‘Kazandık’
O cümle beni çok etkilemişti:
“Uluslar çağırdığında dönüp bakmadım.”
* * *
Kimler gelip geçmedi ki Akdeniz’in bu acılı, şehvetli, yaralı, sancılı adasından...
“Coğrafya kaderdir” sözüne inandım.
Kıbrıs kaldı onca tortusuyla geriye...
Hep de öyle olacak.
* * *
AVRUPA seçimine oy vermeye giden Kıbrıslı Türklerin “başkaldıran” ruh hali hemen göze çarpıyordu.
“Göstermelik” demokrasiye öfkeleriyle barikatı aşıyor; dünyaya uzattıkları elleriyle Kıbrıs’ın bütününe dokunuyorlardı.
* * *
Bilinçlerimize “iki ayrı” diyerek dayattıkları yurtsuzluğa karşı, ortak bir öykü yazmanın hazzını hissettik.
* * *
O’nun öyküsü, ulusların çağırdığı yere dönüp bakmayan bir idealistin öyküsüydü.
Umarım hepimizin öyküsü olacak, bir gün...
Çocuklarımızın öyküsü...
Yarınlarımızın öyküsü olacak...
Her dilde konuşacak, her kimliğe kaygılanacak, bu yurdun her yeri için aynı duygularla yoğrulacağız.
* * *
Bu satırları yazarken Avrupa Parlamentosu sonuçlarının açıklandığı Filoksenia Kongre Merkezi’ndeyim ve yeni günün ilk saatleri yaşanıyor.
“Kazandık” diye kucaklıyor, her dilden dostlar...
Ve sloganlar atılıyor.
O sloganlardan biri “Kıbrıs’ta barış engellenemez.”
AKEL sempatizanları söylüyor.
Annan Planı’na bir “özür” gibi!
Bir Kıbrıslı Türkü seçerek, bu adanın tümünü severek, bu sloganı söylemeyi şimdi çok daha fazla hak ediyorlar.
* * *
“Kazandık.”
Adanın tüm dillerinde söylendiği zaman anlamlı...
Kazanırsak, birlikte kazanacağız.
Kaybettiğimizde, birlikte kaybettiğimiz gibi...
İnanırsak, başaracağız.