“Kayıplarımızın İzinde” etkinliğinde “kayıp” yakınları…
Bu fotoğrafta kişi başına düşen acıyı tarif etmek mümkün değil… Tümü de “kayıp” yakını ve katliam kurbanları… İki Toplumlu Kayıp Yakınları ve Katliam Kurbanları İnsiyatifi “Birlikte Başarabiliriz” örgütünün lideri Hristos Eftimiu’nun kardeşi “kayıp”… Yanında Hristos Neokleus duruyor, onun da kardeşi “kayıp”… Muratağa-Atlılar-Sandallar katliamında tüm ailesini yitirmiş olan Hüseyin Rüstem Akansoy’la sohbet ediyorlar… Hüseyin Rüstem Akansoy da “Birlikte Başarabiliriz” örgütü liderlerinden…
Hüseyin Rüstem’in yanıbaşında ise 1963’te Lefkoşa Genel Hastanesi’ndeki hasta yatağından alınarak öldürülen ve neredeyse yarım yüzyıl boyunca “kayıp” edilen Mustafa Arif’in oğlu Kutlay Erk duruyor… Bu fotoğrafı, Kayıplar Komitesi’nin “Kayıplarımızın İzinde” başlıklı Lefkoşa’da, ara bölgede, Goethe Enstitüsü’nde geçtiğimiz Cumartesi yapılan etkinliğinde YENİDÜZEN muhabiri Ayşe Güler çekti…
Acılar karşılıklı olarak paylaşıldıkça empati gelişebilir… İki toplumun ortak acısıdır “kayıplar” ve katliamlar… Bu fotoğrafta kişi başına düşen acıyı tarif etmek mümkün değil ama onlar bu acılarını paylaşarak Kıbrıs’ın barışçıl geleceği için mücadele ediyorlar…
--------------------------------------------------------------------
“Tekke Bahçesi şehitliğindeki “kayıp” mezarları kazılsın…”
Adı: Tözüm Tarcan… Uzun yıllar boyunca Avustralya’da yaşadı… Babası 1963 “kaybı” Mehmet Raif… CYTA’daki işinden dönerken, Lefkoşa’da CYTA üzerine yerleştirilmiş bir Kıbrıslırum “keskin nişancı” tarafından vurulduğu anlatılıyor. Ondan sonra Lefkoşa Genel Hastanesi morguna konulmuş… Lefkoşa’nın diğer bölgelerinden toplanan, 21 Aralık 1963 ve izleyen günlerde öldürülmüş Kıbrıslıtürkler’le birlikte morgta bekletilmiş… Kıbrıslırum yetkililer, 4 Ocak 1964 tarihinde bir listeyle birlikte – kimliklerini tanımlayabildiklerinin isimlerini bu listeye koymuşlar – Kıbrıslıtürk makamlarına Kızılhaç aracılığıyla ulaşarak “Morgda 21 Kıbrıslıtürk var çatışmalarda öldürülen, lütfen onları alınız” diye resmi bir başvuru göndermişler. Fakat Kıbrıslıtürk yetkililer, morgta yatan Kıbrıslıtürkler’i oradan almamış ya da alamamış… Kıbrıslırum yetkililer bir süre sonra bu 21 Kıbrıslıtürk’ü Ayvasıl Kıbrıslıtürk mezarlığı dışına topluca defnetmişler…
Bir süre sonra Kıbrıslıtürk yetkililer St. Johns Ambulans kurumu yetkilileri ve İngiliz askerleri eşliğinde Ayvasıl’daki bu toplu mezarları açmışlar… Buradan çıkarılan Kıbrıslıtürkler’in naaşlarını herhangi bir kimlik tanımlaması yapmaksızın – bu kimlik tanımlaması yapılmışsa dahi, bu “kayıp” yakınlarından bugüne kadar gizlenmiş – onları Tekke Bahçesi’ne “Ayvasıl şehitleri” olarak alel acele defnetmişler…
Tözüm Tarcan ve o 21 kişilik grupta bulunan başka Kıbrıslıtürk “kayıp” yakınları da yıllardır Tekke Bahçesi şehitliğine “meçhul” ya da “Ayvasıl 1”, “Ayvasıl 2” diye isimsiz olarak defnedilmiş olanların buradan çıkarılarak DNA testine tabi tutulmasını talep ediyor.
Fakat Kayıplar Komitesi Tekke Bahçesi şehitliğinde kazı için bir türlü “izin” alamıyor…
Kayıplar Komitesi’nin “Kayıplarımızın İzinde” başlıklı etkinliğine gelen Tözüm Tarcan, Kayıplar Komitesi yetkililerinden bir kez daha Tekke Bahçesi’ndeki meçhul mezarların açılmasını talep ediyor… Onun gibi bir talebi olan bir diğer “kayıp” yakını ise Mehmet Zorba… O da etkinlikte yaptığı konuşmada, hem Ayvasıl’daki Kıbrıslıtürk mezarlığı dışında bulunan gömü yerlerinin, hem de Tekke Bahçesi’ndeki “meçhul” mezarların kazılmasını Kayıplar Komitesi yetkililerinden talep etti…