Ağırdağ’dan Çetinkaya’ya uzanan bir kariyerde birçok lig ve kupa şampiyonluğu kazanan deneyimli file bekçisi Hasan Piro, futbol yaşantısından hedeflerine, unutamadığı anılardan gençlere tavsiyelerine kadar Adres Kıbrıs’a anlattı

Burhan Gürkan

Ağırdağ’dan Çetinkaya’ya kadar uzanan başarılı bir kariyer ve elde edilen birçok şampiyonluk. Hepsini yaşamış bir kaleci Hasan Piro. Çetinkaya’nın tarihi Taksim Sahası’nda gerçekleştirdiğimiz bu güzel sohbette, yakalanan onca başarıyı, iyi-kötü anıları anlatırken, geride bıraktığı yılları kendisine adeta yeniden yaşattık.

Ağırdağ’dan Lapta’ya
Henüz 29 yaşında “kaleciliğin baharı” diye nitelendirebileceğimiz bir yaşta olan Piro, 2001 yılında Ağırdağ’da başladığı kalecilik hayatında ilk olarak genç, sonra da A takımda forma giyiyor. Sonraki sezon 5 yıl formasını giyeceği, 1 tane eski adı ile İkinci Lig, şimdiki adı ile Birinci Lig şampiyonluğu, ardından Süper Lig’de 2 tane de lig ikinciliği yaşayacağı Lapta’ya transfer oluyor.

Gönyeli’de birçok şampiyonluk
Ardından birçok başarı kazanacağı Gönyeli’nin yolunu tutan file bekçisi, burada 2 yıl Süper Lig şampiyonluğu, 3 Federasyon Kupası şampiyonluğu ve 2 Londra Kupası zaferiyle ülkemizde alınabilecek ne kadar kupa varsa topluyor. Şu anda formasını giydiği Çetinkaya’daki ilk sezonunda Lefke ile oynanan ve olaylarla sonuçlanan Federasyon Kupası finali sonrası ilk kupasını hükmen de olsa kazanıyor. Bir sezon sonra Süper Kupa zaferi ile başlayan ve ardından gelen Lig Şampiyonluğu ile Çetinkaya uzun zaman bu kupaya olan hasretini giderirken, içerisinde bulunduğumuz sezonu da Süper Kupa ile açıyorlar. Şu anda da ligde lider konumda yeni bir şampiyonluğa doğru takımı ile ilerliyor Hasan Piro.

Milli Takım başarıları
Piro’nun başarıları sadece kulüpler bazında değil. Milli Takım formasını defalarca giyen deneyimli file bekçisi 2006 yılında Almanya’da düzenlenen FIFI Wild Cup şampiyonluğu, ülkemizde düzenlenen ELF Kupası şampiyonluğunu yaşarken, son olarak geçtiğimiz yıl Irak’ta düzenlenen VIVA World Cup ikinciliğini kariyerine sığdırıyor.

Unutamadığı anı
Hasan Piro’ya unutamadığı anıları sorduğumuzda bir iyi bir de kötü anısını unutamadığını belirtiyor. Gönyeli’ye transfer olduğu ilk senede ilk kez lig şampiyonluğu yaşadığını, Federasyon Kupası’nı ve Londra Kupası’nı da aldıklarını belirten Piro, bu sezonu unutamadığını dile getiriyor. Üç sezon önce K.Kaymaklı ile oynadıkları ve Yasin Kansu ile bir pozisyonda çarpıştıktan sonra kötü bir olay yaşayarak dilinin döndüğünü, bir nevi ölüm tehlikesi yaşadığını belirten Piro, bunun kötü bir anısı olduğunu söylüyor.

“Milli formayı giydiğimde aklıma Salahi Uçkan gelir”
Kariyerinde birçok antrenör ile çalışma fırsatı bulduğunu, hepsinin üzerinde büyük emekleri olduğunu belirten Piro, hiçbiri ile sorun yaşamadığını belirtiyor. Kendisinin bugünlere gelmesinde önemli etken olan iki antrenörden bahseden Piro, “Ağırdağ’da oynarken beni risk alıp A takım kalesine koyan Toygar Davulcu ve beni keşfedip Lapta’ya ısrarla aldıran Salahi Uçkan ön plana çıkar” ifadelerini kullanıyor. Uçkan’ın kendisine söylediği bir sözü hiçbir zaman unutamadığını söyleyen Piro, Uçkan’ın kendisine “Beni dinleyip bıkmadan çalışırsan birgün Milli Takım’ın formasını giyersin” ifadelerine “Hocam hayal görmeyin” dediğini, onun da kendisine “3-5 yıl sonra yine konuşuruz” dediğini belirtiyor ve ekliyor: “Bugün her milli formayı giydiğimde aklıma Salahi Uçkan gelir”

Hedefi
Minimum 35 yaşına kadar kalecilik yapmayı planlayan Piro’ya bundan sonraki hedefinin ne olduğunu sorduğumuzda “Birçok başarı yakaladım. Çetinkaya için şu an ter döküyorum. Sezon sonu serbest kalıyorum. Şartlarda anlaşırsak kulübümde kalmak isterim. Zaman ne getirecek bilinmez tabii. Kalecilik yaptığım sürece yine aynı başarıları yakalamak isterim. En az gol yiyen kaleci olmak gibi bir amacım yoktur. En az gol gören kaleci veya takım diye bir ödül olursa bunu kendim ve Çetinkaya için yaparım tabi” ifadelerini kullandı.

Gençlere tavsiye
Söyleşimizin sonunda genç kalecilere tavsiyen nedir diye sorduğumuz Piro “Çok çalışsınlar. Hiçbir zaman bıkmadan, usanmadan çalışsınlar. Kalecilik itiraf etmek gerekirse nankör bir meslektir. Hata yapma şansınız sıfırdır. Kendi kaderiniz kendi ellerinizdedir. Çalışıp kendilerini işlerine versinler. Bu ülkede kaleci kolay yetişmiyor. Bu işe gönül verdiyseler ilk madde çok çalışma. Sonunda başarılı olurlar. Disiplin ve saygıdan taviz vermemeleri de önemlidir” diyerek sözlerini sonlandırdı.