“Kayıp” Hasan Hakkı, 4 Ocak’ta Tekke Bahçesi’ne yeniden defnedilecek...
26 Aralık 1963’te Mehmet Ahmet Koççino, Kemal Ahmet Koççino, Ömer Depreli ve Hüseyin Vreççalı’yla birlikte Küçük Kaymaklı’dan “kayıp” edilen Hasan Hakkı’dan geride kalanlar, Kayıplar Komitesi’nin Tekke Bahçesi kazılarında bulunarak kimliklendirildi…
26 Aralık 1963’te Mehmet Ahmet Koççino, Kemal Ahmet Koççino, Ömer Depreli ve Hüseyin Vreççalı’yla birlikte, Küçük Kaymaklı’dan “kayıp” edilen Hasan Hakkı’dan geride kalanlar, Kayıplar Komitesi’nin Tekke Bahçesi kazılarında bulunarak kimliklendirildi ve ailesine iade süreci başladı… “Kayıp” Hasan Hakkı, 4 Ocak’ta Tekke Bahçesi’ne yeniden defnedilecek ama bu kez isimsiz bir mezarda değil, kendi adını taşıyan bir mezarda yatacak… 4 Ocak 2019’da saat 10.00’da Küçük Kaymaklı Camisi’nde kılınacak cenaze namazı ardından “kayıp” Hasan Hakkı’dan geride kalanlar ailesi tarafından Tekke Bahçesi Şehitliği’ne defnedilecek.
Hasan Hakkı genç bir çobandı – henüz 20 yaşındaydı – aslen Fotalı’ydı…
Acıklı bir çocukluğu olmuştu…
Annesi genç yaşta vefat edince, Kanlıköy’de teyzesinin yanına gönderilmiş ve burada çobanlık yapmayı öğrenmiş, eniştesinin hayvanlarına bakmaya başlamıştı…
Bir süre sonra, Küçük Kaymaklı’ya, Mehmet Ahmet Koççino’nun yanında çoban olarak çalışmaya gitmiş ve Koççino ailesiyle birlikte yaşamaya başlamıştı…
1963 çarpışmaları patlak verdiği zaman, 25 Aralık 1963’te Küçük Kaymaklı’yı terk eden Kıbrıslıtürkler arasında Hasan Hakkı da vardı…
O da Hamit Mandrez’e giden Kıbrıslıtürkler arasındaydı…
Ancak ertesi günü, yani 26 Aralık 1963 tarihinde, Mehmet Ahmet Koççino’yla ve Kemal Ahmet Koççino, Ömer Depreli ve Hüseyin Vreççalı’yla birlikte Küçük Kaymaklı’ya geri dönmüşlerdi.
Mehmet Ahmet Koççino’ya ait hayvanları yedireceklerdi…
Bu beş Kıbrıslıtürk işte o gün, Küçük Kaymaklı’dan “kayıp” edilmiş ve ancak yarım asır sonra onlardan geride kalanlar Tekke Bahçesi’ndeki mezarlarda gömülü olarak bulunmuştu… Kayıplar Komitesi kazılarında daha önce kalıntıları bulunan Mehmet Ahmet Koççino, Kemal Ahmet Koççino, Ömer Depreli ve Hüseyin Vreççalı’yı geçen yıl defnetmiştik… Şimdi de DNA testleri sonuçlanarak kimlik tespiti yapılan “kayıp” Hasan Hakkı, 4 Ocak 2019 Cuma günü, yeniden Tekke Bahçesi’nde ailesi tarafından defnedilecek…
“Kayıp” Hasan Hakkı, Küçük Kaymaklı’da bazı Kıbrıslırumlar tarafından öldürüldükten sonra naaşı diğer bazı Kıbrıslıtürkler’le birlikte Lefkoşa Genel Hastanesi morguna konulmuştu. Kıbrıslırum makamlar morgta bulunan Kıbrıslıtürkler’le ilgili olarak 21 veya 22 kişilik bir liste yaparak, üzerinde kimlik bulunanların isimlerini bu listeye koymuşlar, kimliği olmayanları ise “kimliği belirlenmemiş Kıbrıslıtürk” olarak tanımlayarak bu listeyi Kıbrıslıtürk makamlarına Kızılhaç aracılığıyla bildirmişler ve sözkonusu naaşların morgtan Kıbrıslıtürk yetkililer tarafından alınmasını talep etmişlerdi. Ancak Kıbrıslıtürk makamlar 4 Ocak 1964 tarihinde kendilerine ulaştırılan bu listedeki 21 veya 22 Kıbrıslıtürk’ün naaşını almaya gitmemişler veya gidememişlerdi. Bir süre sonra Kıbrıslırum yetkililer bu naaşları alarak Ayvasıl Kıbrıslıtürk mezarlığı dışında açtıkları toplu mezarlara gömmüşlerdi. 13 Ocak 1964 tarihinde bu kez Kıbrıslıtürk yetkililer, Ayvasıl mezarlığı dışındaki bu toplu mezarlarda İngiliz askerleri eşliğinde kazı yaparak bu naaşların bir bölümünü bulmuşlar ve onları ellerindeki listeyle kıyaslama yapmaksızın, alel acele Tekke Bahçesi mezarlığına defnetmişlerdi. Ailelerin de bu süreçlerden hiç haberi olmamıştı. Kıbrıslıtürk makamlar, Ayvasıl toplu mezarlarından çıkardıkları “kayıp” şahısları, “Ayvasıl Şehidi” olarak “Ayvasıl 1”, “Ayvasıl 2” gibi tanımlamalarla isimsiz olarak defnetmişlerdi.
11 yıl önce ilk kez YENİDÜZEN’de, “Kıbrıs: Anlatılmamış Öyküler” yazı dizimizde Tekke Bahçesi’ne bazı “kayıplar”ın gömülmüş olduğunu belgeleri ve röportajlarıyla yayımladığımız zaman, Kıbrıslıtürkler böylesi bir skandaldan haberdar olmuştu…
Ancak Kayıplar Komitesi’nin Tekke Bahçesi Şehitliği’nde kazı yapmasına uzun süre “derin devlet” izin vermemiş, bunun için on yıllık bir mücadele gerekmişti. Gerek YENİDÜZEN gazetesi olarak biz bu sayfalarda çeşitli röportajlarla bu kampanyayı yürütmüş, gerekse Kayıplar Komitesi yetkililerinden Mine Balman ile Küçük Kaymaklılı “kayıp” yakınlarının oluşturduğu Küçük Kaymaklı Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Asbaşkan Ali Zeybekoğlu önderliğinde Sevgi Alibaba, Mehmet Altuner ve diğer dernek yetkilileri yoğun çaba harcamış ve nihayetinde Cumhurbaşkanlığı’na Mustafa Akıncı’nın seçilmesiyle birlikte, Akıncı ve güvenlik danışmanı Halil Sadrazam da en azından Ayvasıl’dan getirilmiş olan naaşların gömülü olduğu mezarlarda kazı yapılması için buna direnen bazı yetkilileri ikna edebilmişlerdi. O dönemin bakanlarından, kendisi de bir “kayıp” yakını olan Asım Akansoy da bu çabalara tam destek vermişti.
Bu çerçevede 2016 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Tekke Bahçesi Şehitliği’nde Ayvasıl mezarlarında Kayıplar Komitesi kazı yürütmüş ve bazı “kayıplar”dan geride kalanlara ulaşmıştı. İşte “kayıp” Hasan Hakkı da kalıntılarına ulaşılanlar arasında bulunuyor…
MUSTAFA FOTALI’YLA KONUŞTUK…
Babaları bir, anneleri ayrı olan ancak hayatta olduğu sürece aralarında hiçbir zaman “üvey kardeş” ilişkisi olmayan, tam bir kardeş ilişkisi olan Hasan Hakkı’nın abisi Mustafa Fotalı’yı dün Lefkoşa Belediye Evleri’ndeki evinde ziyaret ettik ve “kayıp” Hasan Hakkı’nın kısacık ve acıklı yaşamını ondan dinledik…
Mustafa Fotalı bize özetle şunları anlattı:
*** Babamız bir, annelerimiz ayrıydı. Benim annemin adı Ziba’ydı, onun annesinin adı Hayriye’ydi… Babamızın adı Hakkı Yusuf’tu. Ailemiz Fotalı’dır. Hasan Hakkı sanırım 1943 doğumludur, yani 1963’te 20 yaşındaydı… Onun annesi çok genç öldüydü… Anneleri ölünce, bir teyzeleri vardı, Kanlıköy’de evliydi ama çocuk etmediydi. Evvela aldıydı Hasan’ın kızkardeşi Siddiga’yı yanına, sonra Hasan’ı da aldıydı yanına. Bir müddet, “Gondo Mehmet” derlerdi eniştemize, onun hayvanlarına bakardı Kanlı Çiftlik’te, Kanlıköy’de… Ondan sonra Hasan, Koççino’nun yanına geldi çoban olarak Küçük Kaymaklı’ya… Orada çobanlık yapardı…
*** Zannedersam Hasan hiç okula gitmediydi… Hasan çok hayırlı bir çocuktu, çok efendiydi… Mesela düğünümüzde geldi bizi tebrik etsin, “Abi” dedi, “bildiğin gibi babam bizimle alakadar olmaz” dedi, “zamanı gelinca bana da yardımcı olacan evleneyim ha” dediydi…
DEVAM EDECEK