Kayıp Şahıslar Komitesi’nden kitap hazırlığı…
Lefkoşa, 4 Ocak 2015 (T.A.K):
Kayıp Şahıslar Komitesi’ndeki Kıbrıslı Rum üye Nestoras Nestoros, kayıplar konusunun, bilgi ve veri bulunmasıyla ilgili çabaların yoğunlaştırılmaması durumunda, kapanma riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.
Fileleftheros gazetesinde yer alan demecinde, “Kayıp Şahıslar Komitesi’nin tarih yazdığını” ve bunu doğru bir şekilde yapması durumunda, bunun birçok çatışma ve probleme sahip olan bölge ülkelerine yardımcı olabileceğini savunan Nestoros, 2006 yılından bugüne kadar 430 Kıbrıslı Rum ve 134 Kıbrıslı Türk kayıp kişiye kimlik tespiti yapıldığını söyledi.
157 kimlik tespiti yapılmasıyla birlikte, 2014 yılının bugüne kadarki en başarılı yıl olduğunu dile getiren Nestoros, bununla birlikte yalnızca 65 kayıp kişinin kalıntılarına ulaşıldığını dile getirdi.
Öte yandan Nestoros, 2006 yılından bu yana “savaşta hayatını kaybetmiş kategorisinde” bulunan başka 93 kişiye kimlik tespiti yapıldığını da belirtti.
Kayıplarla ilgili bilgi ve verilere ulaşmak için çabalarını yoğunlaştırmaları gerektiğini ifade eden Nestoros, aksi takdirde kayıplar konusunun maceralar içine gireceğini öne sürdü.
Kayıp kemiklerinin yerlerinin değiştirilmesi konusunda da konuşan Nestoros, tanıklar ve yeni bilgiler bulmaya çalıştıklarını ifade etti.
Nestoros, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin, bilim adamlarının ve kayıp yakınlarının deneyimleri üzerinden bir kitap yayımlamaya hazırlandığını da sözlerine ekledi.
“Aşşa” (Paşaköy) kökenli Rum kayıpların durumunun dışında, çok az miktarda kemiğe kimlik tespiti yapılmış olan 50 Kıbrıslı Rum ile 12 Kıbrıslı Türk kayıp durumu bulunduğunu da dile getiren Nestoros, bütün kemikleri bulmak için ellerinden gelenin en iyisini yapmalarının, hem görevleri hem de yükümlülükleri olduğunu söyledi.
“Aşşa” (Paşaköy) kökenli 70 Rum aileden yalnızca 25’inin yakınlarına ait kalıntıları defnettiklerini dile getiren Nestoros, iskeletlerin tamamını vermek istediklerini, bunun çok mantıklı bir talep olduğunu, ancak geriye kalan kemiklerin “kasıtlı olarak başka bir yere taşınmalarının ardından” ne zaman bulunacağının meçhul olduğunu ifade etti.
Gazeteye göre, “ ‘Aşşa’ (Paşaköy) haricinde, kayıp kemiklerinin kasıtlı olarak başka yere taşındığı durumlar” olup olmadığı sorusuna ise “evet” yanıtını veren Nestoros, kemiklerin bir yerden başka bir yere taşınıp taşınmadıklarının, kazı esnasındaki arkeolojik bulgular aracılığıyla ortaya çıkmakta olduğunu anlattı.
“Lapta’da, Celebrity otel yakınlarında, içerisinde büyük miktarda Kıbrıslı Rum kayıp kişinin olduğu büyük bir toplu mezar olduğuna işaret edildiği” sorusu üzerine ise Nestoros, sahip oldukları bilgilere göre, çok sayıda Kıbrıslı Rum’un kalıntısını bulmayı umduklarını, ancak bugüne kadarki tablonun, oldukça hayal kırıklığı yaratıcı olduğunu söyledi.
Nestoros, mezarın (kemiklerin) yerinin değiştirilmiş olduğu başka bir durumla daha karşı karşıya olduklarının görüldüğünü iddia etti.
2011 yılından bu yana kazılardaki başarıyla ilgili sıkıntılı dönemin başladığını da kaydeden Nestoros, ilk yıllarda daha fazla bilgi akışı olduğunu dile getirdi.
Konuya müdahil bütün tarafların yardımına ihtiyaçları olduğunu ifade eden Nestoros, Yunanlı kayıplar için Yunanistan’la olan işbirliğini yoğunlaştırmakta olduklarını söyledi.
Zayıf yönleri bulunduğunu, fakat inşa etmekte oldukları tecrübenin çok büyük olduğunu dile getiren Nestoros, bu zayıflıkların üstesinden gelmek istediklerini kaydetti.
Nestoros, “zayıf yönlerinin, Türkiye’nin işbirliğinde bulunmaması mı olduğunun” sorulması üzerine ise, bunun en büyük zayıf yönleri olduğunu savundu.
Nestoros, Kıbrıslı Rum, Kıbrıslı Türk ve Türk askerleri olmak üzere, Kıbrıs’taki çatışmalara katılmış olan herkesin, eğer doğruysa ve eğer ahlaki duyarlılığa sahipseler, o zamanlar ne olduğu konusunda kendilerine bilgi vermesi gerektiğini de söyledi.
“Bazı kişilerin işgalin en trajik hikâyelerinden birini alelacele kapamak istediği söyleniyor” ifadesi üzerine ise, Kıbrıs Rum kesimiyle alakalı olarak buna inanmadığını dile getiren Nestoros, bu konuda Kıbrıslı Türk muhatabı Gülden Plümer Küçük’ü Türkiye’den ayrı tutmak istediğini, çünkü işbirliğinde bulundukları sürece kendisinden böyle bir fikir gelmediğini kaydetti.
Türkiye’nin geçtiğimiz Aralık ayında Strazburg’daki Avrupa Konseyi toplantısında “kayıplar konusunun çok konuşulduğunu ve daha fazla eylemde bulunmamaları gerektiğini söylediğini” gördüklerini de ileri süren Nestoros, Kıbrıslı Türk muhatabı Gülden Plümer Küçük’ün, elindeki sınırlı araçlarla çabaladığını savundu.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in geçtiğimiz yaz Antropoloji Laboratuarı’na yaptıkları ziyaretle ilgili bir soru üzerine ise, ziyarette askeri bölgelere ulaşma sorununu ortaya koyduklarını, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun ise bu konuda çaba gösterilmekte olduğunu söylediğini dile getiren Nestoros, Türk Ordusu’nun arşivlerinden bilgi almaları gerektiğine değindiklerini de söyledi.
Kayıplarla ilgili bilgi ve veriler bulmak için çabalarını yoğunlaştırmaları gerektiğini, aksi takdirde konunun Türkiye’nin istediği gibi kapanacağını iddia eden Nestoros, kayıplarla ilgili bilgi gelmediği takdirde, programın 2017 yılında kemik tespitinde sorun yaşayacağını, çünkü her yıl 140–150 civarında kimlik tespiti yaptıklarını, böylece 2017 yılında eldeki mevcut şeylerle çalışmanın tamamlanacağını ifade etti.
Nestoros, Türkiye işbirliğinde bulunmaya karar verene kadar, programın çalışmaması ve durma noktasına gelmesinin mümkün olmadığını da ifade etti.
(TAK Ajansı Rumca Haber Bülteni’nden – 4.1.2015)