Nasıl yani?
Şimdi arkadaşlar toplansak, kazma kürek Lefkoşa’nın orta yerinde bir inşaata başlasak, ne vizemiz olsa ne de iznimiz, belediye müdahale etmez mi?

Belediyeden müdahale etmesini beklemek siyaset mi oluyor, mızıkçılık mı?

***

“Külliye”yle ilgili bir tartışma var ya!
“Kaçak.”
“İmar Planı’na aykırı…”
Bunlar işin yasal, bürokratik ve teknik yanları elbette…

Bir de irade ve demokrasi boyutu var.
Tam bir dayatmadan söz ediyoruz.
Ne ihtiyaç var, ne de talep!
Erdoğan’ın “Külliye”yi açıkladığı Meclis toplantısını anımsayınız; kukla sahnesinin en büyük beklentisi “Azerbaycan KKTC’yi tanıyor” tadında bir müjde değil miydi?
“Külliye” lafı ağızdan çıkınca öylece bakakalmıştı vekiller!

***

Şimdi “Yerel Yönetim” seçimleri var ya!
Lefkoşa Türk Belediyesi üzerinden de bir yarış…

Yapmayınız, etmeyiniz…
O koltukta örneğin Kutlay Erk oturacaktı şimdi ve o inşaatı mühürlemeyecekti, o zaman görürdüm “ne olmuş canım”cıları!

Ya da tam tersi…
Şimdiki “partici fanatikler” öylesi bir ortamda ne kadar ayağa kalkardı acaba?

***

Unutunuz siyasi rekabeti!
Başkan Harmancı’dan “kaçak inşaatı mühürlemeyeceğiz” diye bir söz duymadım.
Hatta “gereğini yaparız” demişti, anımsadığım.
Şimdi de “takip edeceğiz” diyor.
Seçime kadar bir sonuç beklemem doğrusu…
Yine de takip etmeliyiz, birlikte…

***

Gereği neyse yapılmalı…
Kim olursa olsun, hangi parti, hangi proje, hangi başkan, gereği neyse…

Belediyenin görevi değil mi kaçak, izinsiz, imara aykırı inşaatı durdurmak…
O zaman “mühürlenecek.”
Eğer mümkünse tabii!
Çünkü unutulmasın işin içinde asker de var, garantör de!

Olsun…
En azından görürüz yeniden, ne kadar irade var, ne kadar demokrasi…