1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Kazılarda geçen yıllar… (1)
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Kazılarda geçen yıllar… (1)

A+A-

2009’dan bu yana Kayıplar Komitesi kazılarında görev yapan arkeolog ve aynı zamanda bir “kayıp” yakını olan Ali Çulluoğlu, sorularımızı yanıtladı…

Arkeolog Ali Çulluoğlu, Kayıplar Komitesi’nde göreve başladığında tarihler 2009 yılını göstermekteydi… 2009 yılından beridir kazılarda görev yapan, kazı ekibi lideri olan Ali Çulluoğlu’nu önce 18 Haziran 2021 tarihinde, Girne Boğazı’nda yürütülen bir kazı esnasında ziyaret etmiştik… O gün, Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üyesi’nin Araştırmalardan Sorumlu Asistanı Antropolog Okan Oktay ile Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Asistanı Arkeolog Demet Karşılı ile birlikte Gönyeli’de ve Girne Boğazı’nda yürütülen kazılara bakmaya gitmiştik, arkeologlarla sohbet etmiştik…

“KAYIP” YAKINI BİR ARKEOLOG…

Girne Boğazı’nda o günlerde yürütülen kazıda ekip lideri olan Ali Çulluoğlu’yla daha ayrıntılı konuşmak istemiştim – o yalnızca kazılarda yıllardır görev yapan bir arkeolog değildi, aynı zamanda bir “kayıp” yakını idi… 1974’te Poli’de dedesi Kemal İsmail “kayıp” edilmişti… Dedesinin lakabı “Yero” idi çünkü genç yaşlarda saçları döküldüğü için “ihtiyar” manasında ona “Yero” lakabı takılmıştı… “Kayıp” edildiği zaman henüz 36 yaşındaydı, Cemaliye hanımla evliydi ve beş evlatçıkları vardı – bunlardan dördü kız çocuğuydu, bir de oğlucukları vardı ki o henüz dört yaşındaydı… Neriman, Şerif, Şengül, Servet ve Mustafa babasız kalmışlardı – Cemaliye hanım da beş çocukla kalakalmıştı üzüntüleriyle başbaşa biçimde…

 

“NOLDU BİZİM İHTİYARI BULAMADIN MI?”

Ne zaman ki 2009 yılında genç bir arkeolog olarak Ali Çulluoğlu Kayıplar Komitesi’nde çalışmaya başlamıştı, işte o zaman ninesi Cemaliye hanımın ondan çok büyük beklentileri ortaya çıkmıştı… Madem ki torunu Kayıplar Komitesi’nde çalışmaktaydı, o zaman mutlaka “kayıp” dedesini bulmalıydı… Ali Çulluoğlu’nu her gördüğünde, “Noldu bizim ihtiyarı bulmadın mı?” diye soruyordu…

“BELKİ BİR GÜN GERİ GELEBİLİR…”

Ali Çulluoğlu bir “kayıp” yakını olarak ninesinin, annesi Neriman hanımın ve Neriman hanımın tüm diğer kardeşlerinin duygularını çok iyi anlıyordu çünkü bir “kayıp” şahıstan geride kalanlar bulunup öldüğüne dair aileye “kanıt” olarak DNA testlerine tabi tutulmuş kemikleri geri verilmeden, “kayıp” yakınlarının “Belki bir gün geri gelebilir” beklentisi hep öylece içlerinde duruyor ve bu duygu devam ediyordu…

Ali Çulluoğlu işte böylesine büyük bir travmanın ortasında, hem işini tam yapacak, hem “kayıplar”ın bulunması için canla başla çalışacak, hem de Poli’de “kayıp” edilmiş dedesinin bulunmasını umacaktı…

s2-229.jpg

BİR “KAYIP” YAKINININ DEĞERLİ YARDIMLARI…

2013 yılında Kayıplar Komitesi yetkilileriyle birlikte olası bir gömü yerine bakmak için Omorfo tarafına, Güneşköy’e (Nikita) gitmiştik… Bir evin avlusundaki birkaç kuyuya bakacaktık – 1963 “kaybı” bir Kıbrıslıtürk’ün gömü yerini aramaktaydık. İşte o gün işimiz bittikten sonra köy kahvesine oturduğumuz zaman dönemin Kayıplar Komitesi yetkilisi Ksenofon Kallis, Poli’de uzun süredir kazı yaptıklarını ama hiçbir “kayıp” Kıbrıslıtürk’ün izini bulamadıklarını söylemiş ve çevreden yardım istemiş, kahvede oturanlara bu konuda bir şey bilip bilmediklerini sormuştu. Çünkü orada bir Magundalı vardı ve Magunda da Poli’ye yakındı…  Poli’de aylardır 1974 “kaybı” Kıbrıslıtürkler’in gömü yerinin bulunması için yürütülen kazılar sonuç vermemişti, kazılar devam ediyordu… Bunu duyunca bölgeden bir “kayıp” yakınını hemen telefonla aradım. 1964 yılında Poli’de babası Ahmet Ethem İbrahim “kayıp” edilmiş olan Ünay Paşa’dan yardım istedim. Ünay hanım bize seve seve yardım etti – hemen bana Şevket dayının adını verdi. Şevket Rado, Londra’da yaşıyordu ama şimdi Kıbrıs’taydı… Sağolsun Ünay hanım hemen Şevket dayının telefonunu da buldu ve onunla konuşmamı sağladı.

ŞEVKET DAYI “KAYIPLAR”IN GÖMÜ YERLERİNİ GÖSTERİYOR…

Şevket dayı yaşlı bir adamdı, bastoncuğuyla yürüyordu, çeşitli sağlık sorunları vardı. Buna ragmen bizimle Poli’ye gelip 1974’te “kayıp” edilmiş Kıbrıslıtürkler’in gömü yerlerini göstermeyi kabul etti. Böylece 21 Ekim 2013 Pazartesi günü hep birlikte Poli’ye gittik – Kayıplar Komitesi yetkilileri, ben, Şevket dayı… Şevket Dayı bizimle bildiklerini paylaşacaktı… Bilmesinin nedeni şuydu: 1974’te savaş esnasında Poli’de esir alınmış ve diğer Kıbrıslıtürkler’le birlikte hapsedilmişti – sonra bazı Kıbrıslırum yetkililer gelerek savaşta öldürülmüş olan Kıbrıslıtürkler’i defnetmek üzere tutuklu Kıbrıslıtürkler arasından en güçlü kuvvetli beş kişiyi almışlardı, aralarında Şevket Rado da vardı ve onları, bu naaşları defnetmeye götürmüşlerdi. O nedenle Şevket dayı, gömü yerlerini tam olarak biliyordu.

TATİLE GELİP SAVAŞA YAKALANMIŞTI…

Şevket Rado 1953 yılından beridir İngiltere’de yaşıyordu – 1974 yazında da köyü Poli’ye tatile gelmiş ve savaş çıkınca esir alınmıştı. Başka Kıbrıslıtürkler’le birlikte tutuldukları yere bazı Kıbrıslırumlar gelerek, en güçlü-kuvvetli beş Kıbrıslıtürk’ü aralarından seçmişler – bu beş kişinin arasında Şevket Rado da varmış – onları savaşta öldürülen üç Kıbrıslıtürk’ü defnetmeye götürmüşlerdi…

Şevket Rado, üç “kayıp” Kıbrıslıtürk’ü hiç tereddütsüz tam olarak nereye gömdüklerini göstermişti Kayıplar Komitesi yetkililerine…

Birbuçuk-iki metre derinliğinde kazılan çukura Mehmet Çatallo, Ahmet Beyaz ve Ayşe Ramadan’ı defnetmişler. “Mezarın içinde yarım bir da iskelet bulacaksınız, onu yerinden çıkarmadıydık, kolu, başı, vücudunun yarısı vardı – bu eski mezarlıktan kalma bir iskeletti – onlarla birlikte bu iskelet da çıkabilir” diye anlatmıştı Şevket Rado.

KEMAL İSMAİL’İN GÖMÜ YERİ…

Yeni mezarlığa giden toprak yolu otlar ve dikenler bürümüştü, marahalar sarı çiçekleriyle boy atmışlar, bu yola ulaşmamız da problem olmuştu çünkü bir araç toprak yolun girişini tıkamıştı. Bu yüzden başka bir giriş bulup bir tarlaya girmiş, ohtoları atlayıp mezarlığa giden toprak yolu bulmuştuk… Az sonra otlar ve dikenler bürümüş toprak yolda tepeye doğru tırmanışa geçmiştik… Şevket Rado, bastonuyla önden gidip yolu gösteriyordu… En sonunda yeni mezarlığa varmıştık – tepenin üstünde pek az mezarın bulunduğu küçük bir mezarlıktı bu… Burasının da tellenmesi gerekiyordu… Bir mezarın kapağı kaldırılmış – bazı mezarların mezar taşları yitip gitmişti…

Bu mezarlığa da, 1974’te Kemal İsmail’in defnedildiği söyleniyordu…  Kemal İsmail’i buraya defneden, diğer üç “kayıp” Kıbrıslıtürk’ü defnedenler değilmiş. Şevket Rado bize o zaman Kemal İsmail’i defnetmiş olan Yalyalı Kıbrıslıtürk’ün adını söylemiş ve hangi mezara gömülmüş olabileceğini bastoncuğuyla işaret etmişti…

Nitekim bastoncuğuyla işaret ettiği yerlerden üç “kayıp” Kıbrıslıtürk bir arada gömülmüş vaziyette, Cengiz Ratip’in anıtının arkasında bulunacaktı… Kemal İsmail’den geride kalanlar da onun işaret ettiği alanda bulunacak ve DNA testleri ardından Kemal İsmail, Mağusa’da düzenlenen askeri bir törenle 2015 yılında defnedilecekti… Ali Çulluoğlu çok mutlu olmuştu ailesi için – üstünden bir yük kalkmıştı… Bu konuda gerek çok değerli arkadaşımız, “kayıp” yakını Ünay Paşa’ya, gerekse rahmetlik Şevket Dayı’ya yürekten teşekkür ediyorum – onların çok değerli yardımları sonucu, 1974 “kaybı” Polili dört Kıbrıslıtürk’ün gömü yerlerini bulabilmiştik…

Birkaç yıl önce vefat etmiş olduğunu öğrendiğim çok değerli Şevket Dayı, nur içinde yatsın… Ölmeden önce bizimle bildiklerini paylaşmış olduğu için ona sonsuz bir minnettarlık duyuyorum, ona ve onu konuşmaya davet eden, bildiklerini paylaşmasını sağlayan çok değerli “kayıp” yakını Ünay Paşa’ya da çok çok teşekkürler…

POLİ’DEN BAŞKA “KAYIPLAR” DA VAR…

Poli’den hala “kayıp” Kıbrıslıtürkler var – bunlar arasında sevgili Ünay Paşa’nın babacığı Ahmet Ethem İbrahim hala “kayıp”…

Ünay Hanım’ın babası Ahmet Ethem İbrahim, 21 Ağustos 1964’te, Baf çarpışmalarının ardından orada bulunan ailesini merak ettiği için  AH23 plakalı mavi renkli Morris van arabasıyla Baf’a gitmek üzere Poli’den ayrılmış, ondan bir daha ondan haber alınamamıştı… Ahmet Ethem İbrahim’e ait Morris van aracı bir süre sonra kamuflaj renklere boyanmış ama aynı araç plakasıyla Poli’den geçerken görmüş Ünay Hanım – aracı Kıbrıslırum askerler kullanıyormuş. Hemen Birleşmiş Milletler’e bilgi vermiş fakat hiçbirşey olmamış…

KÖPRÜNÜN ALTINA GÖMÜLDÜĞÜ SÖYLENİYOR...

Bu konuda Kayıplar Komitesi’nin elinde, Poli’nin girişinde bir köprü altına “kayıp” Ahmet Ethem İbrahim’in defnedilmiş olabileceği yönünde bazı bilgiler bulunuyor, bir Kıbrıslırum okurumuz da daha uzakta bir köprüyü işaret eden bir diğer şahit bulmuştu fakat henüz bu konuda herhangi bir adım atıldığını görmedik… Bu yüzden Ünay Hanım’ın da morali bozuk, bir “kayıp” yakını olarak 1964’ten 2021’e kadar geçen süre tam 57 sene ve 57 senedir, bu konuda hiçbir haber yok… Haklı olarak insanın morali bozuluyor… Bu konuda Kayıplar Komitesi yetkililerini bu sayfalardan bir kez daha göreve davet etmek istiyorum…

KIBRIS CUMHURİYETİ MİLLETVEKİLİ CENGİZ RATİP VE ÖĞRETMEN TURGUT SITKI HALA “KAYIP”…

Yine Poli’den 1964 “kaybı” iki kişi daha var: 14 Şubat 1964’te Poli’nin ortasında vurularak “kayıp” edilen Kıbrıs Cumhuriyeti Milletvekili Cengiz Ratip ve yanında bulunan öğretmen Turgut Sıtkı… Onlar için de bazı kazılar yürütülmüş bulunuyor ancak henüz herhangi bir ize rastlanmadı. Bu konuda da Kayıplar Komitesi’ni, çalışmalarını hızlandırmaya davet ediyoruz…

HAYATINDA ÖNEMLİ DÖNÜM NOKTALARI GEÇİRMİŞ…

Ali Çulluoğlu sevgili nineciği vefat etmeden dedesinin kalıntılarının bulunup kimliklendirilmesiyle, bir yerde psikolojik olarak da rahatlamış olmalıydı… Poli kazılarında bizzat yer alan, Poli’deki Kıbrıslıtürk mezarlığını ekibindeki Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum arkeologlarla birlikte temizleyen Ali Çulluoğlu, büyük bir içtenlikle sorularımızı yanıtladı… Ninesi Cemaliye Orçin’i bir sene önce kaybetmiş… Kayıplar Komitesi’nde çalışmaya başladığında henüz bekar bir gençmiş, bu süreçte evlenmiş, bir oğlu olmuş, bu arada sevgili babacığı Olgun Çulluoğlu’nu zamansız biçimde kaybetmiş… Hayatında önemli dönüm noktaları yaşamış… Hüzünlerle mutluluklar birbiri içine geçmiş…

BAŞKA “KAYIP” YAKINLARI DA VAR…

Kayıplar Komitesi’nde çalışan tek “kayıp” yakını Ali Çulluoğlu değil… Onun gibi başkaları da var… Örneğin Emine Çetinsel, “kayıp” dedeciğini antropoloji laboratuvarında çalıştığından dedesinin kemiklerini incelemiş, ondan geride kalanlar bir Kıbrıslırum okurumuzun değerli yardımlarıyla bulunduğu zaman… Onunla da SÜDDEUTSCHE ZEITUNG gazetesi geniş bir röportaj yapmıştı ve duygularını Almanya’da yayın yapan bu gazeteye aktarmıştı Emine Çetinsel arkadaşımız… Biz de bu geniş röportaja yıllar önce bu sayfalarda yer vermiştik…

Kayıplar Komitesi kazı ekiplerinde ekip lideri olarak çalışmakta olan ama aynı zamanda bir “kayıp” yakını da olan arkeolog Ali Çulluoğlu ile röportajımıza yarın başlıyoruz…

 

(Devam edecek)

 


KAZILARDA SON DURUM… KAZILARDA SON DURUM…

 

Lefkoşa, Templos ve Baf’ta yeni kazılar…

Kayıplar Komitesi kazı ekipleri, adamızın kuzeyinde ve güneyinde, iki toplumlu ekipler halinde kazılarını sürdürüyorlar. Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatörü Arkeolog Gülseren Baranhan’dan aldığımız bilgilere göre, Lefkoşa (Haspolat), Templos (Zeytinlik) ve Baf’ta yeni kazılara başlandı. Kazılarla ilgili olarak ayrıntılar şöyle:

***  Gönyeli’de bir “kayıp” Kıbrıslırum’un dere yatağının yanında, ılgın ağaçlarının altında gömülü olduğu bilgisiyle başlatılan kazı çalışmaları sürüyor. Burada bir “kayıp”tan geride kalanlara ulaşıldı.

***  Gaziler’de (Piroyi) askeri bölge içerisinde, 1974 “kaybı” bir grup Kıbrıslırum’un bazı efgalipto ağaçlarının altında gömülü olduğu bilgisiyle başlatılan kazı tamamlandı. Kazı kapatıldı.

***   Paşaköy’de (Aşşa) 1963 “kaybı” bir Kıbrıslıtürk’ün efgalipto ağaçlarının güneyinde gömülü olduğu bilgisiyle başlatılan kazı sürüyor.

s3-119.jpg

***  Lefkoşa’da, (Haspolat bölgesinde) 1974 “kaybı” üç Kıbrıslırum’un bir kuyuda gömülü olabileceği bilgisiyle kazı yapıldı, kuyu kapalı olduğu için olası alan kazıldı, kuyu bulunamayarak kazı kapatıldı.

***  Zeytinlik’te (Templos) 1974 “kaybı” bir grup Kıbrıslırum’un harnıp ağaçlarının doğusunda gömülü olduğu bilgisiyle kazı çalışmalarına başlandı…

***  Tuzla’da (Engomi) 1974 “kaybı” bir Kıbrıslırum’un zeytin ağaçları olan bir bahçenin bitişiğindeki tarlada gömülü olduğu bilgisiyle kazı çalışmalarına devam ediliyor…

***  Mora’da (Meriç) 1974 “kaybı” bir Kıbrıslırum’un bir tarlada gömülü olduğu bilgisiyle kazı çalışmalarına başlandı…

***  Strovulo’da 1963 “kaybı” bir grup Kıbrıslıtürk’ün açık bir arazide gömülü olabileceğiyle başlatılan kazı çalışmaları devam ediyor.

***  Baf’ta 1963 “kaybı” bir grup Kıbrıslıtürk’ün bir evin arka bahçesinde, hurma ağacının altında gömülü olduğu bilgisiyle kazı çalışmalarına başlandı…

Kazı ekiplerindeki tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara “Çok kolay gelsin” diyoruz.

 

 

Bu yazı toplam 2624 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar