaç yıl var ki yollarını gözlerim
Baba tüten kokunu
tatlı sözlerini özlerim

Yattığın yer meçhuldur
Her gün beklerim yollarını
Sahillerin tenhalığına değil
Kalbimin en güzel yerine yaptım mezarını

Cemal Halil Ziya (Balses)

1971”

Bedia Balses, sosyal medya sayfasında şunları da yazdı:

“Sevgül Uludağ, Kıbrıs’ta barışı yapmak için çalışan güzel insan, size ne kadar teşekkür etsek azdır. Dedem gibi isimsiz nice kahramanın tarihin tozlu çekmecelerinde kalan hikayelerini su yüzüne çıkararak onların tanınmasına, bilinmesine ve bulunmasına katkı yapıyorsunuz. Bir daha aynı acıların yaşanmaması dileği ile bir ömür kocasını bekleyen ve ondan hiç umut kesmeden hayata gözlerini yuman Nazime Nenemizin, babalarına veda edemeyen ve hep bir kayıp çocuğu olarak kalan, Halil Desteban’ın ebediyete göçen oğulları Hasan, Cemal, Zeki ve Şener’in, şimdi hayatta olup da son umut kırıntılarına tutunan Nurten, İsmail ve Ziya’nın, onların çocuklarının, torunlarının size bir teşekkür borcu vardır. Bu kayıp insanların hatırasına saygı duyarak, öykülerinin peşine düşerek ve hak ettikleri itibarı vererek onları yazılı kaynaklara aktarıp sahip çıktınız. Size tüm Kıbrıs ve insanlık adına da teşekkürü bir borç biliriz.”

HALİL ZİYA DESTEBAN KİMDİ?

Halil Ziya Desteban, 1911 doğumluydu, yani 1964 yılında 53 yaşındaydı. Manavlık, zerzavatçılık yaparak ailesinin geçimini sağlıyordu. Önceleri destebanlık yapıyordu, sonra İngilizler’e “polişman” olduydu... Sonra da polislikten çıktığı zaman aldığı yekün parayla kendine bir su motoru satın almış, bir bahçe kurmuş, zerzavat yetiştirerek ve bunları Larnaka’ya satarak geçimini sağlamaya başlamıştı. Aslen Softalar’dandı (Softades) Halil Ziya Desteban ama Menevi’de (Meneu) yaşıyordu. Enginar, dirifil, mulihiya ekerdi, bamya, karpuz, kavun, pratsa, böğrülce, golyandro, bakla yetiştirirdi... O gün yani 15 Mayıs 1964’te Menevi’den Bahçalar (Pervolya) köyüne gitmişti zerzavat almaya ancak kimse ona bir şey satmamıştı... Halil Ziya Desteban’ın yanında 15 yaşındaki oğlu Şener de vardı. Dönüşün bir pusudan kurtulmuşlardı ama iki gün sonra Halil Ziya Desteban bu kez oğlunu evde bırakıp kendi yalnız başına zerzavat almaya gidecekti Pervolya’ya...

Ormanlık bir noktada aniden karşısına çıkıp ateş etmişler... Sonra da onu “kayıp” etmişler... Herhalde Halil Ziya Desteban vurulmuş ki arabada kan varmış... Vitesi bile çıkaramamış içinden, araba öylece çalışır vaziyette kalakalmış... 17 Mayıs 1964’te işte böyle öldürülmüş Halil Ziya Desteban…

“Kayıp” Halil Ziya Desteban’ın değerli ailesinin acısını paylaşıyoruz…

Yarın cenaze törenine biz de katılarak bir demet çiçek koyacağız mezarına ve “Rahat uyu artık” diyeceğiz… “Bir su kanalında değilsin artık, evlatlarının seni defnedeceği bu mezarda ışıklar içinde uyu…”

 

 

 

 

Bu yazı toplam 2934 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar